AKUT'taki 20 yıllık tartışma alevlendi: Taraflar ne diyor, Mahruki iddialara nasıl yanıt veriyor?

Büyük afetlerde gözlerin aradığı AKUT'ta yaşanan tartışma devam ediyor. AKUT kurucusu Mahruki, dernekten bir e-posta ile atıldığını söyledi. Tartışmanın taraflarının iddiaları ve yanıtlarıyla; işte AKUT'taki büyük kavga!

AKUT'taki 20 yıllık tartışma alevlendi: Taraflar ne diyor, Mahruki iddialara nasıl yanıt veriyor?

GERÇEK GÜNDEM - Arama kurtarma Derneği AKUT, bir grup dağcı tarafından kuruldu. Derneğin sitesinde kuruluşu hakkında şu bilgi veriliyor:

“1994 yılında Bolkar Dağlarında kaybolan 2 üniversite öğrencisinin 14 gün arandığı ve sonuçsuz kalan arama çalışmaları akabinde, dağları iyi bilen fakat arama-kurtarma konusunda bilgileri sınırlı olan bir grup dağcı bir araya gelerek 1995 yılında AKUT’u kurmuştur. Bu grup, aynı yıl AKUT ismi altında, Uludağ’da ilk kurtarma faaliyetini gerçekleştirmiştir. Dernek, 14 Mart 1996 yılında “AKUT Arama Kurtarma Derneği” adı altında resmî kuruluşunu tamamlamıştır.”

Türkiye’nin ilk gönüllü arama kurtarma derneği olan AKUT, 1998 Adana-Ceyhan depreminde gösterdiği yararlılıklar nedeniyle, Bakanlar Kurulu kararıyla 19 Ocak 1999’da “Kamu Yararına Dernek” statüsü aldı. AKUT, 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara Depremi sürecinde de aktif arama kurtarma çalışmasında bulundu.

MAHRUKİ: BİR E-POSTA İLE ATILDIM

Derneğin kurucusu olarak kamuoyunda en çok ismi geçen Nasuh Mahruki, yakın zamanda kişisel sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

“26 yıl önce, Türkiye’de organize ve sistemli Arama Kurtarmanın A’sı bile yokken dağcı arkadaşlarımla birlikte kurduğumuz ve 20 yılı aşkın bizzat yönettiğim AKUT’tan, AKUT’un büyük harf yazılması gerektiğini bile bilmeyen birinden gelen bir e-posta ile atıldığımı öğrendim.”

KURUCULAR TARTIŞMAYA DAHİL OLDU

Gazeteci Cengiz Erdinç ise Mahruki’nin paylaşımı sonrasında şu paylaşımda bulundu:

“AKUT kurucularının neredeyse tamamı Mahruki tarafından tasfiye edildi. Şimdi "dağcı arkadaşlarım" deyip isim vermiyor. O kurucular konuşsa AKP'nin AKUT'a nasıl bu kadar kolay çöktüğü daha iyi anlaşılır.”

Oral Ülkümen adlı kişi ise bu paylaşıma karşılık “7 kurucudan biri olarak cevaplayabilirim; onun yanlış yolda ilerlediğini düşünen 5 kurucu ya istifa etmiş ya da uzaklaştırılmıştır. AKUT denince insanlar sadece Nasuh’u hatırlıyorsa, binlerce insanın emeğine ayıp değil mi? AKUT, bir reklam şirketi değildir.” dedi.

Bu yoruma karşı Mahruki ise şu yanıtı verdi: “Daha bir yıl içinde kendin gittin. Alper kayakçıların hayatını kurtarmak için kendi hayatımı tehlikeye atmam diyerek daha erken gitti. Feridun büyük bir hata yaptı ve 1999’dan önce başkanlığı kaybetti, Nevzat ise 1999 sonrası gitti.”

20 YIL ÖNCE BAŞLAYAN TARTIŞMA

Tartışmanın evveliyatı 2002’lere kadar gidiyor. AKUT kurucuları arasında yer alan dağcı Alper Sesli’nin Nasuh Mahruki’nin AKUT üzerinden sponsorluk ve ticari ilişkileri ile ilgili yorumlarını anlattığı bir sitede ise şu ifadeler yer alıyor:

“AKUT kurucuları yıllardır AKUT’u sponsorluk, reklam ve siyaset ilişkilerine alet eden Nasuh Mahruki’yi anlatıyor. AKUT'ta Mahruki tarafından harcanan, hor görülen, atılan, baskı altında tutulan tüm gönüllüleri yoruma davet ediyoruz.”

Alper Sesli’nin Nasuh Mahruki’nin Dağcılık Federasyonu Başkanlığına aday olmasıyla ilgili konuşmasında yaptığı eleştiriler ise şöyle:

“26 Eylül 2002 perşembe günü Sabah Gazetesi’nde tam sayfaya yakın yayınlanan “AKUT nakut oldu” yazımda Nasuh’a şunları sormuştum sıradan bir vatandaş olarak:

-Greenpeace, gibi dünyanın en büyük sivil inisiyatiflerinin hangisinin başkanının ismini bilirsiniz? Ya da hiç duydunuz mu?

-Ülkemizde gerek 17 Ağustos gerekse 12 Kasım deprem felaketlerinde çalışan onlarca sivil derneğin hangisinin liderini veya başkanını bilirsiniz?

-Depremde bence en inanılmaz alın terini döken ve de insan gücü çok az olan Sivil Savunmanın başkanını bilir misiniz?

-Nasuh Mahruki’nin AKUT gibi tüm gelirleri bağışlara dayalı bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak, büyük ticari firmalarla kapalı kapılar ardında yaptığı sponsorluk görüşmeleri ne kadar sağlıklıdır? Bu noktada doğru olan ve iş ahlakının gerekliliği, iş görüşmelerine AKUT Başkanı sıfatını taşıyarak girmemesi değil midir?

-Ya da AKUT gibi bir derneğin başkanıyken yürüteceği tüm sponsorluk ilişkilerini idealist bir gönüllü olarak derneği lehine işletmesi daha doğru değil midir?

-Mahruki’nin AKUT’un başkanlığına geçtiği günden bugüne edindiği birikimini aile gelirlerini dışarıda tutarak en azından dernek üyelerine, hatta kamuoyuna açıklasa çok daha takdir edilen bir başkan olmaz mı?

-AKUT gibi bir derneğin başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin her tür spekülasyondan arınabilmesi için mal ve gelir beyanında bulunması gerekmez mi?”

MAHRUKİ’DEN ELEŞTİRİLERE YANIT: GELİN CANLI YAYINDA KONUŞALIM DİYORUM, BİR TANESİ BİLE GELMİYOR

Gerçek Gündem’e konuşan Nasuh Mahruki tüm bu iddialara ve olana bitene ilişkin şunları ifade etti:

“Birilerini tasfiye ettiğim falan doğru değil. Dalga mı geçiyorsunuz? 20 sene geçti. Ben AKUT’u Türkiye’nin bir numaralı sivil toplum kuruluşu yaptım. 20 seneki önceki saçmalıklara mı yorum yapacağız? Olur mu öyle şey!

Alper Sesli… O hikaye şöyle: Alper Sesli benden süper nefret eder. AKUT’un kuruluşunda da yoktu aslında. Kuruluşta yer alacak isim, ‘Ben İzmir’deyim, buradan müdahil olamam, benim yerime başkasını bulun’ dedi. Ona hükmen Alper olsun dedi. Ben Alper’i gayet iyi tanıyorum. Ne sportif kabiliyeti var ne kişiliği müsait böyle bir şeye ama hadi peki dedik. Fakat 6 ay sonra istifa etti. ‘Ben’ dedi ‘kayakçıları kurtarmak için kendi hayatımı tehlikeye atmak istemiyorum, ayrılıyorum’ dedi. Dağcılık konusunda beni çok kıskananların en başında gelir. Hakkımdaki dedikoduların büyük çoğunluğunu nerdeyse o çıkarmıştır. Gelin canlı yayında konuşalım diyorum, bir tanesi bile gelmiyor.”

SPONSORLUK İDDİALARINA YANIT

Mahruki, sponsorluk ilişkileri konusunda şöyle konuştu:

“Sonuçta ben Türkiye’de en büyük sportif sponsorluğu olan, sponsorluk anlamında kavramı değiştiren kişiyim bir anlamda. Yüksek lisans tezi oldu: ‘Bankacılıkta bir tutundurma aracı olarak sponsorluğun yeri ve Everest projesi’ diye. O kadar önemli bir şey. 1994- 1995’ten bahsediyorum.

2000 yılında, İskender’in kazasından sonra benim açığımı arayan, bulamayan bir kitle harekete geçti. Koskoca kitap yazdım ben bununla ilgili… 4’er 5’er yazılar yazdılar bunlarla ilgili. Ben bundan dolayı tazminat aldım. Ergun Babahan aradı, ‘aman’ dedi ‘ne olur… Ben çok mahcup olurum.’ Bana tazminat ödediler. Ertesi gün Ergun Babahan, gitti bu üç kişiyi buldu. AKUT’tan yalancılıktan attığımız üç kişi ve bu Alper Sesli’yi. Bunlar tetikçi! ‘AKUT nakut oldu’ diye haber yaptılar. Bana tazminat ödeyince, onun acısıyla tetikçiler üzerinden bana hakaret ettiler.”

“ÇOK BÜYÜK OPERASYON YAPILDI AKUT’A”

Mahruki, yeni AKUT yönetimi için ise şunları söyledi:

“Bu beş senelik olan konu. Hapisle yargılandım. Sözcü Gazetesi’nde yazılar yazdım: AKP, baskılarla, yıldırarak beni AKUT’un başından uzaklaştırmaya çalışıyor diye… Çok büyük operasyon yapıldı AKUT’a. Ecevit’in verdiği Genel Merkezi geri aldılar, beni istifaya zorlamak için. Cumhurbaşkanı’nın en yakınındaki isimlerden biri Orhan Karakuş, Cumhurbaşkanı’nın müşaviri şu anda… Sosyal medyada ‘Eğer Nasuh istifayı kabul etmezse, Genel Merkezliği’niz hayal olur diye…’ yazdı. Yönetim Kurulu’nda benle çalışan arkadaşlara sizin şirketinize de geleceğiz, Nasuh istifa etmezse dediler. Geçin bunları… Siyasi baskı ile darbe yapıldı. Yüzde yüz gönüllülükle çalışılan bir dernekte kim altına araba çekebilirmiş?”

Etiketler
Kavga