Evinde alkollü içki yapanlar anlattı: Devlete de bir şişe şarap almaya niyetim yok

Alkollü içki dosyasında ikinci bölüm... Evinde içki yapanlar Gerçek Gündem'e anlattı: Neden bu yolu seçtiler? Evde alkollü içki yapmanın riskleri var mı?

Evinde alkollü içki yapanlar anlattı: Devlete de bir şişe şarap almaya niyetim yok

ELİF ÜNSAL - ECE SEÇİL ŞAHİN / GERÇEK GÜNDEM

İçine metil karıştırılmış sahte alkol, hayatları söndürmeye devam ediyor. Yeni yıla sayılı günler kala artan sahte alkol haberleriyle ilgili evde kendi içkisini üretenler neler düşünüyor?

Sahte içkiden ölümler arttıkça evde alkol yapanlara karşı bir önyargı oluştuğu şüphesiz. Evde kendisi içmek için alkol yapmak isteyenler bile bir durup ‘Acaba?’ diyor. Hal böyle olunca evde üretilen alkolün ‘sahte’ olmadığını, yalnızca ‘fabrikada üretilmemiş’ olduğunu hatırlatmakta fayda var. Fakat evde üretilen alkolün de belirli riskleri bulunuyor. Dışarıdan hazır alınan etil alkolün güvenilir bir yerden temin edilmesi gerekiyor. Çünkü gözle veya koku yoluyla birbirinden ayırt edilemeyen etil ile metil alkolün karıştırılması ölümle sonuçlanabilir. Ancak etil alkol aldığınıza eminseniz, o halde endişe edecek bir durum yok demektir.

Evde kendi içkisini üretenlerin bir kısmı ‘maliyet yüksekliği'nden dolayı, bir kısmı ‘hobi’ olarak, bir kısmı ise ‘farklı alkollü içkiler deneyimlemek’ için bu yolu tercih ettiğini söylüyor. Dışa bağımlı Türkiye’de elbette ‘ekonomi’ gerekçesi birçok sebebin önüne geçmiş durumda.

Gerçek Gündem, alkolünü evinde yapanlara sordu ve birbirinden farklı yanıtlar aldı.

2 yıldır kendi alkollü içkisini evinde yapan A.B., bu yola pandeminin başında girdiğini söylüyor. A.B., evde alkol yapmaya başlama sürecini, “En büyük faktör zamlar ve maddi sıkıntılar oldu. Vergilerin ve zamların astronomik olarak artması bu çözüme gitmeme neden oldu.” sözleriyle anlatıyor.

Evde rakı ve cin yaptığını ifade eden A.B., viskiyi de denediğini ancak tadını tutturamadığını, yakın zamanda bira yapmaya da başlayacağını sözlerine ekliyor.

“100’LÜK RAKI 40 LİRA”

Evde yaptığı alkolden şimdiye dek başına hiçbir şey gelmediğini, herhangi bir sağlık problemi yaşamadığını kaydeden A.B., sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Evde alkol yapmak aslında çok kolay ve hiç zahmetli değil. Bileşenleri ekleyip homojen bir karışım yapana kadar sallamak kadar zahmetli sadece. Bu zahmete değiyor çünkü gerçekten inanılmaz bir maliyet farkı var. Rakıdaki tat farkı orijinaliyle o kadar az ki ekseriyetle evde tüketen insanların neden bu yola gittiğini anlayamıyorum. Tabii çıkan haberlerin etkisi olabilir. Güvendiğimiz bir fabrikadan etil alkol alıyoruz biz, evde üretmiyoruz etili. Etile güvenmek çok önemli burada. Tekelde satılan içkiyle ev yapımı içki arasında gurmelerin anlayacağı tat farkları var. Ancak bu ciddi bir fark değil. Hatta bazı içenler içiminin daha kolay olduğunu söylüyor. Derecesini bir iki derece düşürerek daha da yumuşatmak mümkün. Çoğu içene söylemezseniz farkı anlamıyor bile. 2 litre rakının maliyeti 70-80 lira civarında. Yani 100’lük rakı 40 liraya tekabül ediyor. 100’lük cin ise 30 lira civarına geliyor.”

“ÖNÜMÜZDEKİ YAZ DAHA AĞIR GEÇECEK”

3 senedir evinde kendi içeceği alkollü içkisini yapan G. Y. de bu işe maddiyattan dolayı giriştiğini söylüyor. G. Y., “Maddiyatı daha uygun olduğu için evde içiyoruz. Sosyalleşmeyi çok seven bir adamım ama dışarıda bir beyaz yakalı olarak sosyalleşmek eskisi kadar rahat değil. Ben öğrenciyken dışarı daha rahat çıkabiliyordum ama şu an çalışıyorum, kalburüstü bir maaş alıyorum ama haftada 2-3 defa dışarı çıkacak param olmuyor. Arkadaşlarımla birbirimize gidip gelerek kendi yaptığımız alkolleri içiyoruz. Yazın yine marketten sadece bira aldığımız için çok problem olmuyor ama daha yüksek alkollü içecekler daha pahalı. Biz bunu evde daha ucuza yapabiliyoruz. Önümüzdeki yaz hem ekonomik hem sosyalleşme açısından daha ağır geçecek. Rakının 7-8 litresi 300-400 liraya mâl oluyor. Bizim yaptıklarımızda anason tadı alınıyor, içimi daha rahat. Yaş üzümle oluşturdukları şekerle alakalı bir durum. Ben şeker çok atmıyorum Sadece anason kullanıyorum. Evde alkol yapmak çok zahmetli değil. Alkol kitine suyunu koyup biraz dinlenmesini bekliyoruz. Damıtarak yapılan biraz daha zahmetlidir. Onların içimi oldukça zor. Ciddi bir tat farkı var. Etil alkolü dışarıdan alıyoruz. Eskiden marketlerde satılıyordu ancak yasak geldi. İnternetten sipariş veriyoruz. Bunun belli riskleri var. Her aldığımızda biraz gerginlik yaşıyoruz. Evimde yaptığım alkolden hiç hastanelik olmadım.” ifadelerini kullanıyor.

“DEVLET İÇİN ÜVEY EVLAT BİZİZ”

Etil alkole ulaşmakta bazen zorlandıklarını kaydeden G. Y., sözlerine şöyle devam ediyor:

Hep aldığım yerde de bazen etil alkol olmayabiliyor. Muhtemelen taleple alakalı. Bazen 1-2 hafta süre verebiliyorlar. Devlet çok ciddi paralar kazanıyor bundan. Hükümetin en sevmediği kesim de bizim gibi içen insanlar. Sahte rakıdan ölmüş gitmiş, ona oy vermiyorsa çok da önemli değil onlar için. Birçok alanda böyleler. Hem vergi yoluyla kendilerinden olmayanların paralarını alıyorlar hem de en üvey evlat biziz bu devlet için.

“HABERLER VE İNSANLARIN BAKIŞ AÇISI ETKİLİYOR”

‘Sahte alkolden öldü’ haberlerinden etkileniyoruz. Ayrıca insanların bakış açısı da etkiliyor. ‘Alkol aldığı için sahte rakı yaptığı için ölmüş’ gibi haberlerin çıkması da rahatsız edici. Bu insanlar hayatı nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşamak isteyen ama parası yetmeyen insanlar. Kısıtlı özgürlüklerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Yurt dışında olsaydım bu gibi şeyleri düşünmeyeceğime, orada benim gibi gençlerin bu tarz dertleri olmadığına eminim.

“HOBİ OLARAK BAŞLAMIŞTIM”

2018 yılından beri evde alkollü içeceğini kendisi yapan S.E., “ilk etapta hobi olarak başladığım evde alkollü içecek yapımı, maliyet olarak bana daha uygun geldiği için standardıma dönüştü.” diyerek yüksek vergi yükünden şikâyet ediyor. “Bu kararımda her geçen gün artan fiyatların etkisi oldu.” diyen S.E., evde bira ve şarap yaptığını aktarıyor. Hem kendisi hem de çevresinde bazı arkadaşları evde alkollü içecek üretimi yapan S.E., “Alkolün kendi zararları ve etkileri dışında herhangi bir olumsuz etki görmedim. Zaten etil alkol kullanılıyor ve doz aşımı gerçekleşmiyorsa evde yapılan ve tüketilen içkinin yoğun bir zararı olmadığını düşünüyorum.” açıklamasını yapıyor.

Evde alkol yapmak zahmetli mi diye sorduğumuz S.E. “Zahmetli ama buna değiyor” diyerek şunları ekliyor:

“Evde alkollü içecek üretmenin aşamaları, hangi içeceği yapacağımıza bağlı olarak değişebiliyor. Mesela şarap için pazardan meyve alıp (üzüm ya da elma) şaraba dönüştürmek tercih ediliyorsa süreç uzayabiliyor. Ancak kısa sürede yapılabiliyor da bunun için pazardan meyve almak yerine hazır meyve suyu kullanıyorum. Bira için konuşacak olursak da hazır bira kitleri ile kısa sürede bira yapabiliyorum. Tabii ki zahmetine değiyor, bir şey üretmek hem hoşuma gidiyor hem de piyasa fiyatının çok altında alkollü içeceğimi tüketebiliyorum. Etil alkolü de satın alıyorum, evde yapmıyorum. Çünkü bu konuda riske girmek istemiyorum.”

Tekel’in ürettiği alkollü içeceklerle evde yapılan alkollü içecekler arasında tat farkı olup olmadığını sorduğumuz S.E., bu soruyu gülerek cevaplıyor:

“Elbette tat farkı var, benim yaptığım daha lezzetli oluyor…”

MALİYETİ NE?

Evde bira yapımının maliyetini çok basit bir hesaplama ile anlatan S.E., şunları söylüyor:

“Basit bir hesap yapacak olursak; 50 cc biranın Tekel fiyatının 15 lira olduğunu varsayalım. 1 litresi için 30 lira, 20 litresi için 600 lira ödememiz gerekiyor. Bira kitleri ile de 20 litre bira üretimi yapılıyor. Başlangıç için bir bira kiti alınması gerekiyor. Onun fiyatı 500 lira civarında. İlk seferde bu kite 20 litre su ekleyerek bira yapılabiliyor. İlk sefer maliyeti 520 lira civarında. İkinci üretim içinse malt almak gerekiyor. Maltın fiyatı 170-180 lira. 20 litre su ekliyoruz onun fiyatını da 20 lira olarak hesaplarsak toplam maliyeti 200 lirayı buluyor. Yani elinde kit olan biri 200 liraya 20 litre bira üretebiliyor. Yani piyasa fiyatından 400 lira daha ucuza geliyor.”

ETİL ALKOL DİYE METİL ALKOL SATILIYOR

Yaklaşık 5 senedir evde alkollü içeceklerini kendi üreten Y.Ç. “Özellikle 2016 yılından itibaren gelen zamlar yüzünden alkollü içeceklerimi evde üretme kararı aldım” diyor. Y.Ç., genellikle evde şarap, vodka ve rakı yapıyor. Evde ürettiği alkollü içeceklerde bir sorun yaşamayan Y.Ç., alkole gelen zamların etil alkolün fiyatlarını da etkilemesinden endişeli: “Piyasada etil alkol diye satılan çok fazla metil alkol var. Bu nedenle test kiti kullanıyor ve etil alkol tükettiğime emin olmadan üretime geçmiyorum.”

Fabrikasyon bir alkollü içecek üretmenin zahmetli olduğunu ifade eden Y.Ç. “Etil alkol alma, damıtma, üretme süreçleri zaman alıyor. Etil alkolü test kitinden geçirdikten sonra emin olup karbon filtreden geçiriyorum. Daha sonra su ile seyreltip anason aroması katarak dinlendiriyorum. Tüm bu zahmetime değiyor çünkü satış fiyatından 5 kat daha ucuza mal ediyorum.” diyor. Evde yapılan içeceklerde tat farkının muhakkak olduğunu söyleyen Y.Ç. bunun da nedenini anlatıyor:

“Şarabı üzümden değil üzüm suyundan yapıyorum. Rakıyı ise üzümden üretilen etil alkolden değil şeker pancarından üretilen etil alkolden yapıyorum. Bu da tat farkında neden oluyor.”

Rakının fabrikasyon üretimden farkını ise kendince ifade ediyor Y.Ç. “Evde yaptığıma rakı değil anason aromalı etil alkol demeyi tercih ediyorum. Tat fabrika üretimleri ile yüzde 90 aynı olsa da gerçek bir rakı tadı değil.” 1 litre rakı üretmek Y.Ç.’ye ortalama 70 liraya mal oluyor.

3 YILDIR EVDE ÜRETİYORUM

3 senedir evde alkol üreten T.M., “Aslında maddi olarak benim bir kaygım yok. Bu işi hobi olarak yapmaya başlamıştım, daha sonra bir şeyler üretmenin verdiği zevke ulaştım. Bununla beraber artan vergiler canımı sıktı. Ben de kaygım olmamasına rağmen kendimce bir protesto içine girdim” sözleriyle süreci özetliyor. Farklı içecekler tatmaktan keyif aldığını belirten T.M., fırsat buldukça evde üretim yaptığını fırsatı olmadığında ise alkol tüketmediğini söylüyor:

“Devlete de bir şişe şarap almaya niyetim yok.”

“TÜRKİYE’DE BİRA ÇEŞİDİ OLMADIĞI İÇİN BAŞLADIM”

4 yıldır kendi birasını, 2,5 yıldır da rakı yaptığını söyleyen K. B., bu işe Türkiye’de yeterli bira çeşitliliği bulunmadığı için başladığını ifade ediyor. K. B., “Türkiye’de çok fazla bira çeşidi yok. Dünyada binlerce çeşit bira varken Türkiye’de toplasanız en fazla 15 tane çeşidi vardır. 1,5 sene öncesine kadar onlarca farklı çeşitli biraları yapabiliyorduk ama Anadolu Grubu bu evde biracılık işine biraz çomak soktu. Bizi hükümete şikayet etti vergi kaybı olduğu gerekçesiyle. Bürokrasi, yurt dışından ithal edilen bira kitlerini gümrüklerde bekletti. Bu işi yapan firmaları zor durumda düşürdü.” diyerek evde bira yapmanın zorlu sürecini aktarıyor.

“HİÇBİR ZARARINI GÖRMEDİK”

Satın aldığı etil alkol ile anasonu karıştırarak içtiği ev rakısının bir zararını görmediğini söyleyen K. B., “Biranın hiçbir şekilde zararını görme şansınız yoktur. Bunu ev yoğurdu gibi düşünebilirsiniz. Hatalı yaptıysanız bozulmuştur, ekşimiştir ve içemezsiniz. Evde etil alkolle anason karıştırılarak yapılan rakının yıllardır zararını görmedim. Ama tabii ki bunun için risk söz konusudur. Sonuç itibarıyla etil alkol alıyorsunuz. Aldığınız yere güvenmeniz gerekiyor. Satışı yasak olması nedeniyle el altından yapılıyor ve kontrolü yok. Yurt dışından Türkiye’ye tıbbi amaçlı kullanım adı altında getiriyorlar. Bunu binlerce kişiye satıyorlar. Bir zararının olduğunu ne okuduk ne duyduk. Kamuoyunda karıştırılan bir konu var. Sahte içki konusu… Bunu ondan ayırmak gerekiyor. Sahte içkiden kaynaklı ölümler duyuyoruz. Bu etil alkolden kaynaklanmıyor. Birileri sahte içki üretip, bilinen markaların içkileri diyerek merdiven altı üretim yaparak satışa sunuyorlar. Partilerde yapılan hatalardan kaynaklı sağlık problemleri açığa çıkıyor. Ama bizim yaptığımız yüksek alkollü içkilerden, etil alkol kaynaklı sorun yaşayan ne medyada duydum ne de arkadaşlarımda duydum.” diyerek, zararın metil alkolden kaynaklandığını vurguluyor.

K.B., evde alkol yapımının Türkiye’de çok yaygınlaştığını ve bunun için Facebook’ta bile birçok grup olduğunu sözlerine ekliyor: “Yüz binlerce insanın oluşturduğu gruplar var. Bunlardan birine giriyorsunuz, gözlemliyorsunuz. Neler alıyorlar, neler satıyorlar bunları kavrıyorsunuz. Onlarca insanın tükettiğinden emin olduğunuz bir etil alkol markasını tercih ediyorsunuz. Artık bir etil alkolün litresi bile 90 liraya ulaştı. Biz başladığımızda 15-20 lira arasındaydı. Dolayısıyla bunun bile sahtesinin yapılabileceğini düşünüp tedirgin olduğumuz oluyor.”

BİR ŞİŞE BİRA 4,5 LİRA

Evde yaptığı alkolü yalnızca kendisinin ve bazen arkadaşlarının tükettiğini söyleyen K. B., evde ürettiği 1 litre rakının yaklaşık 45-50 lira, 1 litre viskinin 60-70 lira, biranın da şişesi 4,5 lira ile 6,5 lira arasında olduğunu söylüyor. K.B., bunun ticaretini yapmanın suç olduğunu ancak kendi tüketimi için üretmenin suç olmadığını belirtiyor:

“Bir şişesinin bile satışı yasaktır. Eğer yaptığım içkiyi satarsam kaçak içki olmuş olur. Kaçak içki yapanlar da bilinen markaların bandrolünü de basarak bunu o markanın ürettiği bir içkiymiş gibi satıyorlar. Biz evde etil alkol ile anasonu karıştırarak rakı benzeri bir alkol üretmiş oluyoruz sadece. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) yasasına göre evde yılda 350 litreye kadar bira, şarap gibi mayalı alkollü içecek üretmek yasaldır. 350 litrenin üzerine çıkarsa yasal değildir ve cezaya tabidir.

“KISITLAMA ARTTIKÇA TÜKETİM ARTIYOR”

Medyaya yansıyan ölüm haberlerinden etkilenmediğini söyleyen K.B., “Biz evde yaptığımız içkiyle sahte içkinin ayrı şeyler olduğunu biliyoruz.” diyor.

K. B., sözlerini noktalarken, alkolün kısıtlandığı dönemlerde evde üretimin arttığını ve bunun Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine kadar birçok dönemde yaşandığını sözlerine ekliyor:

“Tüketim azalmıyor, daha da artıyor.”

YASA NE DİYOR?

Konuyla ilgili 4733 No’lu kanunun 8’inci maddesinde yurttaşların kendi tüketimi için 50 kilogram kadar kıyılmış tütün ve 350 litreye kadar fermente alkollü içki üretmesi serbest bırakılmıştır. Ancak izinsiz tütün mamulleri ve alkollü içecek satışı yapıldığının tespit edilmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezasına çarptırılmaktadır.

SAHTE İÇKİDE DURUM NE?

Sahte içki üretenler ve ürettikleri sahte içki nedeniyle vatandaşların hayatını kaybetmelerine, kör kalmalarına ya da sağlık sorunları yaşamalarına neden olanlarda durum farklı işliyor. 2014 yılında Kırklareli’nde ürettiği el yapımı sahte içkiyi satarak bir kişinin ölümüne neden olan market sahibine verilen 16 yıl 8 aylık hapis cezasını onayan Yargıtay, sanığın suçunun "olası kastla insan öldürme" olduğunu kaydetti. Bu karar “sahte içki” davalarında emsal olarak kabul edildi. Bu bağlamda sahte içkiden ölüme sebep olanlar “olası kastla insan öldürme” suçundan yargılanmaya başlandı.

Yarın: Sahte alkolden hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Sahte alkol ölümlerine doktorlar ne diyor?