'Tam kapanma'da aşı ve test krizi: Öneriler uygulanmıyor
Tam kapanma sürecinde koronavirüs vakalarının düştüğü iddia edilirken aşı uygulaması ve testlerin azaldığı ortaya çıktı.
İktidarın ‘tam kapanma’ dediği ancak uzmanların ‘genişletilmiş kısıtlamalar dönemi’ diye adlandırdığı kısıtlamaların 11’inci günü geride kaldı.
Ancak, bu süreçte yaygın test ve aşılama yapılması gerekirken hem günlük test sayılarında hem de günlük aşılama sayılarında büyük oranda düşüş var.
Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre; günlük Covid-19 test sayısı 20 Nisan’da 322 binlerde iken 20 günde yüzde 38 oranında azalarak 9 Mayıs’ta 197 binlere kadar geriledi. Günlük aşılama oranı ise sadece bir haftada yüzde 87 düştü. 3 Mayıs’ta toplam 432 bin Covid-19 aşısı yapıldığı belirtilirken 9 Mayıs’ta sadece 55 bin doz aşı yapıldı.
TEST STRATEJİSİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Günlük test ve aşılama oranındaki düşüşü BirGün’e değerlendiren Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, şunları söyledi: “Biz kısmi kısıtlamalar dönemine test stratejimizi değiştirerek, yaygın test yaparak ve aşılamayı artırarak girebilseydik bu kısıtlamadan daha fazla faydalanabilirdik. Ancak, bu ikisi de olmadı. 12 -18 Nisan haftasında günlük ortalama test sayımız 311 bindi. Fakat, 3-9 Mayıs haftasında günlük ortalama test sayımız 235 bine düştü. Bunun da temel sebebi, yalnızca belirtileri olana ve bazı temaslılarına test yapılması. Bu salgının başından beri değişmiyor. Türkiye test stratejisini gözden geçirmeli. Yaygın test için de kapasitemiz var.”
RİSKLİ GRUPLARA YAYGIN TEST YAPILMALI
Farklı testler kullanılarak testin yaygınlaştırılabileceğini belirten Yavuz, “Örneğin ABD’de yaygın tarama için acil kullanım onayı alan ve hızlı sonuç veren antijen testlerinin de kullanılabileceği belirtildi” dedi. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaygın test yaparak yayılımı artıracağını düşündüğümüz gruplarda vakayı yakalamaya çalışmamız lazım. Avrupa’nın bir kesimi de bunu yapıyor. Farklı gruplarda taramaları yaygınlaştırmış durumdalar. Çok fazla insanla teması olan ve bu anlamda yayılım açısından risk oluşturacak gruplarda yaygın test yapıyorlar. Elbette bunu yaparken aşılamanın da hızlanması gerek. Türkiye’nin geçen yıl haziran ayındaki açılmasında, 2 Haziran’da 786 vaka vardı. 1 Haziran’da çok hızlı bir şekilde açıldığımız için bu düzey korunamadı. Son bir haftada ise günlük vaka ortalamamız 22 bin civarında. Önümüzdeki dönem bu oran düşse bile çok yüksek bir noktadan başlayacağız gevşeme dönemine. Mutasyon tehlikesinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Açılma veya gevşeme dönemi, gelecek aylarımızı belirleyecek.”
DSÖ’NÜN ÖNERİLERİ UYGULANMIYOR
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerilerinin Türkiye’de uygulamadığını ifade eden Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ise şunları kaydetti: “2020 yılının Mart ayında DSÖ bu salgınla baş edebilmek için yapılacak en önemli şeyin test politikasını doğru saptamak olduğunu ifade etti. DSÖ, hastalık bulgularını gösterenlere test yapılması gerektiği belirtildi ve Türkiye bunu yapıyor. DSÖ bulgu gösterenlerle temas eden herkese test yapılması gerektiğini de belirtti; ancak Türkiye bunu yapmıyor.”
Prof. Dr. Pala, DSÖ’nün ayrıca sağlıkçılar, güvenlik görevlileri veya gıda işletmelerinde çalışanlar gibi risk gruplarına periyodik test yapılmasını önerdiğini ama Türkiye’nin bu uyarıyı da dikkate almadığını kaydetti.
***
Cezaevlerinde test yapılmadığı iddiası Meclis’te
Cezaevlerinde semptom gösterenlere test yapılmadığı iddiası Meclis gündemine taşındı. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle üç ayrı soru önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, özellikle Bakırköy ve Silivri’deki cezaevlerine ilişkin vahim iddiaların olduğuna dikkat çekti. Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda revirin bile olmadığını, mahpusların hastalıklarını kendilerinin tespit edip ilaç temin ettiğini belirten Aydoğan, “Silivri’de de Covid testi yaptıranlara test sonuçları verilmemiş.Tutuklu ve mahkûmların sağlık haklarının korunması öncelikle devletin görevidir” dedi.