TMMOB: Ağır hasar ve can kaybının temel nedeni HES’ler

TMMOB, Bozkurt’taki sel felaketinde ağır hasar ve can kaybının yaşanmasının temel nedenlerinden birisinin Ezine Çayı üzerindeki Nehir Tipi HES olduğunu açıkladı.

TMMOB: Ağır hasar ve can kaybının temel nedeni HES’ler

Açıklamada, “Ağır hasar ve can kaybının özellikle Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanmasının temel nedenlerinden birisinin, Ezine Çay’ı üzerine geçmiş yıllarda plansız bir şekilde inşa edilen Nehir Tipi HES’lerden birinin sağanak yağış sonucu oluşan taşkından etkilenerek kapaklarının hasar görmesi ve taşkın sularının baraj gölünde bulunan suyla birleşerek hasar gören barajdan boşalması sonucunda ‘çarpan etkisiyle’ akış aşağısında bulunan Bozkurt ilçesinde aşırı tahribata neden olmuştur” denildi.

TMMOB’tan yapılan açıklama şöyle:

“Son günlerde başta Antalya, Muğla, Aydın olmak üzere ülkenin birçok noktasında yaşanan orman yangınları, başta Karadeniz bölgemiz olmak üzere birçok kentimizde görülen sel baskını ve heyelanlar sonucunda onlarca vatandaşımız yaşamını yitirmiş, çok sayıda vatandaşımız yaralanmış, binlerce yapı yanmış, yıkılmış veya ağır hasar görmüş, ülkemizin ciğerleri niteliğindeki yüz binlerce hektarlık orman ve tarım alanı yanmış, konut ve araziler sel, taşkın veya heyelandan etkilenerek kullanılmaz hale gelmiştir.

Yaşananlar bizlere bir kez daha göstermektedir ki ülkemiz; ‘depremler, sel, heyelan, çığ düşmesi, tsunami, gibi jeolojik ve hidrolojik afetlerden, yeraltı ve yerüstü yangın afetine, Covid-19, Marmara denizinde yaşanan müsilaj gibi biyolojik afetlerden, kuraklık, fırtına, aşırı sıcaklık gibi meteorolojik afetlere’ kadar yani ‘Doğa Kaynaklı Afetlere’ karşı savunmasız durumdadır.

“AĞIR HASAR VE CAN KAYBININ NEDENİ NEHİR TİPİ HES”

İktidarın uzun yıllardır beton lobisinin istemleri çerçevesinde arsa ve arazi rantı ve yağması üzerine şekillendirdiği imar, afet, planlama, yapı üretim ve denetim süreçlerinde uyguladığı politika ve yönetim süreçleri ülkemizde yaşanan her doğa olayının afete dönüşmesine neden olmaktadır.

Bu durum 10-11 Ağustos tarihleri arasında Batı Karadeniz’de etkili olan sağanak yağışın neden olduğu taşkınlar sonucunda başta Kastamonu- Bozkurt ilçesi olmak üzere Kastamonu, Sinop ve Bartın’da ağır can ve ekonomik kayıplara neden olmuştur.

Ağır hasar ve can kaybının özellikle Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanmasının temel nedenlerinden birisinin, Ezine Çay’ı üzerine geçmiş yıllarda plansız bir şekilde inşa edilen Nehir Tipi HES’lerden birinin sağanak yağış sonucu oluşan taşkından etkilenerek kapaklarının hasar görmesi ve taşkın sularının baraj gölünde bulunan suyla birleşerek hasar gören barajdan boşalması sonucunda ‘çarpan etkisiyle’ akış aşağısında bulunan Bozkurt ilçesinde aşırı tahribata neden olmuştur.

“BÜTÜNLEŞİK AFET YÖNETİM SİSTEMİNİ TEMEL ALAN BİR YAKLAŞIM GELİŞTİRİLMEDİR”

Bu durumun önlenmesi amacıyla tüm doğa kaynaklı afetleri içine alan bütünleşik afet yönetim sistemini temel alan bir yaklaşımla kurumsal altyapı, kapasite ve mevzuat düzenlemeleri acilen gözden geçirilmeli, doğa kaynaklı afetlere karşı görev, yetki ve sorumlulukların açık bir şekilde belirtildiği yasal mevzuat düzenlemeleri gözden geçirilmeli ve mevcut sorunları çözecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Planlama, imar, afet, yapı üretim ve denetim, çevre gibi temel mevzuat düzenlemeleri beton lobisinin talepleri yerine, toplumu doğa kaynaklı afetlere karşı koruyacak şekilde yeniden ele alınmalı, afetlerin toplumsal bir son olduğu gerçeğinden hareketle siyaset üstü ve katılımcı bir anlayışla yasal mevzuat düzenlemelerini TBMM ipe un sermeden acilen gerçekleştirilmelidir.

Büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere yerel idarelerin kurumsal altyapıları gözden geçirilmeli, afet zararların azaltılması amacıyla hazırlık, müdahale ve olası afetlerden sonra yardım ve yeniden inşa süreçlerindeki etkinliklerini arttıracak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.

Sonuç olarak, stratejik bir temelden yoksun olarak yürütülen her konuda olduğu gibi doğa kaynaklı afetlere karşı da ülkemizde bugün yürütülen politikalarla başarı sağlanabilmesi mümkün değildir.

Bunun önlenmesi için tüm doğa kaynaklı afetleri kapsayan bütünleşik afet yönetim sistemini temel alan bir yaklaşım geliştirilmedir. Buna ilişkin çalışmalar acilen başlatılmalıdır. Aksi takdirde doğa kaynaklı afetler ülkemizde ağır tahribatlara neden olmaya devam edecektir.”