Saygı Öztürk: Şunu da öğrendik, ülkemiz uyuşturucu bataklığına sürüklenmiş

Saygı Öztürk, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Habertürk TV'de katıldığı programda yaptığı açıklamaları köşesinde değerlendirdi.

Saygı Öztürk: Şunu da öğrendik, ülkemiz uyuşturucu bataklığına sürüklenmiş

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarını ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Habertürk TV'de katıldığı programda yaptığı açıklamaları köşesine taşıdı.

Saygı Öztürk, "Bakan, öyle bir hava verdi ki, kendisinden önce görev yapanların hizmetlerini yok saydı. Konuşanları eleştirdi. Hatta, şimdi ne yapması gerektiğini bile söyledi. Devlet hizmetini madalyalarıyla taçlandırmış olanların bakanın aklına ihtiyacı var mı?" ifadelerini kullandı.

Saygı Öztürk'ün "Şu gazetecilerin yaptığına bakın!" başlıklı yazısı şöyle oldu:

İçişleri Bakanı, “Koruma verilmesi konusunda en çok ‘müşterilerinin' gazeteciler ve iş insanları” olduğunu söylemişti. CHP Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Zeynel Emre de, televizyon programlarına birlikte katıldığı ve “Yandaş” olduklarını belirttiği medya temsilcilerinin koruma polisi olduğunu, araçlarında çakar olduğunu gözlemledi. Arama noktalarından sorunsuz geçiyor, yasak olmasına rağmen araçlarına çakar taktırıyor, geçiş üstünlüğüne sahip ve de havalı oluyorlar. Sadece bu amaçla koruma verenlere de, verilenlere de yazıklar olsun.

Kimse bilmezken Sedat Peker, kendisine koruma polisi verildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı da, kendisini savunurken “Benden önce verilmiş” dedi. Oysa, bakan koruma hizmetini defalarca uzattığı gibi, yurtdışına çıkışını engelleme yetkisi olmasına rağmen, üstelik hakkında Bursa'da soruşturma başlatıldığını bilmesine rağmen engel olmadı. Sedat Peker'in bu şekilde konuşacağını bilse, Pasaport Kanunu'nun 22. maddesine göre yurtdışına çıkış izni de vermeyebilirdi.

“DALGA GEÇİYOR”

Bazı gazeteciler de, Emniyete, valiye, bakana yakınlığını kullanıp koruma talep ediyor. Gerçekten korunması gerekenler değil, sadece “Hava” için koruma isteyen ve bu isteği yerine getirilen gazeteciler var. Bunların önemli bir bölümünün, iktidara yakın televizyon ve gazetelerin yazar ve yöneticileri olduğunu belirtelim.

CHP Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Zeynel Emre, İçişleri Bakanı'na, “Resmi koruma tahsis edilen sivil vatandaşlar arasında kaç iş insanı yer almaktadır? Bunlardan kaçı erkek kaçı kadındır ve illere göre dağılımı nasıldır? Sivil vatandaşlara hangi şartlarda resmi koruma tahsis edilmektedir?” diye sordu. Bakanın verdiği cevabı okuyalım: “Koruma hizmetleri; Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu'nun ilgili maddesine istinaden çıkartılan ‘Koruma Hizmetleri Yönetmeliği' ve yönetmeliğin uygulamasına yönelik ‘Koruma Hizmetleri Yönergesi' kapsamında yerine getirilmektedir.”

HESAP VERME MAKAMI

Sedat Peker'in polis korumalarının olduğunun henüz bilinmediği dönemde CHP Milletvekili Zeynel Emre'nin soru önergesine verilen sözde cevap, bakanın milletvekiline bakışını da ortaya koyuyor. Zeynel Emre de, böyle bir cevap verilmesinin nedenini şöyle yorumluyor:

“Yandaş medya mensuplarına, birçok yandaş iş insanına koruma tahsis edildiğini biliyordum. Ancak soruma verilen cevap adı altındaki evrakta hiçbir bilgiye yer verilmemiş. Evrak devletin evrakı ama içinde devlet ciddiyetiyle bağdaşır ne bir bilgi ne de sorularımıza yanıt var. Sedat Peker'e koruma tahsis edildiği ortaya çıkmadan önce soruma niçin böyle bir yanıt verilmediğini daha iyi anlamış olduk. Bakan Soylu'yu sorumluluğa davet ediyorum. Bulunduğu makam dalga geçme yeri değil, hesap verme yeridir.”

Sedat Peker'e koruma verilmesini bakan, “Korumaya ihtiyacı mı var?” diye anlattı. Doğru, resmi koruma ihtiyacı yok. Ama koruma bulunmasının sağladığı kolaylıklar var. Zengin iş adamının polis korumasına ihtiyacı mı var? Verir parasını tutar kendisine koruma. Ama onların da kolaylıklardan yararlanmak için koruma talebinden vazgeçmediğini biliyoruz.

GAZETECİLER NE YAPSIN?

Habertürk TV'de Kübra Par'ın moderatörlüğü'nde ‘Açık ve Net' programına İçişleri Bakanı katıldı. Meslektaşlarımız Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Veyis Ateş, Mehmet Akif Ersoy soru yöneltmeye çalıştılar. Şunu da kabul edelim, Bakan bazı konulara açıklık getirdi. Devletin elindeki bilgileri yorumlarla ve kendi bakış açısıyla sergiledi. Şunu da öğrendik, ülkemiz uyuşturucu bataklığına sürüklenmiş. Terörle mücadele sanki sadece İçişleri Bakanlığı'nın tek başına başarısıymış gibi gösterildi. Milli Savunma Bakanlığı'nın sadece bu yıl içinde 58 şehit vermesi de, sınır ötesindeki çabalar da yok sayıldı. Yargıya da ağır eleştirilerde bulundu.

Bakan, meslektaşlarımızın sorularına cevap vermek yerine, söylemek istediklerini nefes almadan, arkadaşlarımızın araya girmesine fırsat vermeden anlattı. Tüm bunlara rağmen meslektaşlarımız sorulması gereken her şeyi de sorma çabası içinde oldular. Belki, şu anda eleştiriliyorlar ama o yayınlarda meslektaşlarımızın daha fazla bir şey söylemeleri de mümkün olmuyor.

Bakan, öyle bir hava verdi ki, kendisinden önce görev yapanların hizmetlerini yok saydı. Konuşanları eleştirdi. Hatta, şimdi ne yapması gerektiğini bile söyledi. Devlet hizmetini madalyalarıyla taçlandırmış olanların bakanın aklına ihtiyacı var mı?

– – – – – – – – – – – – – –

KRT'de bu akşam saat 20.30'da yayınlanacak “Sisler Bulvarı” programına Susurluk Komisyonu Üyesi Yaşar Topçu, eski Milletvekili Atilla Kart katılacak. Uğur Mumcu'nun kardeşi Ceyhan Mumcu da yayına telefonla katılacak.

Etiketler
Habertürk Süleyman Soylu Uyuşturucu