Erdoğan'ın Rabia'dan dönüş manevrası da işe yaramadı; Arap Birliği Türkiye'ye karşı çok sert
Arap Birliği'nin Türkiye'ye yönelik ağır suçlamaları, son dönemde Erdoğan'ın Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne yönelik geliştirdiği politikanın işe yarayıp yaramadığını tartışmaya açtı...
ANALİZ - SAMİ MENTEŞ
Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi, dün gerçekleştirdiği toplantıda, Türkiye’ye yönelik suçlamaların olduğu bir dizi karara imza attı.
Birliğin toplantısında, Libya, Irak ve Suriye gibi Kuzey Afrika ülkelerinde ve Orta Doğu'da Ankara'nın müdahalelerinin bölge güvenliğini "tehdit ettiği" ileri sürülerek Türkiye'nin provokasyonlarına son vermesi talep edildi.
Özellikle, "Libya'daki Türk müdahalelerini" kınayan Arap ülkeleri "Türkiye'nin Suriye topraklarındaki saldırısını" da reddetti ve bunu "Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ilkelerinin ve Güvenlik Konseyi kararlarının "açık ihlali" olarak değerlendirdi.
Arap Birliği, Mısır'ın başını çektiği Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Irak'ın da yer aldığı "Arap ülkelerinin içişlerine Türk müdahalesi" konusunda bir komitenin kurulmasını da memnuniyetle karşıladı.
TÜRKİYE’DEN YANIT
Dışişleri Bakanlığı, bugün yaptığı açıklamayla, Arap Birliği’nin kararlarına karşı sert bir açıklama yaptı. Dışişleri, Arap Birliği’nin aldığı bazı kararlar ve açıklamalarda Türkiye’ye yönelik asılsız iddialar yer aldığını ve bunları reddettiklerini kaydetti.
Açıklamada, "Bölge gerçekleri ve dinamikleriyle uyuşmayan bu köhne ve art niyetli yaklaşımların Arap coğrafyasındaki sorunların çözümüne katkı sağlamadığı aşikardır. Türkiye, milli güvenliğine ve çıkarlarına yönelik tehditlerle mücadelesini uluslararası hukukun ilke ve normları çerçevesinde yürütmektedir. Bu konuda herhangi bir şüphe ya da tereddüt yoktur. Türkiye’nin tüm bu çabaları, aynı zamanda Arap ülkelerinin egemenliği, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasına yöneliktir" denildi.
ZİYARETLER İŞE YARAMADI MI
Arap Birliği’ni Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bölgesinde güçlü devletler şekillendiriyor.
Türkiye, uzun yıllar boyunca bu üç ülkeyle de kavgalıydı. Ekonomik krizin artması ve Doğu Akdeniz’de yeni hamle yapma zorunluluğu üzerine AKP hükümeti sırt çevirdiği ülkelerle diplomatik ilişkiler geliştirmek için adım atmıştı.
‘Darbeci’ olarak nitelendirdiği Sisi’nin Mısır’ıyla görüşmeler başlatılırken, 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü olmakla suçlanan Birleşik Arap Emirlikleri'nin fiili lideri Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan Türkiye’ye geldi. Gösterişli bir törenle karşılanan Al Nahyan, bir dizi anlaşmaya imza atarak ülkesine döndü. Ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 yıl sonra Abu Dabi’ye gitti.
Suudi Arabistan’la ilişkilerin düzelmesine yönelik mesajlar verilirken henüz atılan somut bir adım yok. Hatırlanacağı üzere, Suudi Arabistan’da bir dönem Türk malları boykot ediliyordu. İki ülke arasındaki en büyük sorun ise gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti. Suudiler, Türkiye’de yürütülen soruşturmanın kapatılmasını talep ederken, anlaşılan o ki, Türkiye buna sıcak bakmıyor.
SIRADA NE VAR
Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin şekillendirdiği Arap Birliği’nin, Türkiye’yi içişlerine karışma, yabancı savaşçıları eğitme, demografik yapıyı değiştirme gibi ağır suçlamaları, atılan adımların boşa gittiği endişesi yaratıyor. Diplomatik ilişkilerde bir günde kazanç beklemek doğru olmasa da, Arap coğrafyasında Türkiye’ye olan karşıtlığın yerli yerinde durduğu görülüyor.
Peki, ilişkilerin seyrinde sırada ne var? Arap ülkeleriyle ilişkiler ticaretle sınırlı mı kalacak yoksa suçlamalar devam mı edecek?