10 Ekim Katliamı’nın 6. yılı: Dava ilerlemiyor, talepler karşılanmıyor
10 Ekim Ankara Katliamı’nın üzerinden altı yıl geçti. Katliam davasının avukatı Murat Kemal Gündüz, yıllardır süren davada kamu görevlilerinin dahil edilmediğini, taleplerinin ısrarla karşılanmadığını söylüyor.
FIRAT FISTIK / GERÇEK GÜNDEM
Ankara’da 10 Ekim 2015’te gerçekleşen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne bombalı saldırı düzenlenmiş, 103 kişi hayatını kaybetmiş, 500’ün üzerinde insan yaralanmıştı.
Katliamın üzerinden altı yıl geçti fakat bu altı yılda IŞİD’li sanıkların sadece bir kısmı yargılanabildi. Avukatlar, kamu görevlilerinin ve devletin sorumluluğunun altını çizerken, firari sanıklar olması nedeniyle dava bölündü.
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 Kasım 2016’da görülmeye başlanan dava sonunda dokuz sanığa “Anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Bu dava 16’sı firari 35 sanık hakkında yapıldı.
Dava Yargıtay’a gitti ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 6 Nisan 2021’de sunduğu tebliğde, 18 yıl hapis cezası verilen Erman Ekici hakkında fazla ceza istendiğini ve yedi yıl hapis cezası verilen Yakup Yıldırım’ın da beraat etmesi gerektiğini bildirerek mahkeme kararının bozulmasını talep etti. Davaya ilişkin Yargıtay Genel Kurulu’nda nihai bir karar verilecek. Firari sanıklar hakkında açılan dava ise sürüyor.
Davada katliamın nasıl planlandığı, kimlerin rol aldığı anlatırken tutuklu sanık sayısındaki azlık eleştiri konusu oldu. Örneğin, Ömer Y. 10 Ekim Ankara katliamını planlayanların Ebu Zeynep adlı bir emire bağlı çalıştıklarını söyledi. Bu kişi serbest bırakıldı. Kuteybe Hammet de Mersin’de 2019’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılanlardan biri. Kuteybe Hammet’iin evinde dört bin IŞİD üyesine ait bilgiler bulunmuştu. Avukatlar, özellikle Kuteybe Hammet’in dinlenmesini talep etti ancak bu gerçekleşmedi.
En son duruşma eylül ayında gerçekleşti ve mahkeme ara kararında, firari sanıkların yakalama kararlarının devamına, kırmızı bülten için Adalet Bakanlığı’na gönderilen talebin cevabının beklenmesine hükmetti. Tanıklardan bazılarının ve kamu görevlilerinin dinlenmesine dair talepler ise reddedildi. Bir sonraki duruşma ise 24 Kasım’da yapılacak.
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, 10 Ekim Ankara katliamında sorumluluğu bulunan tüm kamu görevlilerinin yargılanması talebiyle ocak ayında suç duyurusunda bulunmuştu.
Suç duyurusunda, 2015 yılında Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bulunan ve bu konuda görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen tüm sorumlular hakkında TCK 83. maddesinde düzenlenen “kasten ihmali davranışla öldürme”, TCK 281. maddesinde yer alan “suç delillerini yok etme” ve TCK 257. maddesinde yer alan “görevi kötüye kullanma” suçlarından gerekli soruşturmanın yapılması talep edildi.
“Kamu görevlileri dahil edilmeli”
10 Ekim Ankara Katliamı davası avukatlarından Murat Kemal Gündüz, dava sürecindeki en büyük sıkıntının delillerin toplanamaması ve kamusal sorumluluğun sonuçsuz bırakılması olduğunu söyledi. Müfettiş raporunda, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün de Valiliğin de yer aldığını söyleyen Gündüz, “Bunların hiçbirine soruşturma izni verilmedi. En son Anayasa Mahkemesi’ne gitti talebimiz. Dört tane olumlu tazminat kararı çıktı fakat ceza soruşturmasına dair ne olacak bilemiyoruz. Müfettiş raporunda kusur adledilen kamu görevlilerinin bir şekilde dahil edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“Artık talep dahi yollanamıyor”
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne dair de şikayetleri olduğunu dile getiren Gündüz, “Yargılama sırasında sık sık MİT’ten ve İçişleri Bakanlığı’ndan bilgi talep ettik. 16 firari sanık var davada ve bu kişilerin 13’ü İçişleri Bakanlığı’nın da aradığı kişiler. Katliamla da bağları var ve Bakanlık demek ki bu kişiler hakkında bilgi sahibi. En çarpıcı olan budur. Hem Anayasayı ihlal eden bir suç olarak tanımlayacaksınız hem de bilgileri ‘istihbari bilgiler’ diye yollamayacaksınız. Bilgiler gelse davanın seyri değişebilir. Tabii ki bu bilgiler sonunda kamusal sorumluluk da ortaya çıkabilir. Düşünün, Ankara’nın göbeğinde iki bomba patlıyor. Bu büyük bir planlama gerektirir. Belli makamların bundan bilgisi vardı. Ancak geldiğimiz durumda bırakın cevap vermeyi, talep dahi yollanamıyor” dedi.