Gaziantep'te son 25 yılın en büyük işçi eylemleri: 13 bin işçi greve çıktı
Gaziantep’te Şubat-Mart ayları arasında 35 fabrikada 13 bine yakın işçi eylemlere katıldı.
Birleşik Tekstil İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), Antep’te 2 Şubat ile 9 Mart arasında gerçekleşen direnişleri raporlaştırdı.
Buna göre sadece Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde (OSB), 31’i tekstil olmak üzere 35 fabrikada 13 bine yakın işçi ücret zammı, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve sendikal hakları için eylemler gerçekleştirdi. Eylem yöntemleri arasında ise iş bırakmalar dikkat çekti.
Fabrikaların çoğunluğunda işçilerin grev yapmak için yeterli sendikal örgütlülüğe sahip olmasalar da fiili olarak iş bırakma eylemleri gerçekleştirdi. Kazanımlar elde edildi.
SON 25 YILIN EN BÜYÜK DİRENİŞİ
Raporda şu ifadelere yer verildi: “Fabrikaların büyük çoğunluğunda işçilerin tamamı direnişlere katıldı ve direnişler sırasında bu fabrikalarda üretim tamamen durdu. Yaklaşık 40 güne yayılan eylemler, 1996’da 20 bin işçinin katılımıyla gerçekleşen ve bir ay süren Ünaldı Dokuma İşçileri Direnişi ve 2012’de 6 Fabrikada toplam 5 bin tekstil işçisinin katıldığı ve 10 gün süren Başpınar Grevi’nden bu yana Antep’te yaşanan en büyük işçi eylemeleri oldu.”
''BAŞKA FABRİKA İŞÇİLERİNİ DE TETİKLEDİ''
Direnişlerin tamamının sendikasız olduğu ve her eylemin bir başka fabrika işçisini tetiklediği aktarılan raporda dağınık bir hareketlilik olduğu belirtildi. Raporda “Ne yazık ki ortaklaşamayan, aynı gün, aynı anda direnişe geçen fabrikaların dahi ayrı ayrı hareket ettiği, en kısası 2 saat, en uzunu 3 gün süren bu direnişlerin sonucunda Başpınar işçileri önemli kazanımlar ve önemli deneyimler elde ettiler” dendi.
İŞÇİLER KENDİ ÖRGÜTLÜLÜĞÜNÜ YARATTI
Eylemlerin nedenlerine ilişkin şu değerlendirme yapıldı: “Bu eylemler, ücretlere yapılan zamların, temel tüketim ürünlerine gelen zamlar ve hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalması sebebiyle ortaya çıktı. Özellikle ocak sonundan itibaren evlere gelmeye başlayan zamlı ve öncesine göre iki-üç katına çıkan elektrik zamları tepkinin büyümesinde önemli rol oynadı. Ocak ayı ortasında yaşanan kar yağışı sırasında OSB’de yaşananlar; yollar kapandığı için işçiler 16, 20 ve 24 saat çalıştırılması, işe gidilemeyen ve elektrik kesintisi yaşanan günlerin ücretlerinin kesilmesi de bu tepkinin açığa çıkmasında etkili oldu. Bu, istisnasız her eylemin ortak özelliğiydi.
Eylemlerin bir diğer ortak özelliği ise dağınıklığı ve bir öncülükten yoksun oluşuydu” ifadelerine yer verilen raporda sürecin işçilerin oluşturduğu komiteler ve seçtiği temsicilerle yürütüldüğü belirtildi. İşçilerin örgütsüzlüğünün nedeni olarak şu değerlendirme yapıldı: “Bunun nedeni başta tekstil işkolunda olmak üzere sendikal bürokrasinin işçiler arasında yarattığı güvensizlik ve işçilerin kurduğu birliğin sendikalar tarafından tahrip edilişi. Yalnız bir fabrikada, Boyar Kimya’da Öz İplik İş sendikası örgütlüydü ve burada da işçiler sendikaya rağmen eylem başlattı.”
PATRONLAR EYLEMLERE KARŞI BİRLEŞTİ
Patronların işçilerin talepleri karşısında ortak hareket ettiği aktarılan raporda şu ifadelere yer verildi: “Patronlar, ağız birliği yapmışçasına eyleme çıkan her işçiye, bir kuruş fazlasını vermeyiz, beğenen çalışsın, beğenmeyen çalışmasın dedi. Örneğin Gürteks işçileri iş durdurduğunda, Şireci patronu Gürteks patronuyla fabrikada toplantı halindeydi. Boyar Kimya patronu işçilere ‘Bana kalsa size zam veririm ama diğer patronlarla ortak karar aldık, veremem’ diyordu fabrika önünde.”
Ayrıca kolluk kuvvetlerinin de patronun lehine olacak şekilde hareket ettiğine de değinildi. Bu durum raporda şöyle anlatıldı: “Kamunun güvenliğini sağlamak olan kolluk kuvvetlerinin hiç çekinmeden patronların safında yer almasıydı. Eylemlerine son vermeleri için işçiler üzerinde baskı kuran polisler, özellikle eylemlerin ikinci haftasından itibaren, fabrika dışında bekleyen işçileri trafiği engelledikleri gerekçesiyle fabrikaya sokmaya çalıştı.”
ÖRGÜTLÜLÜK YAKICI İHTİYAÇ OLACAK
Raporda son olarak şu ifadeler kullanıldı: “İşçiler, tüketim mallarına gelen zamlar karşısında ücretlerin günden güne erimesinden kaynaklı harekete geçti ve giderek artan hayat pahalılığı, enflasyon, geçim derdi karşısında işçilerin mücadelesi sürecek. İşçilerin birlik halinde, örgütlü şekilde hareket etme ihtiyacı kendini daha da yakıcı şekilde hissettirecek. Birliğimizi yakıcı bir sorun haline getiren bir diğer şey ise sendikal bürokrasinin, sarı sendikacılığın, patron işbirlikçisi sendikacılığın özellikle tekstil işkolunda sendikaları önemli ölçüde ele geçirmiş olması. Eyleme çıkan 32 fabrikanın önüne BİRTEK-SEN dışında tek bir sendika bile gitmedi, işçilerin mücadelesine destek olmak için bile bir tek sendika uğramadı. Sendikalardaki hakim bu anlayışı da ancak işçilerin birliği, inisiyatif alması ve örgütlü mücadelesi ile aşabiliriz.”