Gül: 15 Temmuz'a ait çok önemli bir delil elde edildi
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, FETÖ'den yakalama kararı bulunan iş adamı Akın İpek’le ilgili açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, " 15 Temmuz gecesine ait çok önemli bir delil elde edildi. Bir FETÖ'cünün telefonundan elde edilen veri. O gece FETÖ'nün doğrudan darbeyle alakalı olduğuna dair tüm tezlerimizi, verilerimizi güçlendiren yeni bir delile ulaştık. Bunu da ilgililere ulaştırdık. Bu konuda bir adım bekliyoruz. Bu akşam da ABD Adalet Bakanı ile bir telefon görüşmesi yapacağım." dedi.
Gül, Nizip Belediyesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, FETÖ elebaşının iadesine ilişkin Amerikalı yetkililerle görüştüklerini, Dışişleri Bakanlığıyla çalışma grubu oluşturduklarını söyledi.
Türk heyetinin geçen ay Amerika'ya gittiğini, yine geçen hafta da Ankara'ya Amerika'dan heyet geldiğini aktaran Gül, şöyle devam etti:
"Bakanlığımızın yetkilileriyle bir araya geldiler. Hem iadeler hem tutuklu vatandaşların durumuyla ilgili, yargı süreçleriyle ilgili karşılıklı görüşüldü. Temel gündemimiz FETÖ'nün iadesiydi. 15 Temmuz gecesine ait çok önemli bir delil elde edildi. Bir FETÖ'cünün telefonundan elde edilen veri. O gece FETÖ'nün doğrudan darbeyle alakalı olduğuna dair tüm tezlerimizi, verilerimizi güçlendiren yeni bir delile ulaştık. Bunu da ilgililere ulaştırdık. Bu konuda bir adım bekliyoruz. Bu akşam da ABD Adalet Bakanı ile bir telefon görüşmesi yapacağım. Bu süreci hep beraber takip edeceğiz. Bu çalışmalar çerçevesinde FBI da okullarla ilgili yaptığı çalışmalar, soruşturmalar var. Bu Amerika'da devam ediyor. Bu konuyu yakından takip ediyoruz. Muhataplarımızla sürekli bilgi akışı içerisindeyiz. Bizler de her türlü bilgi hususunda iş birliğini sürdürüyoruz."
FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadele konusunda büyük bir kararlılık ve başarıyla devam ettiklerini ifade eden Gül, özellikle 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra fiili darbe yargılamalarının neredeyse üçte ikisinin tamamlandığını dile getirdi.
Bu yıl sonu itibarıyla bu davaların nihayete ereceğine dikkati çeken Gül, "Burada da ağırlaştırılmış müebbet ve yine farklı sürelerde mahkumiyet öngörülüyor. 2 binin üzerinde mahkumiyet söz konusu. Yine beraat eden sanıklar da var. Bu yargılamalar adil bir şekilde devam ediyor. 251 şehidimizin kanı yerde kalmayacak şekilde adalet tecelli etmektedir." dedi.
İlk derece yargılamaların ardından istinat derecesinde Yargıtayda bu davaların itiraz yolu görüleceğini anlatan Gül, şunları söyledi:
"Varsa mahkumiyetlere, beraatlere itirazlar yine ilgililer tarafından hukuk çerçevesinde yapılıyor ama şunu memnuniyetle ifade etmek lazım ki Türkiye'de özellikle FETÖ'nün yargıdan temizlenmesiyle beraber 15 Temmuz'dan sonra 4 bin hakim, savcı ihraç edildi. Yargı kendi mecrasını oturtmaktadır. Olağan dönemde nasıl şahlanış dönemine geçiyorsa yargıda da rutin olağanlaşma ve adaletten şaşmayacak bir şekilde yapılanma söz konusudur. Artık bunu da yargıda yavaş yavaş hissetmekteyiz. Vatandaşlarımız da bunu hissetmekte. Yıl sonu itibarıyla darbe davalarının nihayete ereceğini görüyoruz. Yine FETÖ mensuplarının yargılandığı davalar var. Bu hususta hak edenler hak ettiği cezayı alıyor ve haksız iftiralarla vatandaşımızın lekelenmesini önleyecek mekanizmaları getirdik. Hem de gerçek terör örgütü mensuplarının hak ettiği cezayı alma hususunda mekanizmalar getirdik. Buradaki temel arzumuz suçluyla suçsuzun, kuruyla yaşın birbirinden ayrılmasıdır. Bizim temel yaklaşımımız adalettir. Adalet bizim yol haritamızdır. Bu yüzden kimseye haksızlık yapmadan bu yargılamaların devamını takip ediyoruz. İnşallah bu konuda önümüzdeki dönemde bu mücadele kararlıkla sürecek."
FETÖ firarisi Akın İpek'in İngiltere'de pasaportuna el konulmasına ilişkin sorular üzerine seçim öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İngiltere'yi ziyaret ettiklerini anımsatan Gül, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Muhataplarımızla enine boyuna görüşüldü. Mahkemelerimizin iade talebi iletilmişti. Bu hususta biz oradayken yakalama kararı söz konusuydu. Bu konu medyada yansıtılandan farklı gelişmeler de var. Ama her halükarda süreci takip ediyoruz. Bu konuda hukukun gereği hiçbir terör örgütünü korumamaktır. Hukuk devletiyseniz teröristi korumayacaksınız. Terör örgütlerinde ayırım yapmayacaksınız, iyi terörist kötü terörist ayırımı yapmayacaksınız. Kaldı ki biz bağımsız Türk yargısına iade edilsin diyoruz. Elbette kararı mahkeme verecek. Milletimiz bilsin ki Türkiye olarak ülkenin bekasına, devletin, milletin birliğine kim tehdit oluşturuyorsa ister FETÖ ister PKK, YPG, DEAŞ ile mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu konuda hiçbir zafiyet uğratmayacağız."
OHAL'in kalkmasıyla ilgili olarak gelişmelere ilişkin Gül, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanımızın seçim öncesi söylemiş olduğu bir vaatti. Aslında şu anda da anayasada elimizde imkan var. OHAL'in devamına karar vermek, Meclis de bunun onayını verebilir. Ancak bu tercih. İki yıl devlet reflekslerimizi daha da geliştirdi. Terörle etkin mücadele yaptı. Bizim için asıl olan olağan üstü dönemdi. Olağan döneme döndük. Bu da zaten tercih değil zorunluluktu. Nitekim bundan sonraki süreçte terörle daha etkin mücadele edeceğiz ama hukukun özgürlüğün de sağlama, güvenceye alındığı bir mücadele. Ekonomik, hukuki anlamda reformların olduğu bir Türkiye'yi hep beraber yaşayacağız."
HDP'li milletvekillerinin soruşturulmalarına ilişkin ise Gül, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca sorgulamaların devam ettiğine, sonucu beklediklerine dikkati çekti.
İsrail parlamentosunun aldığı karara da değinen Gül, Ortadoğu'yu barıştan uzaklaştıran bir süreç olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Son kanun tasarısı, Ortadoğu'yu daha da barıştan uzaklaştırmaya daha da şiddet sarmalına yaklaştırmaya yönelik çok tehlikeli bir adımdır. İsrail'in bu adımdan derhal vazgeçmesini bekliyoruz. Irkçı, faşist yaklaşım. Ortadoğu'ya barış getirmez, provokasyondur. Bu yaklaşımı asla kabul edemeyiz. Arapçayı, Filistin varlığını inkar etmek... Hiçbir şekilde kabul edilemez. Tüm bu adımlar esasen hem insan haklarına hem hukuka büyük bir ihanettir, saldırıdır. Bu saldırıyı kabul etmiyoruz. Bu saldırının geçerliliği yoktur. Hukuksuzluğu, işgal ettiği toprakları yasal bir hale büründürmesine yönelik bu adımdan vazgeçmesini bekliyoruz. Bütün dünyanın, sivil toplum kuruluşlarının sessiz kalmamasını bekliyoruz."