Emekli generaller FETÖ'cülerle aynı hapishaneye gönderildi
Hukukçu Ümit Kocasakal, “Ergenekon ve Balyoz döneminin hortlaklarını görüyorum” dedi. Emekli hâkim Albay Üçok, 28 Şubat davasını “FETÖ’nün kumpası” olarak niteledi.
Yargıtay’ın onamasıyla 28 Şubat davasında müebbet hapis cezası alan 14 isim için başlayan infaz süreciyle birlikte aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın da bulunduğu 13 isim tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Eski İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, 28 Şubat kararlarına işaret ederek “Özellikle laikliğin korunmasının önemi vurgulanıyor. Bu mu darbe teşebbüsü? Tavsiyeler dikkate alınsaydı FETÖ bu kadar güçlenmezdi. Tahrif edilmiş delile dayanmak, FETÖ yargısı döneminin mirasıdır” dedi. Emekli hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok ise davayı kumpas olarak niteleyerek “AKP üzerinden devşirilen davada, en önemli sorumluluğun Cumhurbaşkanı ve AKP iktidarına düştüğüne inanıyorum” ifadelerini kullandı.
BUCA F TİPİ’NE NAKİL
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 28 Şubat davasında, aralarında eski Genelkurmay 2. Başkanı Bir, eski Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri, eski Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak ve eski 1. Ordu Komutanı Doğan’ın da olduğu 14 sanığa verilen müebbet hapis cezasını onamıştı. Doğan, önceki gün Bodrum Adliyesi’ne giderek teslim oldu. Bir, İstanbul’a giderken Milas’ta, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker Ankara’da, Hakkı Kılınç da Antalya’nın Manavgat ilçesinde gözaltına alındı ve tutuklandı. İlhan Kılıç, Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Kenan Deniz ise dün İstanbul’da gözaltına alındı, ardından tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Çetin Saner ve İdris Koralp ise İstanbul’da teslim oldu. Muğla Cezaevi’ne gönderilen Doğan ve Bir’in, Muğla Cezaevi’ne götürüldükten kısa süre sonra, gece yarısı, “atılı suçun niteliği ve cezaevi koşulları” gerekçesiyle İzmir’e, Buca F Tipi Cezaevi’ne nakledildikleri ortaya çıktı.
‘GÜÇLENMEZDİ’
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar'a konuşan eski İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal, “şeriat yürüyüşü gerçekleştirilmesi, tarikat liderleri ve şeyhlerine iftar yemeği verilmesi, şeriat ve Hizbullah sloganlarının atılmasının ardından 1998’de, anayasal bir kurum olan Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) toplandığını, tavsiye kararları aldığını ve dört maddelik bildiri yayımladığını” belirterek bu bildirinin, içeriği okunmadan çarpıtıldığını kaydetti. Kocasakal, alınan kararlara işaret ederek “Değiştirilemez konumdaki ilkelerin, özellikle laikliğin korunmasının önemi vurgulanıyor. Bu mu darbe teşebbüsü? Tarikatların faaliyetlerinin mercek altına alınması isteniyor. Bu tür yapıların TSK’ye sızmasının önlenmesi talep ediliyor. Tavsiyeler dikkate alınsaydı, FETÖ bu kadar güçlenmezdi. FETÖ’nün boşalttığı yeri başka birtakım tarikatlar dolduruyor. Tarikat ve cemaatlar, pimi emperyalizmin elindeki birer canlı bombadır. İçeriğe bakmadan ‘darbe de darbe’. Artık gına geldi” ifadelerini kullandı.
28 Şubat sürecinde yapılan her uygulamayı doğru görmediğini ancak sonuç itibarıyla MGK’nin söylemlerinin hepsinin haklılık payı olduğunu vurgulayan Kocasakal, “Aklı, bilgisi, vicdanı olan hiçbir hukukçu, bunu darbe girişimi, icra hareketi olarak göremez” dedi.
Bu karardan sonra “Ergenekon ve Balyoz döneminin hortlaklarını gördüğünü” söyleyen Kocasakal, şunları kaydetti: “Tahrif edilmiş delile dayanmak, FETÖ yargısı döneminin uğursuz bir uygulaması ve mirasıdır. Reddi mirasta bulunulmalıydı. Bu mirasın sahiplenilmiş olması beni endişelendiriyor. Bu tür kararlar ulusal birliğe hizmet etmiyor, kafalarda soru işaretleri yaratır. Artık arkada bıraktığımızı düşündüğümüz, inanmak istediğimiz birtakım hayalet ve hortlakları bu yolla tekrar davet etmenin anlamı yok.”
‘SENARYO YAZILDI’
Emekli hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok ise davayı, “FETÖ’nün AKP iktidarını ve AKP’ye oy verenlerin sempatisini kazanmak, kendi yanına çekmek amacıyla kullandığı bir kumpas davası” olarak nitelendirerek dava sürecinde yer alan hâkim, savcı, Emniyet mensupları ve TÜBİTAK bilirkişilerinin FETÖ’den tutuklandığını anımsattı. Üçok, “Sahteliği ortaya konulmuş olan belgeler gerekçe yapıldı. Bir darbe senaryosu yazıldı. Hukuka uygun olmayan ve aksak şekilde yürütülen yargılama sonucu bu insanlar mahkûm edildi. Adil olmayan yargılama süreci sonunda mahkûm edilen 80 küsur yaşındaki insanların, olaydan 30 yıl sonra hapse atılması, hukuk sisteminin ne kadar büyük yaralar aldığının en somut kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
FETÖ’CÜLERLE AYNI HAPİSHANE
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararı vermesi gerektiğini söyleyen Üçok, “Adli Tıp’ın, bu kişileri bir an önce muayeneye alıp hapishanede yatımlarının uygun olup olmadığı konusunda adil şekilde karar vermek için harekete geçmesini diliyorum” diye konuştu.
Üçok, Doğan ve Bir’in, Muğla Cezaevi’nden Buca F Tipi Cezaevi’ne nakledilmelerini “devletin adil olma özelliği ile örtüşmediğini” vurgulayarak FETÖ’cülerin de Muğla Cezaevi’nde kaldığını anımsattı. Üçok, “Çetin Doğan’da ne vardı da Muğla’da yatması uygun bulunmadı, Buca F Tipi Cezaevi’ne gönderildi? FETÖ’cülere gösterilen tolerans, Çevik Bir’e, Çetin Doğan’a gösterilmedi. Çok ayıp” dedi.