Karısının sağlık geçmişini indiren doktor suçlu bulundu
Boşanma davasında, evlendikten sonra migren ataklarının arttığını savunan kadının eşi, doktor kimliğinden de yararlanarak eski raporları ortaya dökünce ortalık karıştı. Dava Anayasa Mahkemesi'ne kadar gitti.
H.Ö. devam eden boşanma davasında evlendikten sonra migren ataklarının arttığı bu durumun da kocasından kaynaklandığını savundu. Bunun üzerine doktor olan koca bu iddianın aksini ispatlamak amacıyla yaptığı araştırma sonunda eşinin evlenmeden önce de migren ve psikolojik rahatsızlığının olduğunu tespit etti.
Bu bağlamda hastane raporları ve tedavi bilgilerine ulaştı. Migren ve anksiyete bozukluğu tanısıyla reçete düzenlendiğini, daha sonra bipolar duygulanım bozukluğu teşhisi konulduğunu ve hatta eşinin yatarak tedavi gördüğünü ortaya çıkardı.
ŞİKAYETÇİ OLDU
H.Ö., hakkındaki hastane kayıtlarının eşinin ele geçirip delil olarak mahkemeye sunması nedeniyle görevi kötüye kullanma, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve verilerin paylaşılması suçlarını işlediği iddiasıyla şikayetçi oldu.
Eşinin doktor olmasının verdiği kolaylıktan yararlanıp mahkemenin ya da resmi bir kurumun talebi olmadan bu bilgilere ulaşmak suretiyle Türk Ceza Kanunu’na ve Hasta Hakları Yönetmeliğine aykırı davrandığını savundu.
H.Ö. hastane kayıtlarının alındığı bilgisayarın kime ait olduğunun tespitini de istedi. Ancak başsavcılık eylemin mahremiyetin ve özel hayatın ihlali olarak değerlendirilemeyeceğine karar verdi.
H.Ö. buna itiraz etti. Afyonkarahisar 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz da reddedilince konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
“MEVZUAT ÇOK AÇIK”
Yüksek Mahkeme yaptığı incelemede şu değerlendirmelerde bulundu:
Başvurucunun gördüğü tedaviler ile sağlık durumuna ve geçirdiği hastalıklara ilişkin bilgilerin başvurucuya ilişkin kişisel veri niteliğinde olduğu, kişisel veri mahiyetindeki bilgilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesinin ve açıklanmasının da mevzuatta suç olarak düzenlendiği açıktır.
Soruşturmanın etkili ve özenli şekilde yürütülmesi konusunda kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüğün gerektirdiği şartların somut olayda yerine getirilmediği değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINI İSTEME HAKKI İHLAL EDİLDİ
Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.