28 Şubat davasında yeni gelişme: Sincan'daki tankların komutanı konuştu

Terkoğlu, yeniden görülen 28 Şubat davasında, Sincan'da yürüyen tankların komutanı Çalışkan’ın mahkemeye geldiğini ve tankların yürütülmesinde neler olduğunu anlattığını aktardı.

28 Şubat davasında yeni gelişme: Sincan'daki tankların komutanı konuştu

28 Şubat döneminin sembol olaylarından birisi Sincan’da tankların yürütülmesiydi. 28 Şubat davasında, mahkeme gündemine sıklıkla gelen olay, davanın gerekçeli kararında da 28 Şubat’ın “cebir” açısından delili olarak gösterildi.

Ancak, davada ısrarlı taleplere rağmen, tankların komutanı Namık Kemal Çalışkan dinlenmedi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, "Yıllardır beklenen kişi sonunda konuştu" başlıklı yazısında, yeniden görülen 28 Şubat davasında, Çalışkan’ın mahkemeye geldiğini ve tankların yürütülmesinde neler olduğunu anlattığını aktardı.

“YANİ SİNCAN’DAKİ TERÖR TİYATROSUNDAN AYLAR ÖNCE, YAPILACAK TATBİKAT KARARI BELLİYDİ”

“Malum, 28 Şubat, meşhur MGK’nin 25. yıldönümü olacak. Altında Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a kadar tüm devletin imzasının olduğu kararlar, ‘darbe’ ile suçlanıyor. Yaşları 80’lik generaller bu nedenle hapiste tutuluyor” hatırlatmasında bulunan Terkoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:

“Yeniden yargılanan sanıklar, mahkemeden beklemeden, tankları yürüten zırhlı birlikler komutanı Namık Kemal Çalışkan’ı alıp duruşmaya getirdiler. Geçen 24 Ocak tarihli duruşmada, ‘buyurun dinleyin’ dediler.

Çalışkan neler mi anlattı? Konuşmasının dökümünün yer aldığı duruşma tutanağı önümde duruyor.

Elbette kritik soru, tankların, Sincan’daki dinci terör gösterisine karşı yürüyüp yürümediğiydi. Acaba tankları yürütme kararı, bu dört günlük arada mı alınmıştı?

Çalışkan aksini söyledi:

‘Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümeni güzergâhından başlayıp sivil meskûn mahal olduğu bilinen Etimesgut - Sincan Akıncı Ana jet Üssü güzergâhı ile icra edilecek olan intikal eğitimi, 1996 yılının eylül-ekim ayında yayınlanan, Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümeni’nin uygulama emrinde belirtiliyor idi.’

Yani Sincan’daki terör tiyatrosundan aylar önce, yapılacak tatbikat kararı belliydi.”

“TAKVİMİ AYLAR ÖNCESİNDEN BELLİ BİR TATBİKATTI”

Tankların neden yürütüldüğü sorusunun peşine düşen Terkoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:

“O gün yarbay rütbesinde olan emekli Tuğgeneral Çalışkan bunu da anlattı:

‘Bu intikalin maksadı, ‘GESAP planları’ dediğimiz, genel savunma planları kapsamındadır. 4. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nın konuşlandığı Akıncı Ana Jet Üssü’ndeki NATO’ya tahsisli hava üssünün, teröristler tarafından baskına, sabotaja maruz kalma ihtimaline karşı yapılır. İcra edilecek bir savunma harekâtının takviye zırhlı birlik kuvveti olarak, benim tabur komutanı olarak görev yaptığım taburun bir bölük timi görevlendiriliyor idi.’

Yani Akıncı Üssü’nün saldırıya uğrama ihtimaline karşı yapılan, takvimi aylar öncesinden belli bir tatbikattı.

Üstelik ilk kez de değildi. Çalışkan, devam etti:

‘60’lı yıllardan beri, 4. Ana Jet Üssü’nün NATO’ya tahsisli kuvvet olmasından kaynaklı, iki yılda bir yapılan, NATO tatbikatlarının da aynı zamanda bir parçasıydı.’

Haklı bir soru, Sincan tanklarını yürüten, tankların komutanı, yıllardır mahkemede neden konuşmadı?

“MÜRACAATTA BULUNMUŞ OLMAMA RAĞMEN, BU DAVAYLA İLGİLİ TANIK YA DA MÜDAHİL OLARAK ÇAĞRILMADIM”

Çalışkan buna da cevap verdi:

‘28 Şubat davasının başladığı ilk yıllardan itibaren, bu taburun komutanı olmam nedeniyle müracaatta bulunmuş olmama rağmen, bu davayla ilgili tanık ya da müdahil olarak çağrılmadım. En son, 2 Nisan 2021 tarihinde, saat 11.20’de, Yargıtay’da bu davanın görüşülme aşamasında, 16. Ceza Dairesi’ne de dilekçe ile başvurarak tanık olarak ifade vermek istediğimi belirttim. Dilekçemin yazılı olarak incelemeye alınıp alınmadığını dahi bilmiyorum.’

Yani koca dava görüldü, serüveni 10 yıl sürdü. Yıllardır konuştuğumuz tankların komutanı, ‘anlatmak istiyorum’ dedi. Ne Fethullah yargısı ne ‘Ak yargı’ kabul etti!”

“SİNCAN’DAKİ TİYATROYA KARŞI TANKLAR SOKAĞA ÇIKMAMIŞTI TANKLAR YÜRÜME HAZIRLIĞINDAYKEN, SİNCAN’DAKİ TERÖR TİYATROSU GERÇEKLEŞMİŞTİ”

Davada sık sık gündeme gelen bir başka soru da “Peki, meşhur yoldan başka bir yol kullanılamaz mıydı?” oldu.

Çalışkan’a da bu soru yöneltildi. Barış Terkoğlu, yazısında o soruyu ve cevabı şöyle anlattı:

“Çalışkan, iki güzergâh olduğunu söyledikten sonra, tercih nedenini şöyle anlattı:

‘Ankara Çayı’nın üzerinden geçen tek şeritli dar köprü, o dönemde inşaat halinde genişletme çalışmalarına tabi tutulduğundan, tek geriye kalan Etimesgut-Sincan meskûn mahalinin bulunduğu güzergâhı seçmek zorunda kaldık. Yani niye meskûn mahalin içinden gidip de çevre yolundan gitmediniz sorusu sorulacak ise bunun başka şansı yoktu.’

Mahkeme başkanı, ‘Kaç gün önce netleşti güzergâh’ diye sorunca, Çalışkan yanıt verdi:

‘10-15 gün önce, 20-25 Ocak tarihleri arası muhtemelen.’

Anlattığına göre, söz konusu güzergâh hem Emniyet’e hem Jandarma’ya bildirilmiş, yol boyunca güvenlik önlemi alınması istenmişti.

Kısacası...

Sincan’daki tiyatroya karşı tanklar sokağa çıkmamıştı. Tanklar yürüme hazırlığındayken, Sincan’daki terör tiyatrosu gerçekleşmişti. Haliyle, tankların yürüyüşünün, darbe hazırlığıyla alakası yoktu. Belki Sincan’daki tiyatro, tankların geçeceğini bilenler tarafından denk getirilmiş olabilirdi.”

Etiketler
Mahkeme Sincan