MGK bildirisinin yansımaları: 'Bizi ekonomiyle ilgili eleştirdiğinizde ulusal güvenlik tehdidi olarak görebiliriz' deniyor
Hayat pahalılığıyla ilgili tartışmalar sürerken, MGK bildirisindeki 'ekonomik tehditler' vurgusu dikkati çekiyor. Dr. İbrahim Uslu, "Bizi ekonomiyle ilgili eleştirdiğinizde ulusal güvenlik tehdidi olarak görebiliriz" mesajının verildiğini söylüyor.
Türk lirasında yaşanan değer kaybıyla beraber ekonomik sorunlar her geçen gün daha da derinleşirken, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonrası yayınlanan bildiride bu konudaki vurgu dikkati çekti.
Bildiriyle doların 13.50, euro'nun 15.23'ü aştığı ve tarihe 'Kara Salı' olarak geçecek 23 Kasım'dan iki gün sonra yapılan toplantıda, 'ekonomik sorunların da konuşulduğu' ortaya çıktı:
"Türkiye'nin inşa ettiği sağlam altyapı üzerinde, hedeflerine uygun şekilde yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde karşılaştığı ve karşılaşabileceği sınamalar ile tehditler değerlendirilmiş, cumhuriyetimizin 100. yılına her alanda olduğu gibi iktisadi olarak da güçlü şekilde ulaşma kararlılığı teyit edilmiştir."
Ekonomiyle ilgili konuların MGK bildirisinde yer alması, kamuoyunun çok uzun zamandır karşılaşmadığı bir durumdu. Bu nedenle "Düşük faiz-yüksek kur uygulaması, hükümet politikası olmaktan çıkıp devlet politikası haline mi geldi?", "Hayat pahalılığına ilişkin protestolar mı kastediliyor?" sorusu gündeme geldi.
Gelişmeyle ilgili siyasal iletişim uzmanı Dr. İbrahim Uslu, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ve gazeteci Arslan Bulut'un görüşlerine başvurduk.
Uslu, bu bildiriyle güvenlikçi yaklaşımın nerelere kadar genişletebileceğinin ortaya konduğu ve 'aba altından sopa gösterildiği' düşüncesinde.
'GÜVENLİKÇİ YAKLAŞIMIN ZİRVEYE ULAŞTIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ'
Bu noktada Türkiye genelinde düzenlenen 'Geçinemiyoruz' eylemlerine atıfta bulunan Uslu, "Ekonomi politikasına yönelik eleştiriler, geçinemeyen vatandaşların yasal protestoları bile bu anlayış tarafından bir ulusal güvenlik tehdidi olarak görülüyor. Bence güvenlikçi yaklaşımın zirveye ulaştığı bir dönemden geçiyoruz" diyor.
Ekonomi politikalarını bir ulusal güvenlik haline getiren iktidarın, ortaya çıkan eleştirileri de ulusal güvenlik meselesi olarak göreceği görüşünü dile getiren Uslu, şöyle devam ediyor:
"Bir tür aba altından sopa gösterme bu. Vatandaşın doğal tepkileri olabilir, mitingler yapmayı düşünüyor muhalefet partileri. Bunların tamamını ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirebileceği mesajını veriyor.
'BİLDİRİDE ÖRTÜLÜ BİR TEHDİT VAR'
"O bildirideki dile baktığınızda 'Böyle bir politika var, bu politikamızı gerekçe göstererek ulusal güvenliğimizi tehdit edecek adımlar atılabilir. Dolayısıyla 'Ekonomi üzerinden bizi eleştirdiğinizde biz bunu ulusal güvenlik tehdidi olarak görebiliriz' mesajı veriliyor aslında. 'Yeni bir politika var, bu yeni politika üzerinden birileri ulusal güvenliğimizi tehdit edecek girişimlerde bulunabilir. Buna karşı da biz hazırlıklıyız ve gereğini de yaparız' şeklinde örtülü bir tehdit var.
'EKONOMİ POLİTİKALARINI BİLE ELEŞTİRDİĞİNİZDE, ULUSAL GÜVENLİĞİ TEHDİT EDEBİLİYORSUNUZ'
Bu yeni ekonomi politikasını eleştirmek, ulusal güvenlik meselesi haline getiriliyor. Ekonomi politikalarını bile eleştirdiğinizde, ulusal güvenliği tehdit edebiliyorsunuz. Söylenen bu. Bu bence 2019 yerel seçimlerinden bu tarafa gittikçe güçlenen beka söyleminin son aşaması. Ulusal güvenliği tehdit etmeyen herhangi bir konu kalmadı aşağı yukarı. 'Hükümeti eleştirmek ulusal güvenlik sorunudur...' Bir süre sonra iş oraya gelecek herhalde."
'DEVLET DE BENİM GİBİ BAKIYOR' MESAJI
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ülkemizi bunca tuzaktan, badireden nasıl çıkardıysak Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız" şeklindeki açıklamasının önemine dikkat çekiyor.
"Siyasi iktidar son dönemde ekonomik kurtuluş savaşı diye kavramsallaştırdığı Türkiye'nin ekonomik durumunu, yaşanan sorunları MGK kararı haline getirmiş" diyen Yavuz, "Devlet de benim de gibi bakıyor" mesajının verildiğini söylüyor.
‘MGK ARTIK ESKİ MGK GİBİ DEĞİL'
Gazeteci Arslan Bulut, Milli Güvenlik Kurulu'nun artık eski Milli Güvenlik Kurulu gibi olmadığı görüşünde.
"AKP'nin uyguladığı ekonomik politikalarının güvenlik boyutuna yükseltilmesi söz konusu" görüşünü dile getiren Bulut, “Ekonomiyi de güvenlik politikası olarak değerlendirerek düşük faiz - yüksek kur politikasını desteklemiş oluyor. Başka bir açıklaması yok bunun" diyor.