'WhatsApp konuşmaları' iddiasıyla gündeme gelen Karaman: Ülkeyi yöneten dengeyi korumazsa kaos çıkar
Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman, "Unutmayalım; bu ülke yalnız bize ait değil. Farklı inanç-inançsızlık dünya görüşü ve hayat tarzına sahip milyonlar var. Ülkeyi yöneten dengeyi korumazsa kaos çıkar kaybederiz" diye yazdı.
Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan yazılarında ve Whatsapp gruplarında “Bu iktidardan pek çok beklentiniz gerçekleşti, camiayı hayretle izliyorum, bak demedi demeyin, sonra Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz, iktidara zarar verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikayetle doğruları söylemek caizdir diyemem” uyarılarını yaptığını hatırlattığı Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman eleştirilere karşılık verdi.
Karaman, Yeni Şafak'taki "Dedim, dedi..." başlıklı yazısında, "Benim, Sayın Erdoğan ve kadrosunun iktidarı hakkındaki yaklaşım, görüş ve yazılarımı eleştiren bazı kimseler ile son günlerde WhatsApp’ta yaptığım yazışmalardan bir karşılıklı konuşma tertip ettim" diyerek bazı sorulara yanıt verdi.
'ÜLKEYİ YÖNETEN DENGEYİ BULAMAZSA KAOS ÇIKAR'
Karaman, "Ne yani, iktidarı tenkit etmek caiz değil mi, bunca eksikler, kötülükler var, susup oturacak mıyız?" sorusuna olan yanıtını şöyle kaydetti:
"Sıhhatli tarafı görmeyip yalnızca hasta tarafı görmek, onu da abartmak, tedavi ve ıslah adına olmayacak şeylerden bahsetmek, herkesin kendini muslih ve mürşid sanması, tenkit ediyorum diye yıkıcılara destek vermek… işte bunlar olmamalı. Usulünce tenkit elbette gerekli. Tenkit eden ve yol gösteren kişiler kendi ihtisas alanlarını aşmamalı. Talep edilen şeyler mevcut şartlarda mümkün ve asıl amaç bakımından faydalı ve zamanı gelmiş olmalı.
Daha fazlasının peşinde koşarken elde edilmiş kazanımları kaybetme hesapsızlığından sakınılmalı.
Unutmayalım; bu ülke yalnız bize ait değil. Farklı inanç-inançsızlık dünya görüşü ve hayat tarzına sahip milyonlar var. Ülkeyi yöneten dengeyi korumazsa kaos çıkar kaybederiz."
Karaman, 'yolsuzluklar' başlığındaki görüşlerini ise şöyle ifade etti:
"Bu eksikler, aksaklıklar, suistimaller nefse mağlup olmalar, mal-kadın- mevki imtihanını kaybetmeler, vazifeye zengin başlayıp yoksul veya aynı servet ile çıkacak yerde yoksul başlayıp haram-helâl demeden zengin olmalar… yirmi yıldan beri değil, bin yıldan fazladır var!
Eski zamanlarda bunları dile getirenlerin dillerini kesiyorlardı, şimdi hiç değilse yalnızca uçlanma yolu tıkanabiliyor. Bunu göze alanlar ıslah niyetiyle ve muhalefet, kin vb. yüzünden gerçekten sapmaksızın, yanlışı söyleyip doğrunun gerçekleşme yolunu gösterebilirler. Buna engel olan yoktur.
Her zaman tekrar ediyorum ve edeceğim: Daha sağlam bir gemi bulmadan denizin ortasında çürümüş dedikleri ama kendilerini az çok değerleri ile taşıyan gemilerini batıranlar geçmişi, hâli ve geleceği hâmil olarak batarlar.
...
Çürümüşlüğün ölçüsü görecelidir. Daha sağlamını yapmak için gemiyi terk ederseniz zaten korsanlara bırakmış olursunuz.
'YIKICILIĞA TARAFTAR OLACAK DEĞİLİM'
Sağlam yapı sağlam malzeme ile olur. Ortalık sağlam ve kullanınca bozulmayacak malzeme ile dolu mu? Ya mevcut kumaşla elbiseyi dikip dayandığı kadar giyeceksiniz ya da başka kültür, din ve medeniyetin terzisine işi bırakacaksınız. Hâsılı ben ıslaha yönelik yapıcı tenkit ve tavsiyeye taraftarım; doğruculuk ve tenkit perdesi arkasından yıkıcılığa taraftar değilim. Benden de selam olsun!"
"Önünüze kurtlu bulgur koysalar pirinci aramaktan vazgeçip bunu yer miydiniz?" sorusuna verdiği yanıtı da paylaşan Karaman, şunları yazdı:
"Yemeyince açlıktan öleceksem daha temizini buluncaya kadar yerdim. Hayatta kalınca da temizlemek için elimden geleni yapardım. Yaparken de iyi olanı da görür “Bu iyi”, kötü olanı da görür “Bu kötü” derdim. Bunu derken de uygun üslup, zaman ve mekânı seçerdim."