Omicron varyantı pandemiden kurtuluşun yolu mu? Prof. Dr. Hakan Savlı'dan umut yaratan açıklama
Prof. Dr. Hakan Savlı, Covid-19'un Omicron varyantı ile ilgili ilk verileri değerlendirdi. Savlı, Omicron’un hastalarda daha hafif seyreden bir kliniğe sahip olduğu yönünde bulgular bulunduğunu belirtti.
İlk olarak Çin'in Wuan kentinde Aralık 2019'da tespit edilen Covid-19 virüsünün yarattığı salgın dünya genelinde etkisini sürdürüyor.
Koronavirüs pandemisi verilerini derleyen Worldmeter'ın verilerine göre dünya genelinde 5 milyon 289 bin 938 kişi virüsün yarattığı etkiler nedeniyle yaşamını yitirdi.
Öte yandan kayıtlara geçen vaka sayısı ise 267 milyon 535bin 348'e ulaştı.
Covid-19'un geçerdiği mutasyonlar ise dünyanın korkulu rüyası oldu. Bazı varyantlarda ölüm ve bulaşıcılık oranları artarken Güney Afrika'da tespit edilen Omicron varyantı ile virüsün insanlar için korkutucu etkilerini kaybedebileceği öngörüsü ümit yarattı.
PROF. Dr. HAKAN SAVLI: PANDEMİDEN ÇIKIŞ İÇİN FIRSAT NOKTASI YARATABİLİR
ANKA'nın aktardığına göre; Kocaeli Üniversitesi Tıbbi Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Savlı, Güney Afrika'dan gelen ilk verilerin Omicron varyantının hastalarda daha hafif seyreden bir kliniğe sahip olduğu yönünde olduğunu belirtti.
Savlı, "Bulaşıcılığı yüksek olan baskın soylar daha önceki soyları silerek ilerler. Bu nedenle biz yakında Omicron’un sahayı kaplamasını ve hastalık yapan tek varyant olmasını bekliyoruz. Eğer mevsimsel grip yapan koronavirüsün özellikleri baskın olarak izlenmeye başlanırsa Omicron’da, bu bize pandemiden çıkış için bir fırsat noktası, bir umut yaratabilir" dedi.
Güney Afrika'da ortaya çıkan yeni Covid-19 varyantı Omicron'un etkinliğine ilişkin araştırmalar devam ediyor. Kocaeli Üniversitesi Tıbbi Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Savlı da Omicron varyantı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Savlı, Güney Afrika'dan gelen sınırlı sayıda ilk verilerin Omicron’un hastalarda daha hafif seyreden bir kliniğe sahip olduğu yönünde olduğunu söyledi.
Savlı, "Daha önceki varyantlarda oluşan ateş, koku kaybı, tat kaybı gibi semptomlar yerine halsizlik, yorgunlukla ilerleyen bir klinik tablo olduğu şeklinde ilk gözlemler var. Ayrıca hastaneye yatış sayılarında belirgin bir artış olmadığı da ifade edildi" diye konuştu.
"KRİTİK OLAN DAHA ÖLÜMCÜL BİR HALE GETİRİP GETİRMEDİĞİ"
Prof. Dr. Savlı, Omicron varyantının 50 mutasyon taşıdığına ve daha bulaşıcı olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Omicron özellikle spike bölgesindeki aşırı mutasyon yoğunlaşması nedeniyle ürkütüyor. Daha önce delta varyasyonunu incelediğimizde eski varyantlara göre 7-8 tane mutasyon vardı. Oysa Omicron’da bu sayı 32 tanesi spikediken bölgesinde olmak üzere 50 mutasyona ulaştı. Bu çok yoğun bir mutasyon birikimi. İlginç olan da bunlardan 26 tanesi daha önceki varyantlarda görülmedi. Bu evrimsel bir sıçramaya dikkat çekiyor. Böyle bir mutasyon birikimi olumsuz olduğu kadar olumlu sonuçlara da yol açabilir. Önemli olan iki nokta var. Birincisi bu mutasyonlar Omicron’u daha bulaşıcı bir varyant haline mi getirdi? Bu sorunun cevabı evet. Kritik olan daha ölümcül bir hale getirip getirmediği. Bunu anlamak için de daha birkaç haftaya ihtiyacımız var."
"HASTA SAYISININ BİRİKMESİNİ BEKLEMEK ZORUNDAYIZ"
Prof. Dr. Savlı, Omicron varyantının anatomisinde mevsimsel grip yapan koronavirüs genomunun bulunduğunu belirterek, bunun olumlu sonuçlarının olabileceğini vurguladı. Savlı, şunları söyledi:
"Bulaşıcılığı yüksek olan baskın soylar daha önceki soyları silerek ilerler. Bu nedenle biz yakında Omicron’un sahayı kaplamasını ve hastalık yapan tek varyant olmasını bekliyoruz. İlginç olan nokta virüsün anatomisi. Birleşik bir anatomi gibi daha önce izlediğimiz Covid-19 genomuyla mevsimsel grip yapan koronavirüs genomunun birleşmiş gibi bir anatomiye sahip olduğunu görüyoruz. Bunun olumlu sonuçları olabilir. Eğer mevsimsel grip yapan koronavirüsünün özellikleri baskın olarak izlenmeye başlatılırsa Omicron’da bu bize pandemiden çıkış için bir fırsat noktası, bir umut yaratabilir. Güney Afrika'dan gelen sınırlı sayıda ilk veride, Omicron’un hastalarda daha hafif seyreden bir kliniğe sahip olduğu yönünde. Daha önceki varyantlarda oluşan ateş, koku kaybı, tat kaybı gibi semptomlar yerine halsizlik, yorgunlukla ilerleyen bir klinik tablo olduğu şeklinde ilk gözlemler var. Ayrıca hastaneye yatış sayılarında belirgin bir artış olmadığı da ifade edildi. Fakat şu an verileri aldığımız toplum Afrika toplumları. Nispeten genç toplumlar. Varyantın yaşlı popülasyonlardaki etkisini görmek için hasta sayısının birikmesini beklemek zorundayız."
"YENİ PANDEMİLERE HAZIR OLMALIYIZ"
Prof. Dr. Savlı, yeni varyantları saptamak için ise Türkiye Genom Konsorsiyumu kurulması gerektiğini söyledi. Savlı,"Yeni bir pandemiye hazır olmak istiyorsak üniversitelerdeki cihaz altyapımızı ve insan kaynaklarımızı kullanıma sokmalı, iletişim ve yardımlaşma oluşturmalı ve toplanan tüm verileri paylaşmalıyız" diyerek şöyle devam etti:
"Türkiye'de bizim düşünmemiz gereken bir başka nokta bir genom tanı organizasyonumuzun oluşturulması gerektiği. İngiltere böyle bir organizasyon kurdu ve haftada 60 bin varyant analizi yapıyor. Biz bu 60 bin sayısını maalesef ancak bir yıl da ulaşabildik. Omicron benzeri yeni varyantları saptamak hatta yeni bir pandemiye hazır olmak istiyorsak üniversitelerdeki cihaz altyapımızı ve insan kaynaklarımızı kullanıma sokmalı, iletişim ve yardımlaşma oluşturmalı ve toplanan tüm verileri paylaşmalıyız. Omicron’daki bu son ani evrimsel sıçramaya benzeyen yeni bir gelişme olur, daha çok sayıda hatta daha ölümcül mutasyonlar oluşursa bu bizi hazırlıksız yakalamamalı. Türkiye'nin gen bilimlerindeki zengin, cihaz ve insan altyapısı aynı zamanda Türkiye'nin küresel güçlerinden birisi ve bu organize edilmeyi bekliyor. Türkiye Genom Konsorsiyumu çalışmaya başladığında geniş bir etki alanında komşu ülkeleri de kapsayan büyük bir coğrafyada küresel sağlık güvenliği içinde önemli bir nokta olacaktır."