Erdoğan'ın korumaları tarafından dövülen avukatın davasında takipsizlik kararı

Cumhurbaşkanlığı korumaları ve polislerin İstanbul Ortaköy’de darp ettiği Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun işkence davasında savcı takipsizlik kararı verdi.

Erdoğan'ın korumaları tarafından dövülen avukatın davasında takipsizlik kararı

13 Nisan 2019’da İstanbul’da yaşanan olayda Avukat Sertuğ Sürenoğlu, Ortaköy’de trafiğin durması üzerine otobüsten inerek yürümeye başladı. Yolun kesildiğini gördü. Otelde düğün olduğunu öğrendi. Polislere “Bir düğün için bu olur mu” diye sordu. O sırada yoldan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyu geçiyordu. En az 6-7 polis Sürenoğlu’nu darp etti.

Bir araca bindirilen Sürenoğlu düğünün olduğu Çırağan Sarayı’na götürüldü. Sürenoğlu araçta da darp edildi. Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiğine dair bir rapor imzalatılmak istendi. Sürenoğlu reddetti. “Seni Boğaz’a atarız, kimse bulamaz” diye tehdit edildi, zorla imzaladı.

Darp raporu almak isteyen Sürenoğlu üç hastane gezdi, 10 doktorla görüştü. Savcı tutukllakin istedi, mahkeme ise ev hapsi şartıyla bıraktı. Sürenoğlu hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaretten açılan dava kısa sürede düştü.

ADALET BAKANI TAKİP EDECEĞİNE SÖZ VERMİŞTİ

Bir vatandaşın çektiği görüntülerde ve bilirkişi raporunda hakarette bulunmadığı ortaya çıktı. Sürenoğlu o gece ve sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı:

– Babamla eve geldiğimde annem çok üzüldü. Ben çocukluğumda dahil hayatımda hiç kavga etmedim. İlk defa beni öyle gördü. Sonra barolar harekete geçti. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu aradı, davanın takipçisi olacağını söyledi. CHP ve İYİ Parti liderleri aradı.

Canan Kaftancıoğlu ziyaretime geldi. Her partiden geçmiş olsun demek için aradılar. Ev hapsimin 40. günü Adalet Bakanı Abdülhamit Gül aradı. “HSYK’da da savcı ve hakimler hakkında gerekli soruşturmayı başlatıyorum, geçmiş olsun” dedi.

MAHKEME VALİNİN KARARINI KALDIRDI

Sözcü’den Alişer Delek’in haberine göre, Bakan Gül’ün telefonundan birkaç gün sonra hakaret davası düştü ve ev hapsi kalktı. Tüm barolar gözaltında işkence olduğuna dair suç duyurusunda bulundu.

Ancak savcı suçu nitelendirirken “basit yarallakin ve polisin zor kullanma yetkisini aşması” nitelendirmesini kullandı. Savcının soruşturma yapabilmesi için Valilikten izin alması gerekti.

Müfettiş, Sürenoğlu’na zorla imzalatılan tutanaktaki iki memurun ifadesini aldı. “Soruşturma izni verilmesine gerek yok” dedi. Vali raporu kabul etti. Mahkeme Vali’nin kararını kaldırdı. Yeni gelen savcı ise sadece Cumhurbaşkanlığı aracının içerisindeki kamera kaydını istedi.

Savcı Arif Kaplan dosyadaki 10 kamera kaydına rağmen araç içindeki kamera kaydını sordu. Oysa dosyadaki kayıtlarda, Sürenoğlu’nun araca sağlam girdiği, aracın Çırağan’a geldiği, etrafında çok sayıda polisin görüldüğü, araca giren çıkan polislerin olduğu görülüyor. Dahası dosyada 10 doktorun darp raporu var.

Buna rağmen savcı araç içi kamera kaydı olmadığı için, diğer polislerin ifadesine başvurmadan “müştekinin şüpheliler tarafından görevin gerekleri dışında kasten yaralandığına dair kamera kaydı veya tanık beyanı dahil somut delil bulunmadığı…” ifadesini kullanarak şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Etiketler
İstanbul Cumhurbaşkanlığı Polis Savcı