DİAYDER davasında dikkat çeken ifadeler: 'Binali Yıldırım'ın kardeşiyle görüşerek işe girdim'
Süleyman Soylu’nun İBB çalışanlarını terör örgütleriyle ilişkilendirerek özel teftiş başlatmasına dayanak olan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) davası bugün (17 Şubat) başladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarını terör örgütleriyle ilişkilendirerek özel teftiş başlatmasına dayanak olan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) davası bugün (17 Şubat) başladı.
Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre, İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm, Hüda Kaya, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Ali Kenanoğlu da takip etti. Salonun seyirci sıralarında da sanık yakınları ve gazeteciler vardı. Duruşma sonuna kadar salondaki seyirci yoğunluğu hiç azalmadı.
İkisi tutuklu biri tutuksuz sanık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılırken 12 tutuksuz sanık da salonda yer aldı. Tutuklu yedi sanık salona getirildiğinde seyirci sıralarında bulunanlar onları alkışlarla karşıladı.
''DOSYALAR BİRLEŞTİRİLSİN''
Duruşma başında sanık avukatlarından Ayşe Acanikli söz aldı. Acanikli, DİAYDER’e yönelik İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde zaten bir yargılamanın başlatıldığını anımsattı ve iki dosyanın da ortak sanıkları olduğunu söyledi. Acanikli, dosyaların niteliği gereği İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Acanikli, Diyanet’in Hanefi inancına yönelik faaliyetler yürüttüğünü hatırlatarak, müvekkillerinin konuşarak, hutbe vererek suç işleyemeyeceğini söyledi.
''YEDİ YIL DİYANET'TE ÇALIŞTIM''
Sanıkların savunmasında ise dikkat çeken ifadeler yer aldı.
İlk söz hakkı DİAYDER Başkanı Ekrem Baran’a verildi. Baran’ın savunmasından öne çıkanlar şöyle:
''Ben din alimiyim, dinin emrettiği kuralları uygulamak ve anlatmakla yükümlüyüm. Bu dinimizin emrettiği bir yükümlülüktür. Sözde imamlar tarifini asla kabul etmiyoruz, bu şekilde kimliğimize hakaret edilemez. Yedi yıl Diyanet’te görev yaptım.
Din ve vicdan hürriyeti ile ifade özgürlüğü kapsamında görüşlerimi dile getirdim. Herhangi bir kamu kurumunda çalışsın çalışmasın üyelerimizden aidat toplarız. Bu yasal bir yükümlülüktür. Sanki illegal bir yere gönderiyormuşuz gibi bir algı yaratılıyor.
Bırakın illegal örgüte para göndermeyi, bazı aylarda yöneticiler derneğin borçlarını cepten ödüyor. Bütün hesaplarımız ortadadır.
Biz bir sivil toplum kuruluşuyuz. Türkiye’yi yöneten AKP’yle de görüştük. Süleyman Soylu’nun katıldığı bir iftara biz de davet edildik. Hali hazırda AKP’ye kayıtlı üyelerimiz de vardır. CHP, HDP ve Saadet Partisi’yle de ilişkilerimiz oldu.
İBB’ye yardım için ihtiyaç sahibi 600 kişinin adresini isimlerini verdik. Bu ailelerin 300 tanesine zaten önceki İBB yönetiminin yardım sağladığı ortaya çıktı.
''AKP'Lİ SİYASETÇİLERLE GÖRÜŞTÜM''
Ekrem Baran’dan sonra dernek üyesi ve İBB’de gassal olarak çalışan Mehmet İnan savunma yaptı. İnan’ın savunmasının öne çıkan kısımları şöyle:
Memleketim olan Patnos’ta Diyanete bağlı olarak imamlık yaptım. Sonra da İstanbul’a geldim. Hz. Hüseyin Camii’nde imamlık yapıyorum. Cemaatimizde emekli polis ve polisler de vardır. Şu anda bu camiye gidilirse Diyanet’ten alınan hutbe çıktıları var.
Derneğe üye olan birkaç arkadaş da benim gibi İBB’de gassal olarak çalışıyor. Benim yardımım vicdanidir, kaldı ki örgüte yardım olabilecek bir miktar değildir.
Terörist olup olmadığımı anlamak için biraz da kimlerle görüştüğümü anlatayım. AKP Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi’den plaket aldım. Tarım bakanı Mehdi Eker’in davetiyle buluştuk.
AKP başkan yardımcısıyla 2016’daki seçim arifesinde buluşup görüştük. İddia makamı sanki sadece HDP’yle görüşmüşüm gibi bir algı yaratmıştır.
''BİNALİ YILDIRIM'IN KARDEŞİNDEN İŞ İSTEDİM''
İnan, savunmasını tamamladıktan sonra mahkeme başkanı Gürlek, “İBB’de işe girerken kimse öncülük etti mi” diye sordu.
İnan’dan sonra İBB’de gassal olarak çalışan Aydın Ayhan söz aldı. Ayhan da şunu söyledi: “Bu işe girebilmek için Binali Yıldırım’ın kardeşiyle konuştum. Beylikdüzü’nde oturduğum için de çoğunlukla AKP’li siyasetçileri tanıyorum.”
Tutuklu sanık Ali Fuat Hatip de bu davada esasen Kuran’ın yargılandığını söyledi. Bu ifadeden rahatsız olan başkan Akın Gürlek ‘yargılamanın başladığını’ hatırlattı.
Tutuklu sanık Sefa Mehmetoğlu da ‘bu yaşına kadar ne trafik ne da çevre kurallarını ihlal ettiğini’ söyleyerek şöyle devam etti: “Böyle ağır bir suçlamayla ilk defa karşı karşıyayım. Sekiz yıldır kamu hastanesinde çalışıyorum. Gece nöbetindeyken gözaltına alındım. Kendimi dindar bir cumhuriyetçi olarak tanımlıyorum. Tutuklanmasaydım İonna Kuçuradi’nin derslerine katılmak istiyordum.”
İKİNCİ DURUŞMA 21 ŞUBAT'TA
Sekiz tutuklu sanığın ifadesinin alınmasından sonra mahkeme başkanı Akın Gürlek, bugünkü oturumu kapattı. Duruşmanın ikinci oturumu 21 Şubat Pazartesi günü yapılacak.