15 Temmuz'da 'mesaiye' çağrılan pilot her şeyi anlattı: Bana 'uçtun mu?' diye soruyorlar ama...
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşesinde cezaevinden gelen mektuplara yer verdi.
Pilot yüzbaşı Ali Emre Destegül'den gelen bir mektubu yorumsuz olarak yayımlayan Çölaşan, "cezevi ilginç bir alem" değerlendirmesinde bulundu.
Çölaşan'ın yayımladığı mektuptan bir bölüm şöyle:
“Saygıdeğer Emin Çölaşan, 2 Ekim 2021 tarihli yazınızı okudum.
Ben de 2016 yılında (15 Temmuz darbe girişimi esnasında) o zamanki ismiyle Harp Akademisi'nde kurmaylık öğrencisi olan bir pilot yüzbaşı idim.
19 Temmuz 2016'dan beri özgürlüğümden mahrumum. Silivri 1 no.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndayım.
Harp Akademileri davasında yargılandım. Yargı süreci (verilen kararlar) şu an Anayasa Mahkemesi'nde.
Anayasa Mahkemesi'ne 292 sayfalık, baştan sona hukuksuzluk ve adaletsizlikleri açıklayan başvurumu anlatarak sizi sıkmayacağım.
‘Sen o darbe gecesi ne yaptın' diye merak ediyorsunuzdur.
Genelde pilotum deyince ‘O gece uçtun mu?' sorusuyla karşılaşıyorum.
Normal şartlarda darbe planlanmış olsa ‘Pilot ne yapar?' sorusuna insanlar kendi kafalarında haklı olarak böyle karar verdiklerinden olsa gerek, uçmuş olmam gerektiğini düşünüyorlar.
Ama ne hikmetse ben (o gece) ne uçtum, ne uçağı olan bir birliğe gittim ve ne de başka bir birliğe gittim.
Yıllardır terörle mücadele görevlerinde amirlerim nasıl beni mesai saatleri dışında çağırıp mesaide hazır ettiyse, yine aynı reaksiyonla ‘Mesaiye gel' dediler ve gittim.
‘Bekle' dediler, bekledim.
Sonra maalesef uydurma tahkikat raporlarıyla tahmine ve ihtimale dayanarak ‘Darbe başarılı olsaydı yardım edecekti, o yüzden fonksiyonel olarak destek sağlamıştır' gibi zorlama bir yorumla müebbet hapis cezasına çarptırıldım.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘Kardeşim, çobanken askere gelip 300 yıl ceza alanlar var. Harbiyeliler var, uzman çavuşlar, erler ve astsubaylar var…'
Doğrudur.