'Cumartesi Anneleri’ yargılanıyor: 'Adalet istemeye devam edeceğiz'

Cumartesi Anneleri’nin 700. buluşmasında gözaltına alınan 46 kişi bugün dördüncü kez hakim karşısına çıktı.

'Cumartesi Anneleri’ yargılanıyor: 'Adalet istemeye devam edeceğiz'

Cumartesi Anneleri’nin 3 buçuk yıl önce 700. hafta buluşmasında polisin sert müdahalesine maruz kalan ve gözaltına alınan 46 kayıp yakını ve hak savunucusu bugün hâkim karşısına çıktı. Mahkeme, emniyetin sanıklarla ilgili gönderdiği evrakın incelendikten sonra dosyadan çıkarılıp çıkarılmayacağına karar verecek. 21 Eylül saat 13:30'da yapılacak bir sonraki duruşmada savunması alınmayan kişiler ifade verecek.

“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ettikleri iddiasıyla 46 kişi hakkında açılan davanın 4’üncü duruşması Çağlayan’daki İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma savcısı "derhal beraat" talebinin reddine karar verilmesini talep etti. Hâkim Özgenç de talebi reddetti.

CUMARTESİ ANNELERİ'NDEN AÇIKLAMA

Cumartesi Anneleri, Çağlayan Adliyesi önünde duruşma öncesi açıklamalarda bulundu.

Açıklamada, "Yargılanıyoruz çünkü bu ülkede hukukun ve adaletin hiçbir zaman uğrayan insanlar için işletildiğini görmedik. Burdayız, her yerdeyiz çünkü ne kayıplarımızdan ne temel hak ve özgürlüklerimizden vazgeçmiyoruz" ifadelerini kullanıldı.

"POLİS AĞIR ŞİDDET UYGULADI"

Cumartesi Anneleri davasının 4. Duruşması İstanbul Çağlayan adliyesi 21. Asliye ceza mahkemesinde başladı. 46 kişinin yargılandığı davada duruşmaya ilk kez gelen 9 kişinin kimlik tespiti yapıldı. Şu anda saha önce ifade vermemiş sanıkların ifadesi alınıyor.

İlk olarak bir başka davadan tutuklu bulunan ve Edirne cezaevinden getirilen Volkan Uyar’ın ifadesi alındı. Uyar, 699 haftadır sorunsuz yapılan eylemin keyfi olarak yasaklandığını, polis müdahalesi olmasa her hafta olduğu gibi basın açıklaması yapılıp dağılınacağını söyledi. Uyar, polisin çok ağır şiddet uyguladığını kendisinin de bu saldırı sırasında yaralandığını söyledi.

"ADALET İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

1995 yılında gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç savunmasında ağabeyinin kaybedilme sürecini anlattı.

Hasan Karakoç şunları söyledi:

"1994 yılının 7. ayında gece 1:00 sıralarında evimize sivil ve resmi polisler tarafından baskın yapıldı. Ağabeyimi almaya gelmişlerdi. O gece evimde bana şiddet uyguladılar, birçok küfür ve hakaret ettiler. Tabanca kabzasıyla ağzıma vurdular.

Ağzım ve elbiselerim kan içinde kaldı. 'Rıdvan’ı bize getirin, eğer getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz' diye tehdit ettiler. Ve o gece beni gözaltına aldılar. 14 gün Gayrettepe’de işkence ettiler. O geceden sonra ağabeyim hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardılar. Ağabeyim eve gelemez olmuştu. İstanbul Gaziosmanpaşa’daki evimiz polis gözetiminde tutuluyordu.

Zaman zaman da evimize ve işyerlerimize baskınlar düzenliyor, 'Rıdvan’ı bize getirin' diye tehdit ediyorlardı. Ağabeyim eve gelemiyor ancak avukatı ile düzenli haberleşiyordu. 15 Şubat 1995 tarihinden sona ağabeyimle bağlantı kesildi. Ardından evdeki polis ablukası kalktı, evimize yapılan polis baskınları da son buldu. Ağabeyimi bulmak için ilgili tüm mercilere başvuru yaptık, ama sonuç alamadık. Ağabeyim için devletin tüm kurumları 'Bizde yok' cevabını verdi.

110 gün süren ısrarlı bir arayışta sonra tamamen tesadüf sonucunda ağır işkence ile öldürülmüş cansız bedenine Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştık. Biz her yerde ağabeyimi ararken onun cansız bedeni savcılık dahil tüm resmi kurumlardan geçmiş, günlerce Adli Tıp'ta bekletilmiş ve onu arayan bizlere haber verilmeden “kimliği meçhul kişi” olarak Altınşehir Mezarlığı’na defnedilmişti.

Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın takip ettiği Rıdvan Karakoç dosyasında (1995/805 esas) 27 yıldır süratli, etkili ve adil bir soruşturma yürütülmedi. Savcılar, olayı aydınlatmada ve sorumluları tespit etmede gerekli adımları atmadı. Suçun failleri mahkemeler önüne çıkarılmadı. Soruşturma hiçbir işlem yürütülmeden sürüncemede bırakıldı. Dosyamız 27 yıldır Beykoz Adliyesi’nin tozlu raflarında bekliyor.

Benim annem Asiye Karakoç Galatasaray Meydanı’na ilk çıkan Cumartesi Annelerinden biridir. Annem yaşadığı adaletsizlik karşısında başvurduğu hiçbir yerden sonuç alamadı. Oğlunun başına gelenleri öğrenemedi. Oğluna bunları yapanların yargılanıp cezalandırıldığını göremedi. Çünkü devlet benim annemi görmedi, duymadı, onu vatandaş saymadı. O da Galatasaray Meydanı’na oğlunun fotoğrafı ile çıktı. Abim için adalet talep etmek annemden bize kalan mirastır. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz. 699 hafta süren adalet arayışımız neden 700 hafta yasaklandı? Derhal beraat verilsin. Verilmeyecekse de önemli değil kayıplarımız için adalet istemeye devam edeceğiz."

'Cumartesi Anneleri’ yargılanıyor: 'Adalet istemeye devam edeceğiz' - Resim : 1

"YARGILAMA SONUNDA BERAAT KARARI VERİLECEK"

Avukat Öztürk Türkdoğan, birçok şehrin Terörle Mücadele Şube Müdürlüklerinin dosyaya re'sen sanıklarla ilgili araştırma raporu gönderdiğini söyledi.

Türkdoğan, bu yargılamanın sonunda beraat kararı verileceğini ifade etti.

"SORGUSUZ, SUALSİZ GÖZALTINA ALINDIM"

Davada yargılanan Ayça Çevik ise “Cumartesi Anneleri'ne destek olmak için Galatasaray'a gittim, polis bir anda gözaltına aldı. Polisin dağılma uyarısını duymadım” ifadelerini kullandı.

Davanın sanıklarından Levent Gökçek de “Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta buluşmasına DİSK'in çağrısıyla destek olmak için gittim. Meydana yöneldiğimde polis önümü kesti, sendika yöneticisi olduğumu söyledim ama sorgusuz sualsiz gözaltına alındım” diye konuştu.

'Cumartesi Anneleri’ yargılanıyor: 'Adalet istemeye devam edeceğiz' - Resim : 2

"BANA DEĞİL CHP'Lİ VEKİLE MÜDAHALE EDİYORLARDI"

Savunma yapan sanıklardan Hasan Akbaba da şunları söyledi: “Gazeteciyim, haber takibi yapmak için Galatasaray'a gitmiştim. Bir anda gözaltına alındım.”

Osman Akın da, o dönemde stajyer gazeteci olduğunu, Galatasaray'da değil Odakule'de gözaltına alındığını belirtti.

"Cumartesi Anneleri" hesabının aktardıklarına göre, sanık Atakan Taşbilek savunmasını yaptıktan sonra hakim Özgenç, kendisine eylemde çekilen fotoğrafını gösterdi. Taşbilek "Burada bana değil CHP Milletvekili Ali Şeker'e müdahale ediyorlardı" dedi.

Bir diğer sanık Koray Çağlıyan, “Cumartesi Anneleri'ne destek olmak için oraya gittim. Hiçbir uyarı yapmayan polis hemen müdahale etti. Onların darp raporunu kabul etmiyorum, aksine biz 6-7 saat boyunca ters kelepçeli ve coplanmış bir şekilde tutulduk” diye konuştu.

Can Danyal Aktaş ise “Taksim'e arkadaşlarımla buluşmaya gitmiştim, eylemden haberim yoktu. Bir anda arbedenin içinde buldum kendimi ve gözaltına alındım” dedi.

"TOPLANTI VE GÖSTERİ HAKKINI ENGELLEYENLER YARGILANMALI"

Sizden önce demokratik talepleri bastırmak için karar verenler şimdi kaçak. Toplantı ve gösteri hakkını engelleyenler yargılanmalı, biz değil. Talebim Galatasaray Meydanı'nın serbest bırakılması ve bizi gözaltına alanların yargılanmasıdır.

Yargılanan Murat Akbaş da şunları söyledi:

“Bizim burada olmamızın nedeni devlet politikası olan gözaltında kaybetmelerdir. Gözaltında kaybedilenler için karanfili buraya bırakıyorum. Sizden önce demokratik talepleri bastırmak için karar verenler şimdi kaçak. Toplantı ve gösteri hakkını engelleyenler yargılanmalı, biz değil. Talebim Galatasaray Meydanı'nın serbest bırakılması ve bizi gözaltına alanların yargılanmasıdır.”

Yargılanan Lezgin Özalp, “Doğduğum yıllar herkesin bildiği yıllar. Cizre doğumluyum, bu konularla büyüdüm. Sorumlulular bir dönem yargılandı ama beraat etti. Mahkemenin ve savcılığın bir iradesi olmadığını düşünüyorum. Mahkemeleri çok ciddiye alıyoruz. Niye ciddiye aldığımızı da bilmiyorum” dedi.

Hakim Özgenç, Özalp'i "iddianame kapsamında olmayan kurumlarla ilgili konuşması" nedeniyle uyardı.

SOYLU, ANNELERİ HEDEF GÖSTERMİŞTİ

Cumartesi Anneleri’nin 25 Ağustos 2018’deki 700’üncü buluşması Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Bir araya gelenlere polis biber gazı da kullanarak sert müdahalede bulundu ve gözaltına aldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “İzin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Anneliğin terör örgütünce istismar edilmesine göz mü yumsaydık. Kayıp falan değil, gözaltına alınmış değil, örgüt infaz etmiş bir kenara bırakmış. Bu olay üzerinden bir mağduriyet hikâyesi üretildi” demişti.

Etiketler
Cumartesi Anneleri Gözaltı