Metin Lokumcu davasında 10 yıl sonra ilk duruşma: 'Mücadelemiz devam edecek'
Emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun biber gazı sonucu hayatını kaybetmesine dair açılan davanın ilk duruşması 21 Nisan Çarşamba günü Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Artvin Hopa’da 31 Mayıs 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilçeye geldiği sırada düzenlenen protestolara yönelik polis müdahalesinde yaşamını yitiren devrimci öğretmen Metin Lokumcu’nun öldürülmesine ilişkin dava yarın Trabzon’da başlayacak.
Birgün'den Ayvan Karadağ'ın haberine göre, davanın ilk duruşmasının 24 Aralık 2020 tarihinde Hopa'da görülmesi kararlaştırılmış fakat duruşmaya saatler kala “kamu güvenliği” gerekçesiyle dava Trabzon Asliye Ceza Mahkemesi’ne taşınmıştı.
Davada, dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ve Hopa İlçe Emniyet Müdürü’nün de aralarında bulunduğu 13 sanık yargılanıyor. 10 yıllık mücadeleyi anlatan dava avukatlarından Meriç Eyüboğlu, Metin Lokumcu’nun ölüm nedeninin bilimsel raporlarla ortada olduğunu belirtti.
Kullanılan biber gazı ile Lokumcu’nun ölümü arasında bir bağ olduğunu ifade eden Eyüboğlu şunları aktardı: “9 yıl 11 ay boyunca ne oldu sorusunun mantıklı bir cevabı yok. Biz başından itibaren ölümün kullanılan kimyasal gazlarla ilgili olduğunu söyledik. Bunu ortaya koymak için otopside araştırılmasını istedik. Bakılmayınca Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) yazılı başvuruda bulunarak incelenmesini talep ettik. İlk kez Türkiye’de böyle bir rapor çıktı.
TTB, 16 Ocak 2012’de uzmanlardan bir heyet oluşturdu. Heyet kullanılan kimyasal gaz ile Metin Lokumcu’nun ölümünün arasında bir bağ olduğuna karar verdi. Bu raporu sunduktan sonra savcı dosyayı adli tıpa gönderdi. Adli tıp ‘mahcup’ bir rapor gönderdi. 2012’de raporlar çıkmasına rağmen iddianamenin düzenlenme tarihinin 2020 yıllının son ayları olması ise durumu özetliyor” dedi.
OLUMSUZ İPUÇLARI OLARAK GÖRÜYORUZ
Davanın zaman aşımı açısından sıkıntılı bir noktaya geldiğini dile getiren Eyüboğlu şöyle devam etti: “Davada 13 kişi yargılanıyor. Hopa’da yaşanan olaylarda talimat verenler ise yargılanmıyor. Bu yargılanan 13 polis, taksirle ölüme sebebiyet vermekten yargılanıyor. Burada taksire değil kasıttan söz etmek gerekir. Tüm bunlar iddianamedeki eksikler… Her şeye rağmen Türkiye’de bu tür cinayetlerin tozlu raflara kaldırıldığını yıllar içinde yaşadık. 9 yıl 11 ay sonra davanın görülmesinin de bu yüzden buruk sevincini yaşıyoruz. Davanın Hopa’dan Trabzon’a kaçırılması, iddianamedeki özensizliği görünce yine bir cezasızlık sürecine ilişkin olumsuz ipuçları olarak görüyoruz. Buna izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Eyüboğlu son olarak şu ifadeleri kullandı: “Bu yargılamada, gerçekte o gün ne olduğunu, Metin Lokumcu’nun nasıl öldürüldüğünü tartışacağız. Sadece Metin Lokumcu’nun anısına değil, toplumsal olaylarda kimyasal gazın yasaklanması gerektiğini bildiğimiz için de tartışacağız. Uzun yıllar süren zorlu bir adalet mücadelesinin sonucunda açılan bu dava kimyasal gaz ve kolluk şiddeti nedeniyle gerçekleşen pek çok yaşam hakkı ihlali bakımından emsal niteliğindedir. Çünkü Metin Lokumcu'nun ölümüne yol açan asli nedenin aşırı, yoğun, ölçüsüz kimyasal gaz kullanımı olduğu bilimsel raporlar ile kanıtlanmıştır. Davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu ise şunları söyledi: “10 yıldır sayısız dilekçe verdik. Bu sürede verdiğimiz dilekçelerin hepsi takipsizlikle sonuçlandı. 13 kişilik bir sanık listesi var. Vicdani açıdan istediğimiz gibi bir yargılama süreci gitmiyor. Babamın 10 yıl sonra bir davası görülecek. Davanın görülmesi bizim için çok önemli. Biber gazı kimyasal bir silah. Bu kimyasal silahın insanları öldürdüğünü bilimsel olarak ispatladık. İsteğimiz bunu kullanan kişilerin ceza alması… Bunun için mücadelemiz devam edecek” dedi.
HAK SAVUNUCULARINDAN VE SANATÇILARDAN DURUŞMAYA ÇAĞRI
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği, Lokumcu’nun duruşması öncesi açıklama yaptı. Beyoğlu’nda bulunan İHD binasında yapılan açıklamada insan hakları savunucuları, herkesi Lokumcu için adalet talebini yükseltmeye davet etti. Lokumcu’nun ölümünden sorumlu olanlar hakkında soruşturma izni verilmediğinin altı çizilen açıklamada, açılan soruşturma ve kovuşturmaların takipsizlikle sonuçlandığına dikkat çekildi.
Açıklamada, “Bu uzun, ısrarlı hukuk mücadelesi sürerken nihayet Metin Lokumcu’nun ölümünden 9 yıl 5 ay sonra, Artvin İl Emniyet Müdürü ile Hopa İlçe Emniyet Müdürü’nün de aralarında bulunduğu 13 polis hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ gerekçesiyle dava açıldı” denildi. Açıklamada kolluk şiddeti nedeniyle pek çok yaşam hakkı ihlali yaşandığına işaret edilere, Lokumcu davasının emsal niteliği taşıdığı ifade edildi. TİHV ve İHD herkesi yarınki duruşmaya destek vermeye davet etti.
Öte yandan Hopa halkı bugün dava öncesinde Metin Lokumcu Meydanı’nda basın açıklaması düzenleyecek. “Metin Lokumcu davası” isimli Twitter hesabından yapılan çağrıda şu ifadeler kullanıldı:
“Hopa halkı Metin Lokumcu’nun Trabzona kaçırılan davası öncesi, 20 Nisan salı günü (bugün) Metin Hoca’nın düştüğü yerden adalet için ses çıkarmaya çağırıyor.” Açıklama saat 12.30’da gerçekleştirilecek. Devrimci öğretmen Metin Lokumcu için sanatçılar Mehmet Gümüş, Burhan Şeşen, Tanju Topal’ın yanı sıra birçok kurum da dayanışma çağrısında bulundu.
İDDİANAMEDE NELER VAR?
Gaz kullanan polislerin Lokumcu’nun ölümünden sorumlu tutulabileceği aktarılan iddianamede, şüpheliler arasında olayın gerçekleştiği sırada Artvin İl Emniyet Müdürü, Hopa İlçe Emniyet Müdürü, Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli müdür yardımcısı olan kişiler bulunuyor. Ayrıca iddianamede şüpheli olarak yer alan diğer 5 kişinin de Hopa’da gaz kullanımı konusunda görevlendirilmiş polis memurları oldukları belirtiliyor. Şüpheli polislerin gaz tüpünü ve gaz bombasını kullandıkları, olay yerinde gaz kullanıldığına ilişkin kamera görüntüleri ile beyanların mevcut olduğuna dikkat çekiliyor.
Ayrıca iddianamede Lokumcu’nun hayatını kaybetmesinin sebebinin gaza maruz kalması olduğunun da raporlarda belirtildiği aktarılıyor. Bu nedenle şüpheli polislerin olay yerinde yoğun bir şekilde gaz kullanmaları ve gaz kullanma talimatı vermeleri nedeniyle Lokumcu’nun ölümünden taksir düzeyinde sorumluluklarının olduğu belirtiliyor.