Tuzla yangının ölen işçinin ailesi 24 yıldır tazminat mücadelesi veriyor
Tuzla Tersanesi'nde 1997'de tanker patlaması sonrasında çıkan yangını söndürme çalışmaları sırasında hayatını kaybeden itfaiyeci Celil Dağ'ın ailesi 24 yıldır tazminat mücadelesi veriyor.
Tuzla Tersanesi'nde 13 Şubat 1997 tarihinde çıkan tanker yangınını söndürme çalışmalarında İtfaiye Grup Amiri Celil Dağ ve İbrahim Koray hayatını kaybetti.
Kazadan sonra devam eden yargılama sürecinde Celil Dağ'ın ailesi tazminat alamadı. Kızı Songül Dağ adına vekalet alan annesi Ayşe Kurt'un hukuk mücadelesi ise aradan 24 yıl geçmesine rağmen devam ediyor.
Kaza sonrasındaki dava süreci tutanaklara göre; İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne itfaiyeci Celil Dağ'ın çalıştığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yanan tankerin sahibi Diltaş Deniz İşletmeciliği ve Tankerciliği A.Ş. ve tersane sahibi Gemsan Gemi İşletmeciliği Ltd. Şirketi aleyhine açılan davayla başladı.
Mahkeme 11 Eylül 1998'de İBB yönünden davanın idari yargıda görülmesi için görevsizlik kararı verirken, diğer davalılar yönünden yetkisizlik kararı verdi. Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki yargılama sonunda Diltaş ve Gemsan şirketleri hakkında açılan dava, 1 Temmuz 1999'da esastan reddedildi. Karar temyiz edilse de Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce onanarak kesinleşti.
ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE REDDEDİLDİ
Öte yandan İBB aleyhine İstanbul 4. İdare Mahkemesi'ne açılan davanın, 28 Haziran 2002'de davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildi. Ayşe Kurt, vekalet verdiği avukat Zekeriya Şerbetçioğlu'nun görevini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığını, süresinde dava açılması halinde tazminat alabilecekken alamadığını, aynı kaza nedeniyle idare mahkemesinde açılan davalarda belediyenin hizmet kusuru olduğunun belirlendiğini ve davaların lehe sonuçlandığını ileri sürerek tazminat davası açtı. Ayşe Kurt, uğradığı zararlar nedeniyle İdare Mahkemesi'ne ait kararın kesinleştiği 16 Haziran 2004'den itibaren işleyecek faizin avukat Şerbetçioğlu'ndan tahsilini talep etti.
RET KARARI ÜZERİNE DAVAYI YARGITAY'A TAŞIDI
Davalı avukat Şerbetçioğlu da süre aşımı nedeniyle verilen mahkeme kararının yanlış olduğunu, davacı Ayşe Kurt'un da dava açılması konusunda talimat vermediğini, olay nedeniyle davacının kendisine ve çocuğuna maaş bağlanarak ayni ve nakdi yardımların yapıldığını, dolayısıyla herhangi bir zarar uğramadığını savunarak davanın reddini talep etti. Avukat Zekeriya Şerbetçioğlu, vekalet görevini yerine getirdiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunarak karşı dava da açtı. Mahkeme, avukatın talebi gibi davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine Ayşe Kurt, kararı temyiz ederek Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de 12 Nisan 2011'de vekalet görevini özenle yerine getirmeyen buna bağlı olarak müvekkilinin zararına neden olan avukatın, davacıya karşı sorumlu olduğu, davacının uğradığı ve davalının sorumlu tutulabileceği zarar miktarı belirlenerek sonuca göre karar verilmesi belirtilerek bozma kararı verdi. Bozma üzerine mahkeme, bilirkişi raporuna göre Songül Dağ'ın gerçek maddi zararının 421 bin 351 TL olduğunu, kızı Sena Dağ'ın ise 80 bin 570 TL olduğunun bildirildiği, davacılara yapılan maddi yardımların güncellenmiş değerlerinin incelemesinde de davacılara yapılan yardımın uğranılan zarardan fazla olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
BİR KEZ DAHA YARGITAY'A BAŞVURDU
Ayşe Kurt bu kararı da temyiz etti. Yargıtay'ın 6 Temmuz 2020 tarihli bozma kararı üzerine davanın, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yeniden görülmesine devam ediliyor.
DHA'nın haberine göre; kızı adına vekalet alarak dava sürecini 24 yıldır takip eden Ayşe Kurt, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
'BİR TEK BİZ TAZMİNAT ALAMADIK'
Kurt, "Kıyafetleri yanıcı kıyafetiydi, koruyucu kıyafeti yoktu o zaman. İki kişiydi bunlar ikisi de amirdi, bunların ikisi çıktılar geminin üstüne gazetecileri indirmek için. Gazetecileri indiriyor orada bir patlama oluyor. Biri geminin içine düşüyor yanıyor, damadım da patlayınca denize düşüyor. Bütün yananlar tazminatını aldılar, bir tek biz alamadık, benim kızım alamadı" dedi.
Yangında hayatını kaybedenlerin yakınları tazminatlarını aldıklarını söyleyen Ayşe Kurt, kazada hayatını kaybeden İbrahim Koray'ın yakınlarına hem ev verildiğini, hem de tazminatın verildiğini, kendilerine sadece ev verildiğini, neden tazminat verilmediğini sorduklarını ifade etti. Ayşe Kurt mahkemenin sonuçlanmasını ve adaletin yerini bulmasını istediğini belirterek "Benim yetim torunumun hakkını, tazminatını vermelerini istiyorum. Ben 73 yaşındayım mahkemelerde sürünüyorum. Yeter artık yani adalet yerini bulsun" dedi. Duruşmalara Yalova'dan geldiğini söyleyen Kurt, her duruşmayı takip ettiğini belirterek bildiği kadarıyla üç hakimin değiştiğini söyledi.