TTB ve KESK'ten OHAL Komisyonu'nun ret kararlarına ortak tepki
TTB ve KESK'in birlikte yaptığı açıklamada, "Barış Akademisyenlerinin haklarını gasp edenler hukuku çiğnemekte olduklarının elbette farkındalar" denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), Barış Akademisyenleri'nin OHAL Komisyonu'na yaptığı başvurulara ret kararı verilmesine ortak bir açıklamayla tepki gösterdi.
Ankara'daki Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleşen toplantıya, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eş Başkanları Şükran Kablan ve Mehmet Bozgeyik, TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut katıldı.
KESK Eş Başkanı Şükran Kablan, 'Bu suça ortak olmayacağız' isimli bildiriye imza atan Barış Akademisyenleri hakkında 26 Temmuz 2019 tarihli 'ifade özgürlüğünün ihlali' kararını hatırlattı. Kablan, "Hukukun üstünlüğü ilkesine riayet edilen bir ülkede AYM'nin ilgili kararının ardından metni imzalayan akademisyenlerin vakit kaybetmeden görevine iade edilmesi gerekirdi. Ancak, OHAL Komisyonu uzun bir süre Barış Akademisyenleri hakkında karar vermemiştir" dedi.
87 RET KARARI VERİLDİ
Bugüne kadar toplamda 87 ret kararı veren OHAL Komisyonu'nun 325 akademisyenin başvurusunu sonuçlandırmayarak hukuki sürecin önünü tıkamaya devam ettiğini kaydeden Kablan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa Mahkemesi kararları tüm devlet organları gibi OHAL Komisyonunu da bağlar. Buna rağmen, OHAL Komisyonunun kararlarında Anayasa Mahkemesinin Füsun Üstel kararının adını bile anmaması anayasal düzenin hiçe sayılması anlamına geldiği gibi Türk Ceza Kanunu anlamında da suç oluşturabilecek nitelikte kasıtlı bir eyleme vücut vermektedir. Anayasa Mahkemesi'nin kararı ihraçların ILO'nun temel 87, 98 ve 111 nolu sözleşmelerine aykırılığı da bir kez daha ortaya koymaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayıldığı bir demokrasiden hukukun üstünlüğünden, adaletten bahsedilemez.
'BARIŞ AKADEMİSYENLERİNİN HAKLARINI GASP EDENLER HUKUKU ÇİĞNİYOR'
Bu Komisyon adaleti geciktirmekten ve akademilerde hükümete aykırı düşünen bilim insanlarının mağduriyetini artırmaktan başka bir şeye yaramamıştır. 10 Ocak 2022 tarihinde AİHM'e savunma verecek olan Türkiye uluslararası insan hakları karnesinde notunu en aşağılara düşürmüş durumdadır. Barış Akademisyenlerinin haklarını gasp edenler, hukuku çiğnemekte olduklarının elbette farkındalar. Hukuk tanımazlıklarıyla, insan haklarını, çalışma özgürlüğünü ve seyahat hakkını engellemekle bir kazanç elde edeceklerini düşünen bedbahtlar tarihin kara sayfalarında yerlerini şimdiden almıştır."
İHD: CUMHURBAŞKANI'NIN ARŞİV KAYDINDA HÜKMÜ VAR
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise uzatılmış bir OHAL süreci içerisinde olduklarını belirterek, "Anayasa Mahkemesi OHAL kararlarından sonra birçok karar üretti. Masumiyet karinesi gibi pek çok karar verdi. OHAL Komisyonu bu kararları uygulamıyor. Müvekkillerimiz öğrenci iken kamu görevlisi olmadan attıkları sloganlar, sosyal medya paylaşımlarından haklarında soruşturma açıldıysa memuriyete engel olmayan cezalar alınmışsa bunlar akademisyenlerin önüne çıkarılıyor. Bu şekilde uygulama olursa Cumhurbaşkanı'nın görevinden alınması gerekiyor, arşiv kaydına bakıldığında terörle mücadele kapsamında bir suçtan hüküm giydiği görülecektir” ifadelerini kullandı.