Türkiye, rüzgâr enerjisinde Avrupa'da yedinci, dünyada on üçüncü sırada
Türkiye, kurulu güç olarak rüzgâr enerjisinde Avrupa'da yedinci, dünyada on üçüncü sırada. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Ebru Arıcı, rüzgar enerjisinin avantajlarını, dezavantajlarını ve dünya ile karşılaştırmasını değerlendirdi.
GERÇEK GÜNDEM
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı sanayideki elektrik kesintileri ile daha fazla tartışılır hale geldi. Rüzgar enerjisi de enerjide dışa bağımlılığı azaltan önemli yapı taşlarından. Türkiye’nin rüzgar enerjisi yolculuğu, 1,5 megawatt ile İzmir Çeşme’de başladı. Şu anda toplam kurulu güç ise 10 bin 700 megawatt civarında. İnşaat ve izin aşamasında olan yaklaşık 5 bin megawatttan daha bahsediliyor.
KAPASİTE, AVRUPA’NIN ÖNÜNDE
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Ebru Arıcı, rüzgar enerjisinin önemini, handikaplarını ve dünya ile Türkiye arasındaki açı farkını Gerçek Gündem’e değerlendirdi. Arıcı, yukarıdaki bilgiler ışığında “Toplam kurulu gücün yüzde 10.6’sını oluşturan 270 adet santralimizle geçen sene toplam üretim içinde oranımız yüzde 9.77 ve santrallerimiz yüzde 37.4 kapasite faktörü ile çalıştı” diyor. Bu oran Avrupa ülkelerinde yüzde 25 seviyesinde.
Arıcı, 2007 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası verilerine göre 48 gigawatt olan rüzgar potansiyelinin bu sene hazırlanan Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası’nda 100 gigawatt olacağını düşünüyor: “Aynı zamanda mevcut santrallerin verimliliğini artırmak adına 2021 yılı rüzgara hibrit olarak güneş enerji santrallerinin yatırımlarının başladığı bir yıl.”
“EN BÜYÜK AVANTAJI YERLİ BİR KAYNAK OLMASI”
“Öncelikle birim alanda üretilen elektrik oranı olarak avantaja sahip ama en büyük avantajının tamamen yerli bir kaynak olmasını söyleyebiliriz” diyen Arıcı şöyle devam etti: “Rüzgar enerji santralleri aynı zamanda civarında tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılmasına da olanak vermektedir. Orman arazilerinde yer alan rüzgar enerji santralleri orman yangınlarının zamanında tespit edilmesini ve müdahalenin hızlı olmasını sağlamaktadır.”
Avantajlarından bazıları bunlarken dezavantajları da var. Doğaya her türlü müdahalenin mutlaka bir etkisi oluyor.
Arıcı, rüzgar enerji santrali yatırımı sürecinde ciddi değerlendirmeler yapıldığını belirterek, “Tüm kamu kurum ve kuruluşlarından uygunluk görüşü alınmakta,titiz bir ÇED süreci yürütülmektedir. Özellikle orman arazilerinde açık alanlar seçilmekte, güneş enerji santrali yatırımı içilen seçilen alanların tarım arazisi olmaması koşulu aranmaktadır. Aynı zamanda hem yatırım hem işletme döneminde kuş göç yolları ve diğer canlılar açısından da izlemeler yapılmakta ve raporlanmaktadır” dedi.
TÜRKİYE, DÜNYADA 13. SIRADA
Türkiye, kurulu güç olarak rüzgâr enerjisinde Avrupa'da yedinci, dünyada on üçüncü sırada. Arıcı, son olarak dünya ile karşılaştırmaya dair şunları söylüyor: “Türkiye 6 kıtada 45 ülkeye rüzgar enerjisi ekipmanı ihraç ediyor. Bu durumuyla da Avrupa'da rüzgar enerjisi ekipmanı üretiminde 12 tesisiyle 5. sıradadır. Söz konusu firmaların cirosunun yaklaşık yüzde 70-80'ini bu ihracat kalemi oluşturuyor. Türkiye'deki 12 tesisin 6'sı kule ve 4'ü kanat üretimi yaparken, kalan 2'si ise döküm malzeme üretimi gerçekleştiriyor. İklim krizi yenilenebilir enerji yatırımlarını dönüşümün en önemli parçası haline getirdi. Türkiye olarak hem yatırımda hem de sanayide erken yol almaya başlamanın olumlu sonuçlarını görmekteyiz.Bu gurur hepimizin.”