Ali Erbaş: Her doğan çocuk Müslüman olarak doğar
Konya'da düzenlenen Uluslararası İhtida Kongresi'nde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bir konuşma gerçekleştirdi.
Erbaş konuşması sırasında, "Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Daha sonra anne babası onu Yahudi yapar, Hristiyan yapar ya da Mecusi yapar. Ama doğduğu an Müslüman olarak doğmuştur" dedi.
İslam'ın bir fıtrat dini olduğunu söyleyen Erbaş, "Fıtrat tabiatında var olan yaratanını tanıma eğilimdedir" diye konuştu.
"VAKİT VE EMEK İSRAFINA YOL AÇAN İŞLERDEN KAÇININ"
AA'da yer alan habere göre, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam'ın hayatın her alanında güzel ve faydalı şeylerle meşgul olmayı emrettiğine işaret ederek, "Yaratılış gayemize uygun olarak imanla birlikte salih amel işlemeye teşvik eder. Dünya ve ahiret için faydalı olmayan, vakit ve emek israfına yol açan işlerden kaçınmamızı öğütler." dedi.
Erbaş, Konya'da Hacıveyiszade Camisi'nde irat ettiği, "Mümin faydasız sözlerden ve lüzumsuz işlerden uzak durur" konulu hutbede, Kur'an-ı Kerim'den, "Muhakkak ki müminler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında huşu içindedirler. Faydasız söz ve davranışlardan da uzak dururlar." ayetini okudu.
İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in, "Faydasız işleri terk etmesi, bir kişinin iyi Müslüman olduğunu gösterir." hadisini paylaşan Erbaş, şöyle konuştu:
"Yüce dinimiz İslam, hayatımızın her alanında güzel ve faydalı şeylerle meşgul olmamızı emreder. Yaratılış gayemize uygun olarak imanla birlikte salih amel işlemeye teşvik eder. Dünya ve ahiret için faydalı olmayan, vakit ve emek israfına yol açan işlerden kaçınmamızı öğütler. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de kurtuluşa erecek olan müminler şu vasıflarla tanıtılır; 'Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bundan müstesnadır.'
Aziz Müslümanlar, başta ailemiz ve yakınlarımız olmak üzere bütün insanlığa, yaratılan her bir cana faydası olan söz ve amellerimiz, Rabbimizin rızasını kazanmaya vesiledir. Hanelerimizin saadeti, ticaretimizin bereketi, birlik ve beraberliğimizin devamı, söz ve eylemlerimizin güzel olmasına bağlıdır. Hakka ve hakikate yaraşmayan, sevgi ve muhabbeti gönül dünyamızdan uzaklaştıran işlerin sonu ise hüsrandır. Nitekim güveni zedeleyen, toplumsal huzuru bozan, kardeşi kardeşten, eşleri birbirinden ayıran; ya düşünmeden söylenen bir söz ya da dikkatsizce yapılan bir davranıştır."
"DÜNYA VE AHİRET İÇİN FAYDALI İŞLER YAPMAYA GAYRET EDELİM"
Erbaş, "Öyleyse geliniz, imanımızı hayatımıza yansıtalım." diyerek, şunları ifade etti:
"Din gününün yegane sahibi olan Allah'ın her birimize, 'Oku şimdi kitabını. Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter.' buyuracağı mahşer günü için hazırlanalım. Ömür sermayemizi hayrın peşinde koşarak, Rabbimizin rızasını arayarak değerlendirelim. Dünya ve ahiret için faydalı işler yapmaya gayret edelim. Özümüz ve sözümüz bir, tavır ve davranışlarımız güzel, akıbetimiz cennet olsun."
Erbaş, hutbenin ardından dua etti ve cuma namazını kıldırdı.