Ölüm ve vaka sayılarında endişe yaratan yükseliş: 'Eğer şiddet bu şekilde devam ederse...'
Koronavirüs salgınında Eylül ayının ilk 22 gününde 5 bin 597 kişi yaşamını yitirdi. Eylül ayı sona ermeden, salgın sürecinde en çok can kaybının yaşandığı 4’üncü ay oldu.
Koronavirüs salgını baskılanamıyor. Bu ayın yalnızca 22 gününde koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden yurttaşların sayısı, geçen ayın tamamında ölenlerin sayısını geçti.
Ağustos ayında 5 bin 378 kişi yaşamını yitirirken, bu ayın ilk 22 gününde 5 bin 597 kişi can verdi. Böylece eylül ayı, daha bitmediği halde, salgın sürecinde en çok can kaybının yaşandığı 4’üncü ay oldu.
Birgün'de yer alan habere göre; geçen yıl eylül ayının ilk 22 gününde koronavirüs nedeniyle bin 269 kişi can yaşamını yitirmişti. Buna göre, geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında salgında ölenlerin sayısı 4,4 kat arttı.
Vaka sayıları da giderek artıyor. Bu ayın 22 gününde tespit edilen yeni vaka sayısı 544 bin 122. Buna göre eylül ayı, daha şimdiden salgının başından bu yana en çok vakanın tespit edildiği 5’inci ay konumunda. Bu ay tespit edilen vaka sayısı, ocak ayındaki vaka sayısının tam 2 katı.
ÖNLEM GEREKEBİLİR
Uzmanlar da vaka ve ölüm sayılarındaki artışa dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Turan, vaka sayısındaki artışın sürmesi durumunda birtakım önlemlerin yeniden gündeme geleceği uyarısını yaptı. DHA’ya konuşan Turan, şunları söyledi:
“Pozitif kişi sayısı arttıkça ve doğal olarak hastalanan birey sayısı da arttıkça sağlık sisteminde çok ciddi bir yük başlıyor ve çok sayıda hasta kabul etmek durumunda kalıyoruz. Ölüm oranları da oldukça yüksek. O nedenle birtakım önlemler gerekebilir. Tabii ki ilk hedef bireysel önlemler öncelikle. Toplu birtakım önlemler almak istemiyoruz; ama eğer şiddet bu şekilde devam ederse bu her zaman önemli bir konu olarak gündemimizde olacak.”
AŞILAMAYA BAĞLI
Kısıtlamaların yeniden gündeme gelip gelmeyeceği konusunun aslında tamamen aşılamaya bağlı olduğunu vurgulayan Turan, şöyle devam etti: “Vaka sayısı artmaya devam ederse sırasıyla, tüm dünyada olduğu gibi biz de her türlü önlemi konuşmaya başlarız. Ama şu aşamada önceliğimiz aşılama. Aşılanan, iki doz aşısını olmuş birey sayısı artıkça alınacak önlemler de buna bağlı olarak azaltılabilir. Aşılama konusunda hassasiyet istiyoruz. Ve tabii ki toplu bir kapanma istemiyorsak bireysel önlemlere de dikkat edilmesini istiyoruz. Maskenin, mesafenin, hijyenin önemini başından beri vurguladık. Bireysel alınan önlemler, toplu önlemlerin önüne geçecektir.”
Aşısız kişilerde varyantlar nedeniyle hastalığın daha şiddetli seyrettiğini de söyleyen Prof. Dr. Turan, “Aşı, ağır hastalık oluşma ihtimalini azaltır, aşılamanın amacı zaten budur. Biz bunun etkilerini aşılamaya başladığımız günden itibaren özellikle yoğun bakımlarda çok net gördük. Üçüncü pikte 65 yaş ve üzeri hastaların ve sağlık çalışanlarının aşılama sonrası daha az hastalandıklarını, daha az yoğun bakıma ya da hastaneye ihtiyaç duyduklarını gördük” diye konuştu.
4 AYDA 26 SAĞLIKÇI KAYBI
Salgında yaşamını yitiren sağlık emekçilerine ilişkin Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) paylaştığı veriler de Prof. Dr. Turan’ı destekler nitelikte. Buna göre, etkili doz aşının tamamlanmaya başladığı Haziran 2021’den önce 435 (ayda ortalama 29) sağlık çalışanı kaybı yaşanırken son 4 ayda bu sayı toplam 26 oldu. Son 4 ayda yaşamını yitiren 26 sağlık çalışanından 13’ü aşısızdı, 10’unun ise hatırlatma doz aşısı eksikti. Etkili doz aşılanması tamamlanmış bir sağlık çalışanının bağışıklığı baskılayan tedavi aldığı biliniyordu. İki sağlık çalışanının ise aşı bilgisine ulaşılamadı.
TTB’den yapılan açıklamada, “Unutmayın, Covid-19 tam doz aşı ile önlenebilir. Özellikle ilk dönem aşılanan sağlık çalışanları ve yaşı nedeniyle öncelik verilenler: Üçüncü hatırlatma dozuyla etkili aşı olmadan tam aşılı sayılmazsınız” dendi.