1 milyona yakın genç kayıp: 'Cemaat ve tarikatların eline düşmüş olabilirler'
TÜİK verilerine göre 1 milyona yakın genç ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. ODTÜ’den Prof. Dr. Soner Yıldırım “Bu gençler cemaat ve tarikatların eline düşmüş olabilir. Çok tehlikeli bir durum” dedi.
Örgün eğitimde olması gereken milyonlarca genç kayıp. Resmi verilere göre, lise çağında okulda olması gereken gençler önemli bir kısmının ne yaptığı bilinmiyor. TÜİK ve MEB verilerine 2 milyonu aşkın genç örgün eğitimin dışında.
TÜİK’e göre Türkiye’de 15-19 yaş arası 4 milyon 669 bin genç var. Bu gençlerin sadece 3 milyon 813 bini eğitimde, 856 bin genç ise ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor. 1 milyon 212 bin genç ise sadece istihdamda.
Ne eğitimde ne istihdam yer alan 856 bin gencin tam 556 binini kadınlar oluşturuyor. Bu gençlerin 300 bini ise erkek. 556 bin kadının 319 bini ise yine TÜİK verilerine göre eve kapanmış durumda. TÜİK verilerine göre bu kişiler ‘ev işleri ile meşgul’ oluyor.
BirGün'den Mustafa Kömüş'ün haberine göre, bunun yanında MEB verilerine göre açıköğretim lisesinde 1 milyon 452 bin çocuk bulunuyor. Örgün eğitimde olması gereken bu kişilerin yanı sıra açık ortaokulda da 128 bin 433 kişi yer alıyor. Toplam 1,5 milyonu aşkın kişi açıköğretimde bulunuyor. Yine MEB’in verilerine göre örgün eğitimde yer alan öğrenci sayısı 2020-2021’de tam 156 bin kişi azalmıştı.
CEMAATLERİN ELİNE DÜŞEBİLİRLER
Bu verileri değerlendiren ODTÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Yıldırım şunları söyledi:
“Kız çocukları maalesef sosyolojik bir vaka. Özellikle kırsal kesimlerde kız çocuklarını okula göndermek istemeyen bir kesim var. Pandemi dönemi de bu kişiler için ciddi bahane oldu. Erkekler için baktığımızda ise tabii başka bir durumdan da bahsedebiliriz. Okullar maalesef artık gençlere hiçbir şey vermiyor. Bu da ekonomik durumu iyi olmayan insanları okuldan uzaklaştırıyor. Ama şu an bu gençlerin bir katkıları yok. Bu gençler ya ailelerinden geçinmek zorunda kalıyorlar ya da cemaatlerin ve tarikatların eline düşmüş olabilirler.”
Bu gençlerin eğitime katılmasında sorumluluğun devlette olduğunu vurgulayan Yıldırım, “MEB bu işin peşine düşmeli. Gerekirse kapı kapı gezilip bu kişiler tespit edilmeli. Aksi takdirde bu, bize suç, enflasyon ve sosyal rahatsızlık olarak geri döner” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN TÜRKİYE’SİNİN GELDİĞİ NOKTA
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise “15-19 yaş grubundaki bireylerin çoğunluğu örgün eğitim kapsamındadır. Liselerin zorunlu olması nedeniyle okullaşma oranlarının da yüzde yüz olması gerekmekteydi. Ancak 10 yıldır liseler zorunlu olmasına rağmen okullaşma yüzde 87’de kalmıştır. Bu verilerle de yüz binlerce çocuğumuzun eğitim dışında kaldığını görmekteyiz” dedi.
Adıgüzel şöyle devam etti:
“Taşımalı eğitim, eğitim maliyetlerinin artması, ailelerin ekonomisine katkı amacıyla okul terki, MEB’in izleme, yönlendirme ve denetleme mekanizmalarındaki eksiklikler, devletin birincil görevlerini vakıf ve derneklere devretmiş olması çocuklarımızın eğitim alanından kopmasının başlıca nedenleridir. İşte Erdoğan Türkiye’sinin eğitimde geldiği nokta budur. Sonra da gençler umudu ülke dışında aramaya başlayınca, kapıyı gösterip ‘uçak biletleri için ofis kuralım’ diyen de Sayın Erdoğan’dır. Kolaya kaçıp bu ülkenin gençlerini sırtından atacağına, ben nerde yanlış yaptım diye düşünüp bu gençleri tekrar nasıl eğitime kazandıracağına kafa yormalıdır.”