'Aşı olanlar ödüllendirilsin' önerisi

Prof. Dr. Dökmetaş’ "Aşı olanlar ödüllendirilsin" önerisinde bulunarak, "Mesela aşı olmayan; toplu taşımaya binemesin, sinema-tiyatroya gidemesin, kafe-restorana giremesin" dedi.

'Aşı olanlar ödüllendirilsin' önerisi

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, birinci doz ile ikinci dozu yaptıranlar arasındaki farkın neden kaynaklandığı sorusuna yanıt verdi.

Hürriyet’ten Fulya Soybaş’a konuşan Prof. Dr. Dökmetaş kesin bir veriye sahip olmamakla birlikte, “Ufak tefek de olsa aşının istenmeyen etkileri, komşular arasında ‘Aşı oldum, hasta oldum’ gibi dedikoduların yanı sıra aşı tedarikinde zorlanmalar, gecikmelere bağlı olarak birinciden sonra ikinci dozların yapılmasının yavaşlaması gibi durumlar etken olabilir” dedi.

‘Mesela aşı olmayan; toplu taşımaya binemesin, sinema-tiyatroya gidemesin’

"Haziran ayı itibarıyla aşılar yolda. Peki, bundan sonra benzer süreçler yaşanmaması için neler yapılabilir?” sorusu üzerine Prof. Dr. Dökmetaş , şu görüşü dile getirdi:

“Aşının önemi bıkmadan tekrar edilmeli. Öncelikli olarak isteyenlere aşı yapmak, istemeyenleri de bu sürede ikna etmek önemli. Aşı olanın ödüllendirildiği bir sistem şart. Mesela aşı olmayan; toplu taşımaya binemesin, sinema-tiyatroya gidemesin, kafe-restorana giremesin, plajda yer bulamasın gibi... Bugün bir işe/okula girmeden önce de benzer şeyler istenmiyor mu? Çocukluk aşıları tam olmayanı kim kabul eder?

Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama var bizde: ‘Aşı timleri.’ Eve kadar gidip yapıyoruz. Şanslıyız! Henüz aşı görmeyen ülkeler var. Bunlar unutulmamalı. Kulağa belki hoş gelmeyecek ama... Hele de aşı sırası gelen, tebliğ edilmesine rağmen aşı olmayanlar... Onlar ayrı kategoriye alınabilir. Hastalanmaları durumunda tedavi giderlerini devlet üstlenmesin mesela. Nasıl kasko yaptırmadığınız aracınızdan, DASK yaptırmadığınız evinizden siz sorumluysanız sağlığınızdan da sorumlu olmalısınız.”

Öte yandan, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, toplumda kemikleşmiş bir aşı tereddüdü olduğunu düşünmediğini ifade ederek, "Çünkü yeterli aşı yok" dedi. Saip, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:

‘Sağlık Bakanlığı, en başta, stratejiyi yanlış yürüttü’

“Sağlık Bakanlığı, en başta, stratejiyi yanlış yürüttü. Verilerin net ifade edilmemesi, söz verilen tarihte aşıların gelmemesi gibi nedenlerle halk üzerinde bir tedirginlik, güven sorunu oluştu. Ocak ayından beri aşı bekliyoruz. Gelseydi şu ana kadar zaten aşılama bitecekti.

‘Sinovac aşısı olmadığı için vatandaşlar randevu onayı alamıyor’

Günlük 1 milyon aşı yapabilme kapasitemiz olmasına rağmen günlük ortalama 210 bin aşı yapılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın elinde yeteri kadar Sinovac aşısı olmadığı için, vatandaşlar randevuları açık olduğu halde aile hekimlerinden 1. doz aşı için randevu onayı alamıyor.

'Tereddüt olsa bile en fazla yüzde 10’da kalır'

Yani anlayacağınız aşılar gelene kadar aşı tereddüdü gibi bir başlıkla oyalanıyoruz. Yeterli aşı geldiğinde toplumun büyük bir bölümü hızla aşılanabilir. Hadi belli bir kesimde aşı tereddüdü oluştu diyelim. Hemen bir alt gruba, o da olmaz ise bir altına inerek hızlıca aşılama yapılabilir. Ya da kimse randevu almak ile uğraşmaz; işyerleri, fabrikalar, evlere gidilerek, toplu aşılama yapabilme kapasitesi mevcut. Hedef toplumun yüzde 70-75’ini aşılamak. Tereddüt olsa bile en fazla yüzde 10’da kalır ki bu da toplumsal bağışıklığın sağlanması açısından büyük bir problem yaratmaz."

Etiketler
Sinema Tiyatro