Hopa'daki çay üreticilerinin eylemine polis müdahale etti: 4 kişi gözaltında
Çayda kota ve kontenjan uygulamasına karşı Hopa'da eylem yapan çay üreticilerine polis müdahale etti.
Karadeniz’de hasadına başlanan çay alımlarında uygulanan “Kota ve Kontenjan” olayı üreticilerin tepkisine yol açtı. Yaşadıkları mağduriyetleri duyurabilmek için bir araya gelen çay üreticilerinin bugün Hopa Meydanındaki buluşmaları polisin sert müdahalesine takıldı.
Anka'dan Uğur İstanbullu'nun aktardığına göre; çevre il ve ilçelerden Hopa’ya gelen yaklaşık 1000 polis, üreticilerin eylemine izin vermedi. Üreticiler basın açıklaması yaparken polis müdahale etti. Bu sırada gözaltına alınan yaklaşık 50 kişinin salıverilmesini isteyen üreticiler oturma eylemine başladı.
Geçtiğimiz gün, Hopa’daki Çaykur Fabrikası önünde toplanan çay üreticileri “Kota ve Kontenjan” uygulamasını protesto etmişler ve yetkililerin seslerini duymalarını istemişlerdi.
O gün yetkililere “Perşembe gününe kadar sesimize kulak vermezseniz, Hopa meydanında buluşacağız” açıklaması yapılmıştı. Bugün saat 16:00’da yapılması planlanan buluşma noktasına gelen çay üreticileri, meydanın adeta polis ablukası altına alındığını görünce şaşkınlıklarını gizleyemediler.
ÇAY ÜRETİCİLERİNE GÖZ AÇTIRILMADI
Çay üreticilerinin basın açıklamasını "Sizi korumak için buradayız" diyerek engellemeye çalışan polislerle üreticiler arasında tartışma yaşandı. Polisin "Maske-Mesafe" uyarısına rağmen, üreticiler kararlı olduklarını söyledi. Polisin "Lütfen dağılın" uyarısına, "İş bununla bitmiyor karşılığını veren üreticiler, "Çayları kime satalım?" diye sordular.
Bu arada, megafon ile polise seslenen Canan Ustabaş, hiç olmazsa kadınların fabrikaya kadar yürümesine izin verilmesini istedi.
BİBER GAZLI MÜDAHALE
"Çayda, kotaya, kontenjana son" sloganları atılırken, polisten biber gazlı sert müdahale geldi. Bu sırada, kadınlı erkekli yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı. Üreticiler, "Biz kanuna karşı gelmiyoruz. Biz hakkımızı arıyoruz" diye karşılık verdiler.
Bu arada bir kadın çay üreticisi, polislere "Bizim yanımızda durun. Sizin de anneniz babanız var" diye çağrıda bulundu.
Yaşanan arbedenin ardından polislerle çatışmak istemeyen çay üreticilerinden "Geri adım attık" açıklaması geldi.
Üreticiler, “Bugün burada basın açıklaması yapıyoruz. Yoksa, Çaykur'un önüne yürümek istiyorduk. Korktuğumuz için değil. Emekçi annelerimiz, ablalarımız geldi. Herhangi bir müdahalede bu ablalarımızın annelerimizin kılına zarar gelmesin diye yürümüyoruz. Bırakın da bütün taleplerimizi haykıralım" dedi.
Meydanı dolduran çay üreticileri, "Direne direne kazanacağız" "AKP elini çayımızdan çek” sloganı attı
Polis ile yapılan anlaşma doğrultusunda gözaltına alınanların bırakılması için üreticiler halen beklemeye devam ediliyor.
Çay üreticileri yaşananlara tepkilerini şöyle dile getirdiler:
Dursun Ali Koyuncu: “Fabrika önüne yürüyecektik. Kota ve kontenjanın yükseltilmesi ve çay üreticisinin taleplerinin karşılanması için. Ancak bugün gördüğünüz gibi, çok yoğun Erzurum’dan Rize’den, çevre il ve ilçelerden halkı polis yığmışlar. Olağanüstü bir durum varmış gibi. Kentte olağanüstü bir hal ortamı yaratmışlar. Halkı korkutmak için polisi buraya yığmışlar.”
Handan Ustabaş: “Çay üreticileri olarak bugün yine buradayız. Geçen gün fabrika önündeydik. Taleplerimizi ilettik. Ama hiçbir şekilde olumlu bir cevap almadık. Bugün yine buradayız çay üreticileri olarak. Etrafı görüyorsunuz. Polis ablukasına almışlar. Biz sadece taleplerimizin yerine getirilmesini istiyoruz. Buradayız. Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Sayım Gül Kibar: Biz de aynı kontenjan için çalışıyoruz. Kotayı niye düşürüyorsun ki? Düşürmesine gerek yok. Cüzdanlarımız hepsi boş. Boş kalacak. Ben şimdi 10 ton çay veriyorum, 7 milyar zararım var devletten. Neden? Niye?”.
Sultan Genç: “Çay hakkında konuşmak istiyorum. Bizi özellere mahkum ettiler. Bu tamam, kontenjan tamam ama özellerle anlaşıp taban fiyatının altında çal almamalarını istiyoruz. O yüzden bu yürüyüşü yapmak istiyoruz. Belki çözüm bulmak amaçlı. İnşallah bunu becereceğiz diye düşünüyorum. Ama bilmiyorum. Devlet kendi çıkarı ile uğraşıyor. bizim yanımızda kimse yok.”