Eymür'ün itirafları Avukat Efkan Bolaç'ı işkence gördüğü günlere götürdü: 'Kadın polise işkenceyi benim üzerimden öğretiyorlardı'

MİT'in eski elemanı Mehmet Eymür'ün itirafları gündeme bomba gibi düşerken, Avukat Efkan Bolaç da yaşadığı işkence dolu günleri hatırladı. Gerçek Gündem, attığı Tweetlerle işkence günlerini anlatan Bolaç'a ulaştı.

Eymür'ün itirafları Avukat Efkan Bolaç'ı işkence gördüğü günlere götürdü: 'Kadın polise işkenceyi benim üzerimden öğretiyorlardı'

GERÇEK GÜNDEM

‘‘Bir gün yine beni aldılar. Gözlerimi bağlayıp Filistin askısına aldılar. Ben, bakın hepinizin sesini tanıyorum yapmayın dedim. Beni soydular. Sonra testislerimi sıkan yumuşak bir el hissettim. Acı başka, bir kadının bana işkence yapması başkaydı’’, bu sözler Avukat Efkan Bolaç’a ait.

Avukat Bolaç’ı geçmişe götüren ve bu paylaşımları yapması sebep olan şey, MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün canlı yayında yaptığı işkence açıklamaları idi.

Dün Halk TV’de yayınlanan Perdenin Önü arkası programına telefonla katılan MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, İpek Özbey, Cengiz Erdinç ve İsmail Saymaz’ın işkence ile ilgili sorularına muhatap oldu.

Eymür’den işkence sorularına kaçamak yanıtlar’

Eymür’ün ‘‘Vallahi yaptıklarımızın ne kadarı işkence olarak kabul ediliyor? Sorguya alınmak bile işkence. Gözleriniz kapalı karanlık bir yerde barındırılıyorsunuz’’ demesi üzerine gazeteciler daha net bir şekilde sordular:

‘‘Cengiz Erdinç: Elektrik, kaba dayak. Biraz daha sistemli olanı kastediliyor

Mehmet Eymür: O arada olmuştur o tip şeyler. Olduğunu biliyorum.

İsmail Saymaz: Bir sorgu tekniği olarak sistematik miydi?

Mehmet Eymür: Bütün dünya tarihinde var işkence. Açın bakın Avrupalıların Hristiyanların yaptıklarına. Yani işkenceden işkenceye fark var. Bir insanı bir yere kapatmak bile işkence yani.’’

‘‘Bana işkence yapan kadını DGM’de gördüm, sesinden tanıdım; bu anlattığım sadece küçük fragman’’

İşte bu ifadelerden sonra Avukat Efkan Bolaç, 27 yıl geriye giderken avukatlığının ilk yıllarında maruz kaldığı işkenceyi anlattı:

‘‘Bir gün yine beni aldılar. Gözlerimi bağlayıp Filistin askısına aldılar. Ben, bakın hepinizin sesini tanıyorum yapmayın dedim. Beni soydular. Sonra testislerimi sıkan yumuşak bir el hissettim. Acı başka, bir kadının bana işkence yapması başkaydı… Hiçbir şey olmadı o gün. Sesim bile zor çıktı acıdan. O gün bir kadına işkence yapmayı üzerimde öğrettiler. 1-2 hafta sonra bana işkence yapan kadını, sesinden tanıdım, DGM kaleminde gördüm. Askeri savcının biri kadının içine düşecek gibiydi. Yanlarına yaklaştım. Ve “ Kusura bakmayın o gün gözlerim bağlıydı, siz asıl nasılsınız dedim”. Kızaran işkenceci hızla yanımdan uzaklaştı. Askeri Savcı ne oluyor ya hu deyince o bir işkenceci dedim Savcı dondu kaldı… Velhasıl hiçbir şey gizli kalmıyor kalmayacak. Bir Ahmet Kaya şarkısıdır hayatımız: ‘Siz benim neler çektiğimizi nerden bileceksiniz’. Bu devlet bize çok şey borçlu hem de çok şey. Ve bu anlattığım sadece küçük bir fragman.’’

‘‘1994 ve 1995 yıllarında avukat olmama rağmen 140-150 kez gözaltına alındım’’

Basın özgürlüğü, insan hakları konusunda yüzlerce dava takip eden Efkan Bolaç, gazetecilerin yakından tanıdığı bir avukat.

Biz de açtık telefonu sorduk:

-Bu işkence hadisesi hangi yıl oldu?

-1995 yok yok 1994 olmalı. O yıllarda çok sık gözaltına alınıyordum. Zor yıllardı. Cezaevinde görüşten çıktığımda sürekli alınıyordum.

-Neden gözaltına alınıyordun? Hangi gerekçeyle?

-Hiçbir gerekçe yoktu. Alıyorlardı, polis aracıyla Vatan Emniyet’e götürüyorlardı. İfade almak istiyorlardı. Vermiyordum. Her seferinde vermeyeceğimi bildikleri halde götürüyorlardı. O dönemde avukat olsanız bile buna cüret ediyorlardı.

-Peki baro bu duruma ne yapıyordu?

-Baro elbette karşı çıkıyordu. Ama zor dönemdi dedim ya. 140-150 kere gözaltına alınmışımdır o birkaç yılda. Baro sonunda bana vasi atadı (Gülüyor). Avukat olarak cezaevine gittiğim her görüş sonrası bir avukat beni arıyor durumumu soruyordu.

‘‘Kadın polise işkence yapmayı benim üzerimden öğretiyorlardı’’

-İşkenceci polise gelelim. Neden bir kadın işkence yaptı? Aşağılamak mı istiyorlardı?

-O gün alındığımda yine, ‘biliyorsunuz, konuşmayacağım’ dedim. Bir baktım gözlerime bağladılar. O an işin işkenceye gidebileceğini anladım. ‘Seslerinizden sizi tanırım, biliyorsunuz’ dedim. Kimse oralı olmadı. Sonra bir kadın sesi duydum ve yumuşak bir el. Ona işkence yapmayı benim üzerimden öğretiyorlardı. Sonra başka arkadaşlarımdan da benzer şeyler dinledim. Mesela avukat arkadaşım Tamer Doğan’a da Kadıköy’de yanılmıyorsam bir kadın polis işkence yapmış. Ben bana işkence yapan kadın polisi bir daha görmedim.

-Şikayetçi oldunuz mu?

-O günlerde böyle durumlarda şikayetçi olmak bir sonuç vermiyordu. Günlerce işkencede perişan edilen insanlara bile sağlıklı raporu veriliyordu.

Etiketler
Lise Polis