'Yetersiz kaldığı defalarca ortaya çıkan yasa değişiklikleri TTB’nin itirazlarına rağmen yapıldı'
Türk Tabipleri Birliği, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek yasalaşan sağlık düzenlemeleri hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamada, düzenlemenin çözüm olmadığı vurgulandı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda geçen hafta kabul edilen kadına ve sağlık çalışanlarına şiddetle ilgili düzenlemeler içeren torba kanunla 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan değişikliklere ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), TBMM’de geçen hafta kabul edilen torba kanunla Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan değişikliklerle ilgili "Sorunlara bütüncül ve ilgili tarafların katılımıyla çözüm üretmeyi tercih etmeyen yönetim anlayışı nedeniyle yeni düzenlemelerin de çözüm olmadığını üzülerek görüyoruz” açıklaması yaptı.
TTB, yeni oluşturulan Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun yetkisiyle ilgili belirsizliklerin uzun vadede tüm taraflar için yargıda sorun yaratabileceği uyarısında bulundu.
TTB tarafından yapılan açıklama şöyle:
“YETERSİZ KALDIĞI DEFALARCA ORTAYA ÇIKAN YASA DEĞİŞİKLİKLERİ TTB’NİN İTİRAZLARINA RAĞMEN YAPILDI”
“Doktor Ersin Arslan’ın öldürülmesinin ardından bugüne kadar yapılan ve yetersiz kaldığı defalarca ortaya çıkan yasa değişiklikleri TTB’nin itirazlarına rağmen 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapıldı.
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek yasalaşan son düzenlemede, sağlık çalışanlarına yönelik yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan eylemler arasında sayılacağına dair hüküm, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun konuyu düzenleyen 100. maddesine eklendi.
Uygulamada yaralama suçlarının faillerinin çoğunlukla serbest bırakıldığı gözlendiğinden, 2014 yılında Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan bu düzenlemenin yargı mercileri tarafından bilinmediği kaygısıyla TTB, 18 Ocak 2022 tarihinde ilgili düzenlemelerin ceza mevzuatı içinde yapılması talebini yineleyip mevcut düzenleme yönünde yargı mensuplarının bilgilendirilmesi için Hakimler Savcılar Kurulu ile Adalet Bakanlığı’na yazarak, hakim ve savcıların düzenlemeden haberdar edilmesi gerektiğini belirtmişti. TBMM’de kabul edilen kanunun gerekçesinde düzenlemenin “görünür kılınması” amaç olarak yazılmış, dolayısıyla başından beri paylaştığımız görüş doğrulanmıştır.
“ŞİDDET SAĞLIK HİZMETİ UYGULAMASI SIRASINDA İSE FAİLİN KAMU HİZMETLERİNİ ENGELLEMESİ SUÇUNA VERİLEN CEZA AĞIRLAŞTIRILACAK”
Teklif ile getirilen diğer düzenleme, söz konusu şiddet sağlık hizmeti uygulaması sırasında ise failin kamu hizmetlerini engellemesi nedeniyle verilen cezanın ağırlaştırılacak olmasıdır. Yine kadına yönelik suçlardaki artırım hükümleri nedeniyle kadın sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarda da iki düzenleme üzerinden cezanın ağırlaştırılması mümkün olacaktır. TTB, yasa teklifinin komisyon görüşmelerine de katılarak görüşlerini paylaşmıştır. Uygulamadaki belirsizliğin giderilebilmesi için TCK’daki “kamu görevlisi” tanımının özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık çalışanlarını da kapsayacak şekilde bu suçlar nedeniyle kamu görevlisi sayılacağına dair hüküm eklenmesi görüşü dikkate alınmamıştır. TCK’nin işyeri dokunulmazlığının ihlalini düzenlediği 116. maddesine sağlık kuruluşlarının eklenmesine dair değişiklik teklifi de kabul edilmemiştir.
“BÜTÜNCÜL VE KATILIMCI ÇÖZÜM ÜRETMEYİ TERCİH ETMEYEN YÖNETİM ANLAYIŞI NEDENİYLE YENİ DÜZENLEMELER DE ÇÖZÜM DEĞİL”
TBMM’de kabul edilen teklifle aynı zamanda Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulması, sağlık hizmetinden kaynaklı zarar iddialarında kurulun izni ile yargılama yapılabilmesi, kamu görevlisi olanlar yönünden tazminatın rücu edilip edilmeyeceğine karar verilmesine dair de düzenleme yapılmıştır. Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun bileşiminde meslek örgütlerine yer verilmemesi başta olmak üzere kurulun yetkisi, düzenlemenin içeriğindeki belirsizliklerin uzun vadede tüm taraflar için yargı mercilerinde sorun yaratabileceği, düzenlemenin zorunlu mesleki sorumluluk sigortası mevzuatı dâhil tüm ilgili hükümlerle ilişkilendirilmesi gerektiğine dair görüşler dikkate alınmaksızın yasalaşmıştır.
Sorunlara bütüncül ve ilgili tarafların katılımıyla çözüm üretmeyi tercih etmeyen yönetim anlayışı nedeniyle yeni düzenlemelerin de çözüm olmadığını üzülerek görüyoruz.”
BEYAZ KOD VERİLERİ, İDARE MAHKEMESİ’NE TAŞINDI
Ayrıca TTB, Beyaz Kod verileriyle ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan talep ettikleri bilgilerin verilmemesinin dilekçe hakkı ve Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na aykırı olduğu gerekçesiyle idare mahkemesine başvurdu. TTB’nin konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“BAŞVURUNUN ZIMNEN REDDEDİLMESİ DİLEKÇE HAKKI VE BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU’NA AYKIRI”
“Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB), sağlık çalışanlarına yönelik şiddet başvurularının kaydedildiği Beyaz Kod verilerinin paylaşılması talebiyle 3 Mart 2022 tarihinde Sağlık Bakanlığı’na yazdığı yazıya süresi içinde bir yanıt verilmedi. TTB, yazıya yanıt verilmeyerek başvurunun zımnen reddedilmesinin Anayasa’da düzenlenen dilekçe hakkına ve Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na aykırı olması sebebiyle idare mahkemesine başvuruda bulundu.
“BAŞVURULARIN REDDEDİLMESİ, HEM HEKİMLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ VE SAĞLIKLARININ KORUNMASI HEM DE TOPLUMUN SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞİMİ İÇİN BİR ENGEL”
Sağlık Bakanlığı Hukuki Yardım ve Beyaz Kod Uygulaması Genelgesi’nde arşiv ve kayıtların düzenli tutulup ilgili birimlere aylık ve yıllık gönderilmesinin düzenlendiğine dikkat çekilen başvuruda; TTB’nin talep ettiği bilgi ve belgelerin, bakanlığın hukuki yükümlülüğü olarak kaydını ve istatistiğini tutması gereken bilgi ve belgeler olduğu ifade edildi. Beyaz Kod verilerinin şiddeti doğuran sebeplere ilişkin analizlere dayanak oluşturduğu ifade edilen başvuruda, söz konusu verilere ilişkin başvuruların reddedilmesinin, hem hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sağlıklarının korunması hem de toplumun sağlık hizmetine erişimi için bir engel olduğu vurgulandı.