‘Türban’ serbestisine şerh: 'Kararı temyiz edeceğiz'
HKP avukatlarından Doğan Erkan, TSK’nın, bütün yurdu korumakla görevli bir kamusal güç olduğuna işaret ederek, “Bir kamusal gücün, herhangi bir dinsel sembol ile kendini ifade edememesi gerekir. Dinler üstü, laik bir ordu olması gerekir” dedi.
Danıştay 2. Dairesi, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline “türban” serbestisi getiren düzenlemelerin iptali istemiyle açılan davayı reddetti.
Karar, bire karşı 4 üyenin oyçokluğu ile alındı. Karara muhalif kalan dairenin başkan vekili, “kamu hizmetinde laiklik ilkesinin tarafsızlık ilkesinin bir unsuru olduğunu ve dinsel alanda tarafsızlığın, laiklik olarak da tanımlanabileceğine” işaret etti.
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Yönetmeliği’nde, 21 Ocak 2017’de yapılan değişiklikle, kadın personelin “türban” takmasının önü açılmıştı.
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), laikliğe işaret ederek, söz konusu değişikliğin iptali için Danıştay’a başvurmuştu. Danıştay 2. Dairesi, kararını açıkladı. Bire karşı 4 oy ile düzenlemenin iptal edilmesi istemi reddedildi. Dairenin kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), “laiklik taraftarı” olmanın bir “kanaat” olduğunu belirttiğine işaret edilerek, “Bir kanaat ya da inanç korunurken, diğer bir kanaat ya da inancın korunmaması temel hak ve özgürlüklere aykırılık teşkil eder. Din ve vicdan özgürlüğünün dışsal boyutu, kişinin dinini, inancını ve düşüncesini dışa vurma şeklidir. Başörtüsü takmanın da bu özgürlükler kapsamında bir dışavurum şekli olduğu açıktır” denildi.
Gerekçede ayrıca mevzuatta, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin başı örtülü olarak çalışmasını açıkça yasaklayan bir kanun hükmü bulunmadığı belirtildi.
Dairenin başkan vekili ise karara muhalif kaldı. “Kamu hizmetinde laiklik ilkesinin tarafsızlık ilkesinin bir unsuru olduğunu ve dinsel alanda tarafsızlığın, laiklik olarak da tanımlanabileceğine” işaret eden başkan vekili, “tarafsızlığın, kamu hizmetine hâkim olan temel ilkelerden biri olduğunu” vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Tarafsızlık ve eşitlik ilkesine bağlı kalmakla yükümlü bulunan kamu personelinin, hizmetin yürütümünde taraflı davrandığı yönünde şüpheye neden olmaması, siyasi görüşlerini, dinsel aidiyetlerini hiçbir şekilde belli etmemesi gerekir. Kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi’ varlığını korudukça hukuken kabul edilemez.
Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkân tanınmasının, kamu görevini yerine getririrken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu himetinin zarar göreceği açık.”
"TEMYİZ EDECEĞİZ"
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar'a konuşan HKP avukatlarından Doğan Erkan, TSK’nın, bütün yurdu korumakla görevli bir kamusal güç olduğuna işaret ederek, “Bir kamusal gücün, herhangi bir dinsel sembol ile kendini ifade edememesi gerekir. Dinler üstü, laik bir ordu olması gerekir” dedi.
Başvurunun reddi yönünde oy veren hâkimlerden birinin geçmişte AKP’de siyaset yaptığını, belediye meclis üyeliği görevini yürüttüğünü vurgulayan Erkan, “Onun reddini isteyeceğiz. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmekten hüküm bulunan bir partinin geçmiş yöneticisi, bu davada taraftır, bağımsız değildir. Tarafsız olamaz diye düşünüyoruz. Kararı da temyiz edeceğiz. Çoğunluk görüşü yer değiştirebilir” ifadelerini kullandı.