Ahmet Takan: Cumhur İttifakı’nın selameti için kafa koparma operasyonlarına bir yenisi daha eklendi
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşe yazısında Mersin'de Nutuk'un yasaklanmasıyla başlayan krizin ardından Çamlıyayla Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Kayabaşı’nın görevinden alınmasını değerlendirdi.
Mersin Çamlıyayla’da Ülkü Ocakları'nın okullara Nutuk dağıtma talebine, İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün skandal gerekçelerle engel olmasının ardından, Çamlıyayla Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Kayabaşı görevden alınmıştı.
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşe yazısında söz konusu olayı değerlendirdi. Takan, "Cumhur İttifakı’nın selameti, koltuğun bekası için kafa koparma operasyonlarına bir yenisi daha eklendi" dedi.
Takan, yazısında şunları kaydetti:
Devlet Bahçeli’nin MHP’sinde olup bitecekleri tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyor. Dünkü yazımda, Mersin’in Çamlıyayla ilçesinde okullarda NUTUK’u dağıtmak isteyen Çamlıyayla Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Kayabaşı’nın görevinden alınacağını belirtmiştim. Aynen öyle oldu!.. Cumhur İttifakı’nın selameti, koltuğun bekası için kafa koparma operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Fotoğraf o kadar net ki; zerre kadar yorum yapmaya gerek yok!..
NUTUK’un dağıtılmasını yasaklayan, yöneticilik görevinden alınan Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Bakkal ise üzerindeki koruyucu kalkandan aldığı cesaretle ATATÜRK’e hakaretlere devam ediyor. NUTUK, zararlıymış!.. Kararının arkasındaymış!.. Sözde eğitim müdürü, görevden alındıktan sonra bakın Facebook sayfasında neler paylaşmış;
“Benim vatanseverliğimi tartışacak bir insanın en az benim kadar bu ülkeye faydası olması gerekir. O yüzden hakkımda televizyonlarda, gazetelerde yapılan hiçbir habere, sosyal medyalar üzerinden yapılan yorumlara, anneme, eşime, çocuklarıma yapılan alçakça ve soysuzca küfürlere cevap vermedim, vermeyeceğim. Şunun bilinmesini isterim ki yüz kez görevden alınsam yine aynı kararı verirdim, asla pişman değilim. Çünkü birşey çocuklarımız için yararlıysa izin verilir, zararlıysa verilmez. Bunun lamı cimi yok. Şöyle olsaydı böyle olsaydısı yok. Dilekçe ile başvuruya resmi olarak cevap verilir. Kapağında Nutuk yazan sözkonusu kitabın içeriğine çocuklarımızın pedagojik seviyelerine uygun olmayan içerikler eklenmiş. Bir kitabın dışına Nutuk yazalım içeriğine istediğimizi yazıp ilkokul, ortaokul çocuklarının eline tutuşturalım. Bana emanet edilmiş çocuklara böyle birşeyin yapılmasına izin vermem mümkün değildi. Benim için makamlar, dünya kazanımları her zaman değerlerimden ve ilkelerimden sonra gelmiştir. Verdiğim kararın sonuna kadar arkasındayım.”
ATATÜRK’e aleni hakaret etmek bu ülkede suç mu?.. Başkadı’ya soralım!..