Tarım ve Orman Bakanlığı Bozkurt ve Abana için uyarmış: Tespit var önlem yok
Orman Bakanlığı tarafından 2019 yılında yayımlanan raporda "taşkın" uyarıları yapıldığı ortaya çıktı. Rapor ve haritalar tüm tehlikeleri ortaya koymasına karşın herhangi bir önleyici önlem alınmadı.
Kastamonu’da su seviyesinin yükselmesi ile taşkına neden olan ve onlarca yurttaşın yaşamını yitirmesine yol açan Ezine Çayı’na ilişkin 2019 Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan raporda ‘taşkın’ uyarıları yapıldığı ortaya çıktı.
Rapor referans alınarak hazırlanan haritalar bir taşkın durumunda Bozkurt Meslek Okulu, Bozkurt Belediyesi, Bozkurt Devlet Hastanesi de dahil aradaki tüm şeridin taşkın altında kalacağını gösteriyor.
Rapor ve haritalar tüm tehlikeleri ortaya koymasına karşın herhangi bir önleyici önlem alınmadı.
İnşaat Mühendisi Umut Deveci, “Bu haritalar baz alınarak yürütülecek ıslah çalışmaları yapılsa bu felaket çok daha hafif zararlarla atlatılabilirdi” diyerek felaketin göz göre göre geldiğine dikkat çekti.
BAKANLIK RAPORU: TAŞKIN RİSKİ VAR!
Batı Karadeniz bölgesindeki etkili olan aşırı yağışlar sonucunda Kastamonu, Bartın ve Sinop sele teslim oldu. Onlarca can kaybına yol açan felaket, AKP iktidarının afetlere karşı önleyici politikalarının yetersizliğini de bir kez daha gözler önüne serdi.
Öyle ki Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Temmuz 2019’da ‘Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetimi Planı’ hazırladı. 821 sayfalık planda sel felaketinin yaşandığı bölgedeki riskler ayrıntıları ile anlatılırken, yapılması gerekenler de sıralandı.
2014 yılında Ezine çayı taşması sonucunda Abana ilçesi yerleşim yerleri ve ticaret alanlarının sular altında kaldığının hatırlatıldığı raporda “Ezine Çayı üzerinde yapılan incelemelerde hazırlanan 1 boyutlu modelde 500, 100 ve 50 yıllık taşkın tekerrür debileri için taşkın ihtimali olduğu anlaşılmıştır.
Bozkurt ve Abana İlçesi’nde yayılım alanlarında taşkın suyunun hızı ve derinliğinin sorun olacağı tespit edilmiştir. Dere kenarlarına yakın yerler ve ilçe içinde su hızının yer yer yaklaşık 2 m/s’ye ulaştığı tespit edilmiştir.
Yine, Bozkurt ve Abana İlçesi’nin taşkın yayılım bölgelerinde su derinliğinin çayın etrafında 1.5 metre yüksekliğe ulaştığı tespit edilmiştir. Ezine Çayı’nın sol ve sağ sahil yayılım alanındaki su hızının da derinlik kadar sorun üreteceği sonucuna varılmıştır.
Özellikle taşkın tehlike haritası sonucunda derenin sağ sahili, yüksek taşkın tehlike riskine maruza kalmaktadır” tespitleri yer aldı.
Yani tespitler yapıldı ancak önlem alınmadı.
HARİTALAR FELAKETİN YERİNE KADAR GÖSTERİYOR
Yine Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından bu rapor referans alınarak Türkiye’deki tüm olası taşkın risklerini gösteren haritalar hazırlandı.
Bu haritalardan biri Bozkurt ilçesinin taşkın yayılım ve tehlike haritası. Harita dere ıslah yapılarının durumu ve yerleşim alanının olası bir taşkında oluşabilecek hasarlı bölgeyi gösteriyor.
Hazırlanan haritaya göre bir taşkın durumunda Bozkurt Meslek Okulu, Bozkurt Belediyesi, Bozkurt Devlet Hastanesi de dahil aradaki tüm şeridin taşkın altında kalacak.
"HİÇBİR UYARI DİKKATE ALINMADI!"
Rapora ilişkin gazetemiz Evrensel'den Meltem Akyol'a değerlendirmede bulunan İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yapılar Kurulu Üyesi/Tüm Bel Sen İZSU İşyeri Temsilcisi İnşaat Mühendisi Umut, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’de bulunan bütün su havzalarında yaşanabilecek taşkınların belirlenmesi ve çözümüne yönelik çalışmalar yürütülmesi için yapılan çalışma kapsamında Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi için de taşkınlara yönelik çalışmalar yürüttüğüne dikkat çekti.
Deveci, “Bu incelemeler, saha etütleri ve geçmiş yıllara dair veriler kullanılarak Bozkurt ilçesinin taşkın yayılım ve risk haritası oluşturulmuş ve bu çalışmalar açık olarak internette paylaşılmaktadır. Haritalar riskli alanları açıkça ortaya koymaktadır.
Bölgeden gelen bilgiler ışığında Orman işletmesine ait olan tomruk deposu yaklaşık 6 yıl önce bütün itirazlara rağmen, şehre 10 kilometre uzakta dere yatağına taşındığı yönündedir. Selin binlerce küp tomruğu sürükleyerek, köprüleri tıkayarak, taşkın sularının geçişini engelleyerek taşkın etkisini arttırdığı ifade edilmektedir.
Denizde şu anda 230 bin metreküp tomruğun oluşturduğu ada mevcut. Yani kısaca hiçbir uyarı dikkate alınmamıştır” dedi.
"SORUMLUSU YÖNETENLER"
Henüz hasar tespit çalışmaları dahi yapılmamışken DSİ’den yapılan "Taşkınlara HES'lerin yol açtığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır" açıklamasına tepki gösteren Deveci, “Kendilerinin bizzat para vererek hazırlattığı bu rapor ve çalışmaları görmezden gelen DSİ ve bakanlık HES’lerin derdine düşmüş, HES’leri savunmaya soyunmuştur.
Tehlike haritasında bulunan kırmızı şerit içerisinde yaşayan tüm vatandaşlar taşkın sırasında tahliye edilmesi gerekirken arabalarını çekmeleri istenmiştir. Bu da aslında halkın sağlığından ve güvenliğinden sorumlu olan kurumların ne kadar liyakatten uzak, bilgisiz ve sorumsuz olduğunu göstermektedir.
Halbuki bu haritalar baz alınarak yürütülecek ıslah çalışmaları yapılmış olsaydı ya da bir taşkın eylem planı dahilinde halk kırmızı şeridin dışına taşındaydı bu felaket çok daha hafif zararlarla atlatılabilirdi.
Yani kısacası yapılan hiçbir uyarıyı dikkate almayan bir yönetim anlayışı, önce sel sonra da insan kaybının yaşandığı büyük bir felakete yol açtı” diye konuştu.
Acilen dere yataklarının yeterli olarak ıslah edilmesi gerektiğine vurgu yapan Deveci, “Bu süreç içerisinde de tüm havzalarda yağışları ve dere debilerini takip edecek gerekli izleme ve erken uyarı sistemlerinin kurulmalı ve halkın taşkınlar öncesi güvenliğini sağlayacak bir taşkın eylem planı yapılmalıdır.
Ranta ve kara odaklı imar ve şehircilik ile ilgili tüm çıkar ilişkileri ortadan kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.