Aşıda Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da endişe yaratan oranlar: 'Seferberlik ilan edilmeli'
Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aşılama oranlarının, diğer bölgelere ve Türkiye ortalamasından düşük kalması endişe yarattı.
Koronavirüsle mücadele kapsamında aşılama süreci devam ederken, aşılama oranlarında bölgeler arasında oluşan fark dikkat çekici.
Birgün'de yer alan habere göre; Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aşılama oranlarının, diğer bölgelere ve Türkiye ortalamasına göre çok düşük olduğu görülüyor.
Veri analisti Özkan Soytürk’ün 26 Haziran verileri üzerinden yaptığı analize göre, Türkiye’de aşılamanın en az yapıldığı iller şöyle sıralanıyor: Şırnak, Şanlıurfa, Siirt, Bitlis, Mardin, Muş, Hakkâri, Diyarbakır, Batman, Bingöl, Ağrı, Iğdır, Van.
Aşılama oranında son üç sırada yer alan Şırnak, Şanlıurfa ve Siirt’te, bir doz aşı olanların 18 yaş ve üstü nüfusa oranı yüzde 22 düzeyinde. Türkiye ortalaması ise yüzde 52. Buna göre Şırnak, Urfa, Siirt, Bitlis, Mardin, Muş ve Hakkâri’de aşılama oranları, Türkiye ortalamasının yarısını bile bulmuyor.
Peki neden bu illerde aşılama oranları bu kadar düşük?
GENÇ NÜFUS DAHA FAZLA
Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı Dr. Osman Yüksekyayla’ya göre, bu durumu diğer alanlarda da göze çarpan eşitsiz tablodan, bir diğer ifadeyle “bölgesel geri bırakılmışlık”tan bağımsız değerlendirmek doğru değil. Bölge illeri sağlık hakkına erişim, eğitimde fırsat eşitliği, üniversite başarısı gibi birçok alanda yapılan sıralamalarda da genellikle son sıralarda yer alıyor.
Öte yandan bölgede yaşlı nüfusun oranı, Türkiye ortalamasının altında. Bu illerde genç nüfusun daha fazla olduğunu belirten Yüksekyayla, “Aşılama oranlarının düşüklüğünde bu durum da etkili diye düşünüyorum. Şimdi aşılama yaşı 18’e indi. Belki daha sağlıklı bir değerlendirme için bir iki hafta beklemek gerek. Oran artacak mı, göreceğiz” diyor.
Bir diğer etken de mevsimlik tarım işçiliği. Aşılamanın son bir ayda hız kazandığına dikkat çeken Yüksekyayla, “Öncesinde on binlerce insan mevsimlik tarım işçisi olarak diğer illere göç etti. Çadırlarda kalan ve sağlık hizmetlerine erişimleri zor olan bu insanların ne kadarı aşılandı, bilemiyoruz” diye konuşuyor.
Yüksekyayla, aşılama oranının düşüklüğünde en önemli etkenin ise ‘aşı tereddüdü’ olduğunu söylüyor. Bölgede çok yaygın olan bu tereddüdün kaynağında; aşıyla ilgili yayılan (kısırlık yapıyor vb.) yalan yanlış bilgiler, geçmiş dönemde aşı randevularında yaşanan sıkıntılar ve aşının temininde yaşanan karmaşa, insanlara aşının önemini anlatacak bir kampanyanın yapılmayışı gibi birçok faktör bulunuyor.
Şanlıurfa'da bugün sağlık kurumlarının kapasitesi, aşı randevuları, aşı temini konusunda hiçbir sorun yaşanmadığını vurgulayan Yüksekyayla, bölgede aşılama oranının yükselmesi için yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor:
“Bakanlık ve illerin sağlık müdürlükleri, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarını, meslek odalarını da işin içine katarak acilen seferberlik ilan etmeli. Bir ara aşı timlerinin oluşturulduğu söylenmişti; ama biz o timleri hiç görmedik. Aşı tereddüdüne karşı ekipler oluşturulmalı, bu ekipler gerekirse köy köy dolaşarak aşının önemini insanlara kendi anadillerinde anlatmalı.”
ASIL NEDEN GÜVENSİZLİK
Diyarbakır’da görev yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya da bölgedeki aşılama oranlarının düşüklüğünde en önemli etkenin ‘güvensizlik’ olduğu görüşünde: “Hem aşıya hem de devlete karşı güvensizlik var. Çünkü salgın döneminde insanlara güven veren bir politika güdülmedi. Yurttaşların güvendiği demokratik kitle örgütleri, meslek odaları işin içine katılmadı. Bilgilendirme yapılmadı.”
Mültecilere ve mevsimlik tarım işçilerine yönelik özel bir çalışmanın yapılmadığına da dikkat çeken Yerlikaya, “Şimdi acilen yapılması gereken; bölgesel farklılık gözetilerek, yerel dinamiklerle mutlaka işbirliği yapılarak anadilde bir iletişim çalışması ve aşı kampanyası yürütülmesi” ifadelerini kullanıyor.