Alevi yurttaştan zorunlu din dersi tepkisi: Üzerimizde baskı aracı haline getirildi
Zorunlu din dersinin hala müfredatta olması ve yeni din dersleri eklenmesi, cemevlerinin tanınmaması Alevilerin tepkisini çekiyor.
Türkiye’de din dersi, 1928’den 1940’ların sonuna kadar müfredata dahil edilmemiş, sonrasında ise seçmeli bir ders olarak öğrencilere sunulmuştu. Ancak 12 Eylül Darbesi’nden sonra zorunlu hale getirilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine, 2012’den itibaren “Kur’an-ı Kerim”, “Hz. Muhammed’in Hayatı” ve “Temel Dini Bilgiler” seçmeli dersleri de ilave edildi.
Zorunlu din dersi laiklik ve eşit yurttaşlık ilkesine ters olsa da hala müfredatta. Türkiye, zorunlu din dersleri konusunda AİHM kararlarına rağmen bugüne kadar hiçbir adım atmadı. Zorunlu din derslerinin eşit yurttaşlık ilkesine aykırı ve tekçi-Sünni bir anlayış olduğunun altına çizerek temel hakların çiğnendiğini belirten Aleviler, zorunlu din dersinin müfredattan kaldırılması yönündeki talebini sürdürüyor.
Tunceli'nin Ovacık ilçesinin Tanzi (Köşeler) köyünde yaşayan Kemal Dinler Güler, eşit yurttaşlık hakkı ve zorunlu din dersi konularına ilişkin PİRHA’ya konuştu.
“ZORUNLU DİN DERSİ NEDENİYE ÇOCUKLARIMIZIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU”
Alevilerin Türkiye’de inancını özgürce yaşayamadığını söyleyen Güler, “Eşit yurttaşlık hakkı varsa bizim de kendi inancımızı, kültürümüzü özgürce yaşatmamız lazım, bu bizim en doğal hakkımız” dedi.
“Türkiye’de 20 milyon Alevi var ama inanç yerimiz olan cemevleri resmi olarak tanınmıyor” diyen Güler şöyle devam etti:
“AİHM kararına rağmen Türkiye’de bu karara uyulmuyor, Alevinin kendini ifade etmesi lazım. Eğer bir eğitim görülecekse insan özgür iradesiyle eğitimi görmesi lazım. Bizim bir çok insanımız zorunlu din dersini görmek istemiyor ama artık zorunlu din dersi bizim üzerimizde baskı aracı haline getirildi. Tunceli Valisi Kenan Güven döneminde çocuklarımızı imam hatibe götürüp o inanca zorladılar. Bizim çocuklarımızın psikolojisi bozuldu.” (Pirha)
