Türk Tabipleri Birliği'nden istifa çağrısı
Türk Tabipleri Birliği (TTB) koronavirüs pandemisinin yönetilememesi sonucu vaka ve ölüm artışları yaşanmasına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) koronavirüs pandemisinin yönetilememesi sonucu vaka ve ölüm artışları yaşanmasına ilişkin bir basın toplantısı düzenleyerek, değerlendirmelerde bulundu.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, toplantıda kontrolsüz bir normalleşme sonucu artan vaka ve ölüm sayılarıyla bir sosyal cinayet yaşandığını ifade ederek, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun attığı adımların salgını önlemediğini belirtti.
Korur Fincancı, toplumun derin bir yoksulluk ile karşı karşıya kaldığını ve sosyal iyilik ortamı yaratılamadığını da kaydetti.
KADINA VE ÇOCUĞA YÖNELİK ŞİDDET ARTTI
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği pandemi döneminde kadına ve çocuğa yönelik şiddet vakalarının arttığına dikkat çekti. Şiddetin önlenmesi için farklı mekanizmalar kurulması gerekirken İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösteren Günbeği, bu karardan derhal vazgeçilmesi ve şiddeti önleyecek yeni düzenlemeler için çağrı yaptı.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, Sağlık Bakanlığı yerine İçişleri Bakanlığı genelgeleriyle ve salgını hastanede karşılamaya çalışan bir salgın yönetimi olduğunu ifade etti. Eroğulları aile hekimliği birimlerindeki mekan ve çalışan eksikliklerinin derhal giderilmesi gerektiğini dile getirdi.
ÖNERİLER SIRALANDI
Toplantıda ayrıca TTB'nin önerileri de sıralandı.
Öneriler şöyle:
-Ekonomik ve sosyal tedbir paketleri ile ekonomik sıkıntı içinde olan yurttaşlarımızın desteklenmesi sağlanmalıdır.
-Başta yoksul halk kesimleri olmak üzere halka parasız ve nitelikli maske dağıtılmalı, su ve hijyen ürünleri ücretsiz sağlanmalıdır.
-Geçen bir yıllık süreçte saklanan vaka sayıları başta olmak üzere ölüm sayıları açıklanmalı, aşı ile ilgili süreçler toplum ile şeffaf bir biçimde paylaşılmalı, risk haritalarının hangi kriterlere göre yapıldığı kamuoyuna açıklanarak pandemiye karşı yürütülen mücadelede şeffaf olunmalıdır.
-Gelinen aşamada Bilim Kurulu’nun aldığı kararlar açıklanmalı, alınan kararlar iktidar tarafından uygulanmıyorsa, Bilim Kurulu üyeleri yönetilemeyen pandemi mücadelesine ortak olmamalıdır. Sağlık Bakanlığı başarısız olduğunu kabul etmeli, tüm sorumlular istifa etmeli, antidemokratik salgın yönetimine son verilerek başta sağlık örgütleri olmak üzere toplum katılımı önemsenerek dayanışma içerisinde bir mücadele stratejisine geçilmelidir.
-Aşıda patentin kaldırılmasına yönelik uluslararası alanda çaba yürütülmelidir.
-Öğretmenlere, toplu yaşam alanlarında bulunan ve çalışma zorunluluğu olanlar için hızlı bir aşı programına geçilmelidir.
-Başta temaslılar olmak üzere yaygın test yapılmalı, özellikle iş yerlerinde filyasyon çalışmalarına devam edilmelidir.
-SARS-CoV-2 virüs varyantlarıyla enfeksiyon oranlarının ne olduğu, SARS-CoV-2 virüs varyantlarının hangi laboratuvarlarda ve hangi testle değerlendirildiği, endişe verici varyantların illere göre dağılımı açıklanmalıdır. Varyant suşlarla ilgili laboratuvar çalışmaları artırılmalı, salgın yönetiminde virüs varyantları göz ardı edilmemelidir.
-İllerde çok yoğun olan caddelerde hareketlilik azaltılmalıdır.
-İnsanlar arasında kapalı ortamlarda toplu temaslar kısıtlanmalıdır.
-Son haritalamaya göre 100 bin kişide yeni vaka sayısının 100’ü aştığı bölgelerde, iller arası seyahat sınırlamalarına gidilmelidir.
-COVID-19 illiyet bağı aranmaksızın sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmelidir.
-Sağlık çalışanların çalışma koşulları ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalı, adaletli ve emekliliğe yansıyan ücret sağlanmalıdır. KHK’li başta olmak üzere yeterli sağlık çalışanı atanması yapılmalıdır.