Belediyeler erkek şiddetiyle mücadele ediyor mu?
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Doktorantı Ayşe Kaşıkırık, “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın -Erkek Şartı’nı imzalayan belediyeler gereğini yapıyor mu?'' başlığı ile yaptığı çalışmaların sonuçlarını açıkladı.
Bianet'ten Evrim Kepenek, İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Doktorantı Ayşe Kaşıkırık ile “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın -Erkek Şartı’nı imzalayan belediyeler gereğini yapıyor mu?” başlığı ile bir söyleşi gerçekleştirdi.
Söyleşide Kaşıkırık, ''Büyükşehir belediyelerine bağlı sadece 9, il ve ilçe belediyelerine bağlı 23 olmak üzere toplam yalnızca 32 sığınak bulunuyor.
Denizli Büyükşehir, Büyükçekmece, Giresun, Ordu Büyükşehir ve Osmangazi Belediyeleri’nin stratejik planlarında bir kez bile “kadına yönelik şiddet” kavramına ve bu kapsamda yapılan faaliyetlere rastlanmadı.
Yasalar etkin uygulanırsa kadına yönelik şiddet önlenebilir. Bu noktada, belediyelere önemli görevler düşüyor'' bilgilerini verdi.
Söyleşinin tamamı şöyle:
Sizi bu araştırmaya iten neden neydi?
Türkiye’de her gün en az bir kadın öldürülüyor. Tüm dünyada kadınlar yüzyıllardır süren toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri yüzünden şiddetin her türüne her gün maruz kalıyor.
Bir insan cinsiyeti sebebiyle şiddete, cinsiyet temelli ayrımcılığa, zulme ve diğer hak ihlallerine maruz kalmadan yaşama hakkına sahip.
Bilimsel bir araştırma kapsamında kadına yönelik şiddetin önlenmesinde insanların gündelik hayatlarına en yakın kurumlar olarak belediyelerin bu konudaki çalışmalarını ortaya çıkarma motivasyonu ile araştırmaya başladım. Bu araştırmada referans noktam Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı oldu.
Şart, yerel yönetimleri eşitliğin hayata geçirilmesi konusunda çok boyutlu ve kapsamlı bir eylem alanının merkezine yerleştirmektedir. Bu Şart, Avrupa’daki yerel ve bölgesel yönetimler için hazırlanmıştır.
Söz konusu yönetimlerin ortaklıklar kurarak vatandaşları için daha fazla eşitliği ve kapsayıcılığı hayata geçirmeleri amacıyla hazırlandı.
31 BELEDİYE ŞARTI İMZALADI
Peki araştırmanızın yönteminden söz eder misiniz?
Türkiye’de Şart’ı imzalayan belediyeler araştırmanın evrenini oluşturdu. Türkiye Belediyeler Birliği verilerine göre, Türkiye’de 2021 itibariyle 31 belediye Şart’ı imzaladı.
Ancak bu belediyelerden Toroslar, Karşıyaka, Çiğli, Bodrum, Avcılar ve Nilüfer Belediyeleri 2020-2024 stratejik plan hazırlama sürecinde veya sonrasında bu Şart’ı imzaladıkları için araştırmanın kapsamı dışında tutuldu. Bu nedenle, araştırmanın örneklemi 2013-2018 yılları arasında Şart’ı imzalayan 25 belediye.
Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanıldı. Araştırma kapsamındaki 25 belediyenin 2020-2024 dönemi stratejik planları Şart’ın 22. Maddesi odağında analiz edilmiştir. Şart’ın 22. Maddesi doğrudan “Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet” ile ilgilidir:
(1) İmzacı taraf kadınları oransız olarak etkileyen toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin temel insan haklarının ihlali ve insanların onuruna ve fiziksel ve ruhsal bütünlüklerine bir saldırı niteliği taşıdığını tanır ve kabul eder.
(2) İmzacı taraf, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin faillerin bakış açısından bir cinsiyetin diğer cinsiyete üstünlüğü fikrinden ve eşitsiz iktidar ilişkileri bağlamında ortaya çıktığını tanır ve kabul eder.
(3) İmzacı taraf toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı politika ve eylemlerini tesis etmek ve güçlendirmek üzere aşağıdaki tedbirleri almayı taahhüt eder:
-Mağdurlar için özel destek yapılarının oluşturulması
-Esas olarak kullanılan tüm yerel dillerde o bölgede var olan hizmetlere dair kamuoyu bilgilendirme çalışmalarının yürütülmesi
-Mağdurların saptanması ve desteklenmesi noktalarında profesyonel personelin gerekli eğitimi almalarının sağlanması
-Polis, sağlık ve eğitim programlarının düzenlenmesi.
Araştırma, Şart’ı imzalayan belediyelerin Şart’ı imzaladıktan sonraki güncel stratejik planları olan 2020-2024 dönemleri ile sınırlı.
Bu nedenle, araştırmanın en temel kısıtını stratejik planda yer alan bilgiler oluşturdu. Araştırmada, stratejik planda yer alan bilgiler doğrultusunda içerik analizi yapıldı.
Belediyelerin şiddetin önlenmesinde üzerlerine ne gibi görevler düşüyor?
Yasalar belediyelere kadınlara yönelik şiddetle mücadele konusunda, önleyici, koruyucu, destekleyici & güçlendirici çalışmalar yapmaları konusunda sorumluluklar yüklüyor.
5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 3. Maddesine göre belediye “Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve malı özerkliğe sahip kamu tüzelkişisidir”. Bu doğrultuda, belediyelerin plan, program, politika ve hizmetleri, kadın ve erkek tüm vatandaşların gündelik yaşamlarının her alanıyla doğrudan ilişkili.
Belediye Kanun’un 14. Maddesi’ne göre; “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadırlar. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler”.
''BAZI BELEDİYELER YETERSİZ''
Siz araştırmanızı yaparken nelerle karşılaştınız bu görevlere dair?
Belediyelerin ağırlıklı olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin özel günlerde etkinlik ve faaliyetler, kadın danışma/dayanışma ve yaşam merkezi, hak temelli ve ayrımcılık karşıtı kurum içi eğitimler düzenlemeyi planladıkları tespit edidi.
Sığınma evi açmayan belediyelere yasal bir zorunluluk yüklenmediği için mevcutta az sayıda belediyenin sığınma evi var.
Büyükşehir belediyelerine bağlı sadece 9, il ve ilçe belediyelerine bağlı 23 olmak üzere toplam yalnızca 32 sığınma evi bulundu ve bunların da büyükşehir, il veya ilçe nüfusu düşünüldüğünde kapasiteleri çok yetersiz kaldı.
Araştırmanızda, Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın imzalanması belediyelerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelesine katkı sunmakta mıdır?” sorusuna yanıt aradınız neyle karşılaştınız?
Stratejik planlar belediyelerin en üst düzey politik belgeleridir. Stratejik plan doğrultusunda belediyeler 5 yıllık yol haritasını belirlemektedir. Belediyenin misyon, vizyon, temel değerleri, stratejik amaçları, stratejik hedefleri, performans göstergeleri ve faaliyetleri stratejik planda yer alıyor.
Araştırma ile Türkiye’de “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın- Erkek Şartı”nı imzalayan belediyelerin 2020-2024 dönemi stratejik planlarında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesine yer verip vermedikleri ve hangi seviyede yer verdiklerinin belirlenmesi amaçlanıyor.
Bu kapsamda, beş farklı kategori geliştirilerek içerik analizi yöntemi uygulanmıştır. Bu kategoriler: “özel destek yapılarının oluşturulması”, “kamuoyu bilgilendirme çalışmaları”, “profesyonel personelin eğitimi”, “kurumlar arası koordinasyon” ve “farkındalık kampanyalarının yürütülmesi ve eğitim programlarının düzenlenmesi”dir. Araştırmada çarpıcı sonuçlar tespit edildi.
Şart’ı imzalayan belediyeler, bu Şart’ı imzalayarak yerelde kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında güçlü bir irade ortaya koyuyor.
Bu bağlamda Şart, bir iyi net beyanı niteliği taşıyor. Araştırma sonucuna göre,bu iradenin yeterli olmadığı gözlenmektedir.
Şart’ı imzalayan belediyelerde kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında önemli gelişmelerin olduğu, ancak bu ilerlemelerin hızının istenilen eviyede olmadığı gözlenmiştir. Hatta bazı belediyelerin kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi noktasında somut adımlar atmadığı, özel destek mekanizmaları (sığınak, sığınma evi, konuk evi vb.) geliştirmediği, iş birlikleri kurmadığı, eğitim programları düzenlemediği, kampanyalar yürütmediği ve toplumsal farkındalık çalışmaları yapmadığı tespit edildi.
Bulgularınız arasında sizce en önemli gördüklerinizi sıralar mısınız?
Araştırmanın bulgularına göre, Şart’ın imzacı belediyelerin stratejik planlarına yansıdığı, ancak bu yansımanın her belediye ve her şiddet türü için geçerli olmadığı tespit edildi. Belediyelerin çoğunluğunda “toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” veya “kadına yönelik şiddet” kavramları yerine “aile içi şiddet” kavramının vurgulandığı gözlemlenmiştir. Hatta bazı belediyelerin stratejik planlarında “kadının güçlenmesi” yerine “aile içinde kadının güçlenmesi” ön plana çıkarılıyor.
Kadınların yaşadıkları sistematik şiddetten kurtulmak için sığındıkları ve hayati öneme sahip olan “sığınak” veya “sığınma evi” yerine; “kadın konuk evi”, “koruma evi”, “kadın misafir evi” gibi farklı isimler kullanıldığı ve bu konuda ciddi bir kavram karmaşası yaşandığı tespit edildi.
Denizli Büyükşehir, Büyükçekmece, Giresun, Ordu Büyükşehir ve Osmangazi Belediyeleri’nin stratejik planlarında bir kez bile “kadına yönelik şiddet” kavramına ve bu kapsamda yapılan faaliyetlere rastlanmadı.
İncelenen belediyeler arasında “kadın yönelik şiddet”in önlenmesine ve mücadelesine en kapsamlı Bornova, Çankaya, Şişli, Karabağlar ve Muratpaşa Belediyeleri’nin stratejik planlarında yer verildiği tespit edildi.
''SOMUT ÖNEMLER ALINMALI''
Peki ufukta bir çözüm görünüyor mu? Belediyeler açısından umutlu olmalı mıyız? Yoksa daha çok mu çalışmaları gerekiyor?
Şart’ı imzalayan yerel ve bölgesel yönetimlere hukuki ve maddi bir yaptırım olmadığından dolayı, imzacı taraflarda toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede arzu edilen aşamaya gelinemedi.
Şart’ın etkin uygulanabilmesi için somut önlemler alınmalı.
Yerel yaşamda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çalışan uzmanlardan (akademi, bürokrasi, sivil toplum vb.) oluşan bağımsız bir çalışma komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyon imzacı taraflarda Şart’ın uygulanmasını somut göstergelerle izlemeli, toplumsal cinsiyete duyarlı olarak periyodik (6 aylık veya 1 yıllık) raporlar yayınlamalı ve kamuoyu ile paylaşmalı.
Şart’ta yer alan taahhütleri yerine getirmeyen imzacı belediyelere çeşitli yaptırımlar uygulanması yerinde olacaktır. Bu yaptırımlar, Şart’ın imzacıları arasından çıkartılması, CEMR ile iş birliği seviyesinin asgari düzeye indirilmesi vb. olabilir.
Böylelikle, yerelde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle etkin mücadele edilebilir ve kadına yönelik her türlü şiddet önlenebilir.
Son olarak ne eklemek istersiniz?
Yasalar etkin uygulanırsa kadına yönelik şiddet önlenebilir. Bu noktada, belediyelere önemli görevler düşmektedir. Covid-19 “gölge pandemi”ye dönüşen kadına yönelik şiddetin her türlüsü tüm coğrafyalarda artarak devam etmektedir. Bu nedenle, belediyelerin kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarını öncelik haline getirmeleri ve salgın gibi kriz durumlarına karşı ek önlemler almaları hayati önem taşıyor.