Cemal Kaşıkçı 3 yıl önce bugün katledildi: Dostlarından 'adalet' çağrısı

2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Ahmet Kaşıkçı'nın öldürülmesinin üzerinden 3 yıl geçti.

Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'dan gönderilen bir tim tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Cenazesi, tüm aramalara rağmen bulunamadı.

Riyad yönetimi, ortaya çıkan delillerin ardından 18 gün sonra cinayeti itiraf etti. Baskılar sonucu, Suudi Arabistan’da da bir dava süreci başladı. Yargılama sonucu 8 kişinin suçlu bulunduğu açıklandı. 5 kişiye 20'şer yıl hapis cezası verildi.

Birleşmiş Milletler (BM) cinayete ilişkin hazırladığı raporda; Riyad yönetimini Kaşıkçı’yı kasten öldürmekten sorumlu tuttu. Suudi Arabistan’a mevcut yargılamaya son vermesi ve BM ile müşterek çalışma yürütmesi çağrısı yaptı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise cinayete ilişkin 117 sayfalık iddianame hazırladı. İddianamede, sanıklar hakkında, "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.

CİNAYETİN 3'ÜNCÜ YILINDA ÇAĞRI: TÜM MAZLUMLAR İÇİN...

Kaşıkçı cinayetinin 3'üncü yılında 'Türk Arap Medya Derneği ve Cemal Kaşıkçı’nın Dostları Derneği' tarafından "Cemal ve Mazlumlar İçin…" başlığıyla yapılan yazılı açıklamada, "Bu korkunç cinayetin tasarlayıcısı ve suç ortaklarını adaletin karşısına getirmeleri ve sadece Cemal için değil, aynı zamanda baskıcı, şiddet içeren rejimler altında yaşayan milyonlarca insan için özgürlük talebinde bulunalım" çağrısında bulunuldu.

Açıklamanın tamamında şunlar kaydedildi:

"3 yıl önce bugün dostumuz Cemal, kendine yeni bir hayat kurmak için kendi ülkesinin topraklarına iki büyük demir kapıdan ağır ağır girdi. Geçtiği o kapı onun bu hayattan çıkış ve ebedi hayatına giriş kapısı oldu ve sadece on dakika içinde Suudi Arabistan’dan gelen 15 kişilik bir ölüm mangası tarafından vahşice katledildi. Aradan geçen 3 yıl içinde bu cinayete ilişkin çok az şey gölgede kaldı. Cinayetin talimatı, planlaması, ekibi, uygulaması, delillerin örtülmesi. Bütün detaylar Türkiye’nin ısrarlı araştırmalarıyla ortaya çıkartıldı.

Ancak elde edilen bütün verilerin adil bir mahkeme tarafından bir karara bağlanması gerekiyor, bu kararın verilmesi de ancak zanlıların adil bir mahkemeye çıkarılmasıyla olabilecek. Oysa faillerin tamamı şu anda cinayetin azmettiricisi olduğu konusunda en olağan şüphelilerin mahkemeye hakim oldukları yerde.

Aradan geçen üç yılda maalesef ki Türk mahkemelerinin yargılaması dışında ciddi bir yaklaşım göremedik. Biz dostları bu bekleyişimizi sürdürürken, Cemal'in kim olduğunu, neyi temsil ettiğini ve mirasının nasıl sürdürülebileceğini hatırlamak istiyoruz. Cemal Kaşıkçı bu coğrafyada demokrasiyi, şeffaflığı ve özgür basını temsil ediyordu. Özgür basının hükümetler ve diğer kurumlardan hesap sorabileceğine inanıyordu. Ayrıca, kusurlu olsa da, demokrasinin barışçıl ve istikrarlı bir dünya inşa etmek için en iyi yönetim şekli olduğunu ifade ediyordu. Bu yüzden de Kaşıkçı cinayeti sadece Kaşıkçı’nın ölümüyle sonuçlanmış bir hadise değildir. Her gün
onun gibi haksızca, zalimce, acımasızca katledilen, susturulan, rehin alınan, işkence gören yüzbinlerce insanın durumunu ifşa eden bir cinayettir.

Kaşıkçı cinayeti kısa süre içinde sembolleşen yanıyla aslında çağımızda işlenmekte olan bu türden cinayetlerin faillerinin sömürmekte olduğu iktidarları, ayrıcalıkları ve entrikaları da ifşa etmiş oldu.

Artık Kaşıkçı cinayetini konuşmak dünyamızda süregiden bir kirli düzeni konuşmak anlamına da geliyor. Suriye’de, Myanmar’da, Yemen’de, Libya’da, Mısır’da, Keşmir’de masum insanları öldüren dünya Kaşıkçı’yı öldüren dünyanın ta kendisi veya tersi. Susturduklarını düşünseler de bugün dünyanın dört bir yanındaki insanlar onun uğrunda öldüğü değerlerini yaşatmaya çalışıyor. Gelin bizler de Cemal'i 3. yılında anarken, onun bölge vizyonunu da hatırlayalım.

Ülkelerimizdeki yetkililerden, bu korkunç cinayetin tasarlayıcısı ve suç ortaklarını adaletin karşısına getirmeleri ve sadece Cemal için değil, aynı zamanda baskıcı, şiddet içeren rejimler altında yaşayan milyonlarca insan için özgürlük talebinde bulunalım.

Cemal’i gerçekten de hatırlamak ve hatırasını yaşatmak istiyorsak hep söylediğimiz gibi sadece Cemal için değil, bölgedeki tüm mazlumlar için de adalet istediğimizi yüksek sesle söyleyelim. Cemal ve Tüm Mazlumlar İçin Adalet!"