Çocuk gelin davasında utandıran karar!
Suriye’deki iç savaştan kaçarak geldiği Türkiye’de 13 yaşında imam nikâhıyla evlendirilen ve hamile kalan kız çocukla ilgili davada mahkeme tartışmalı bir karara imza attı.
MESUT HASAN BENLİ - HÜRRİYET/
DOKTOR BİLDİRDİ
Dava dosyasına göre, yaklaşık 4 yıl önce Fatma C. isimli kız çocuğu Suriye iç savaşından kaçarak ailesiyle birlikte Ankara’da yaşamaya başladı. 13 yaşındaki Fatma C., 2017 yılında akrabası Abdulkerim J. (26) ile imam nikahıyla evlendirildi. Küçük kız, bu evlilikten hamile kaldı. Alemdağ Göçmen Sağlığı Eğitim Merkezi, yaşı küçük kızın hamileliğini tespit etmesi üzerine suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdulkerim J. ve çocuğun annesi Emanı B. hakkında soruşturma başlattı.
'NİTELİKLİ İSTİSMAR'
Soruşturma sonucunda Cumhuriyet Savcısı Emine Avcıoğlu, Abdulkerim J. hakkında ‘Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma’ suçlarından, anne Emanı B. hakkında ise ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına iştirak etme’ suçlarından dava açtı. İddianamede, Fatma C.’nin eşinden şikâyetçi olmadığı, Abdulkerim J.,’nin mağdurun rızası ve isteğiyle cinsel ilişkiye girdiklerini beyan ettiğine dikkat çekilerek, “Şüpheli Abdulkerim’in 15 yaşından küçük mağdureye karşı zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma suçlarını işlediği, mağdurun annesi şüphelinin de bu suçlara iştirak ettiği anlaşılmıştır” denildi.
‘YASAYI BİLMİYORDUK'
Davanın ilk duruşması 16 Temmuz’da Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanık Abdulerim J. savunmasında, “Suriye vatandaşı olarak Türkiye’deki ceza mevzuatını bilebilecek durumda değilim. Suriye insanı olarak Suriyeli bir kadın ile Suriye’deki düzene göre evlendim” dedi. Sanık anne Emanı B. de şunları söyledi: “Korusun, kollasın diye kızımın evlenmesine müsaade ettim. Suriye yasalarına göre 13 yaşını bitirmiş bir kız çocuğu evlenebilir. Yaptığımız Suriye mevzuatına göre bir evliliktir.”
'HATA' DEDİLER
Savcı mütalaasında, sanıkların suç kastı ile hareket etmediklerini, eylemlerinin özellikle TCK 30. Maddesi’nde ifadesini bulan ‘hata’ kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, beraatlerini talep etti. Mahkeme, ilk duruşmada sanıkların beraatına karar verdi. Kararda, şöyle denildi: “Yabancı devlet vatandaşı olan sanıkların, suç tarihinde 13 yaşında olan mağdura yönelik fiillere dair TCK hükümlerine göre müsnet suçların kanuni tanımındaki mağdurun yaşından kaynaklı yasal unsurları bilmeden hareket ettiklerinin anlaşılması karşısında, TCK’nın 30/1 maddesi uyarınca kasıtlarının bulunmadığının kabulü gerektiğinden TCK 30/4 maddesi hükmü doğrultusunda işlenen fiillerin haksız oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hataya düşen sanıklara ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi.”
'KANUNLARI BİLMEMEK GEREKÇE OLAMAZ'
Çocuk gelin davasında 13 yaş ayıbı
Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi Avukat Ceren Kalay Eken karara tepki göstererek, şunları söyledi:
“Türkiye’de işlenen her suç Türkiye mahkemeleri tarafından yargılanır. Sanığın milliyeti, dil bilmemesi, kanunu bilmemesi mazeret sayılamaz. TCK 103. Maddesi’nde hüküm çok açıktır. 15 yaşın altındaki çocuğun rızasına bakamazsınız.
Kocanın suç işleme kastı olmadığından beraatına karar verilmesi tam bir hukuk katliamıdır. Evlilik adı altında çocukların cinsel istismarının mahkemeler tarafından hoş görülmesini kabul edemeyiz. 13 yaşındaki çocuğun yeri okul sıralarıdır, bebek beşiğinin başı değildir.”