28 yıldır sönmeyen ateş: Madımak hâlâ yanıyor...
2 Temmuz 1993 günü 33 sanatçı ve aydın ile 2 otel görevlisinin hayatına kast edenlerden 33’ü müebbet hapis cezası almıştı. 2012’de zaman aşımına uğrayan davada 8 sanık kurtuldu, avukatları AKP’de bakanlığa yükseldi…
Türkiye bundan tam 28 yıl önce, travması hâlâ süren bir olayla sarsıldı. Sivas'taki Madımak Oteli 2 Temmuz 1993 günü ateşe verilmiş, büyük bölümü sanatçı ve aydın 37 kişi hayatını kaybetmişti.
Sözcü'den Emin Özgönül'ün haberine göre, yakın tarihe ‘Sivas Katliamı' olarak geçen bu olayın perde arkasında yaşananlar hâlâ tartışılıyor. Aradan 28 yıl geçmesine rağmen hukuki süreç bitmedi ve şimdi de Anayasa Mahkemesi'ne taşındı.
ŞENLİK İÇİN GİTMİŞLERDİ
O gün sanatçı ve şairlerden oluşan bir grup, Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne katılmak için Sivas’a gitti. Aziz Nesin, Behçet Aysan, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci de grubun içindeydi. Katliamdan hemen önce kentte bir bildiri dağıtılmış, Aziz Nesin’in yazısı ve Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” kitabından bahsedilerek Nesin hedef gösterilmişti.
ÖNCE HEYKELİ YIKTILAR
2 Temmuz günü cuma namazının ardından yürüyüş başladı. Laiklik karşıtı sloganlar atan grup, “Halk Ozanları” heykelini yıktı. Kalabalık kısa sürede 10 bin kişiye ulaştı. Önce Madımak Oteli önündeki araçlar ateşe verildi, sonra da otelin içinde yangın çıkarıldı. Polis ve asker olaylara müdahalede gecikip yetersiz kalınca 33 sanatçı ve aydın ile 2 otel görevlisi, 2 de saldırgan olmak üzere toplam 37 kişi hayatını kaybetti. Aziz Nesin, itfaiyenin yangın merdiveninden inerek hayatta kalabildi.
2 SANIK AVUKATI BAKAN OLDU
YILLAR süren yargılama sonucunda sanıklardan 33’ü ölüm cezası aldı, müebbete çevrildi. 2012’de ise dava zaman aşımı nedeniyle düştü. Kaçak olan ve bazıları Almanya'da dönercilik yapan 8 sanık da kurtuldu. Yurtdışına kaçtığı sanılan ve İnterpol tarafından aranan davanın 1 numaralı sanığının ise Sivas'ta olduğu, kalp krizinden ölünce ortaya çıktı. Sanık avukatlarından 8'i AKP'den milletvekili seçildi, ikisi de bakan oldu.
VALİ TEHLİKE YOK DEDİ
MEHMET GAZİOĞLU (Dönemin İçişleri Bakanı)
“Beni kahreden bir faciadır. Bakanlığımın henüz 7. günüydü. Olaylar başladığında Vali'yi aradım ‘500 kişilik gerici bir grup, tehlike arz etmiyor' dedi. Müsteşar ve Emniyet Genel Müdürü'ne hemen Sivas'a gidelim dedim. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı'na bilgi verdim. Uçaktayken otelin yakıldığını öğrendik. Vali bulunduğu ilde Başbakan'dan bile daha yetkilidir. Olaylar büyümeye başlayınca sokağa çıkma yasağı ilan etse, tugaydaki 5 bin asker ile etten duvar bile örülse, bu facia yaşanmazdı. Ben hemen sokağa çıkma yasağı ilan ettirdim. Valiyi, Müsteşarı Emniyet Genel Müdürü'nü, İl Emniyet Müdürü'nü görevden aldım. Bu facia maalesef dirayetsizlik sonucu yaşandı.”
ASKERİN FAYDASI OLMADI
Ahmet KARABİLGİN (Dönemin Sivas Valisi)
“Arkamdaki hükümete güveniyorum ama olay günü gücüm yetmiyor. 450 kişilik polis ve jandarma gücüm var. Askerin bana hiçbir faydası olmadı. Genelkurmay Başkanı ‘6 bin askerim var hepsi senin emrinde' dedi ama Tugay Komutanı ancak Genelkurmay Başkanı'ndan talimat alınca asker sevkiyatı yaptı. O sırada zaten otel ateşe verilmişti, 10 dakika içinde de yandı. Bu olayı yapanlar önceden organizeydi. ‘Şeriat gelecek, Kahrolsun laiklik, Tek Yol İslam, Yaşasın Hizbullah' sloganları atıyorlardı. İtfaiye de görevi yapmadı, engellediler.”