Cezaevleri alarm veriyor: Hükümlülerin Kovid-19 izinleri neden uzatıldı?
Açık cezaevlerindeki hükümlülerin Kovid-19 izinlerinin uzatılmasıyla infaz kurumlarına ilişkin istatistikler yeniden gündeme geldi. Rakamlar, kapasitelerin alarm verdiğini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açık cezaevlerindeki hükümlülerin Kovid-19 izinlerinin 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatılacağını duyurması, başka bir tartışmayı beraberinde getirdi. O da, bu kişilerin büyük oranının kalan cezalarını dışarıda tamamlayacak olması.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada bugüne kadar 413 bin 652 hükümlünün Kovid-19 izninden yararlandığını, halen 103 bin 532 hükümlünün izninin devam ettiğini dile getirmişti.
Bu noktada 2020 yılında kabul edilen infaz yasasıyla, MHP'ye yakınlığıyla bilinen organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın da aralarında bulunduğu 90 bin kişinin tahliye edildiğini hatırlatalım.
Yani, son iki yılda yapılan düzenlemelerle 500 bin kişi cezaevlerinden çıktı. Bunların çoğu, kalan sürelerini dışarıda tamamladı.
Peki tüm bu gelişmelerin perde arkasında ne var?
Dava sayılarının rekor kırdığı, özellikle basın mensuplarının sürekli olarak adliye yollarına düştüğü Türkiye'de, cezaevleri alarm veriyor.
Adım adım ilerleyelim:
TÜRKİYE'DEKİ CEZAEVLERİNİN KAPASİTESİ 275 BİN 843 KİŞİ
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün resmi internet sitesinde 5 Mayıs 2022 itibariyle 269 kapalı ceza infaz kurumu, 86 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitimevi, 10 kadın kapalı, 7 kadın açık, 8 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere 384 ceza infaz kurumunun bulunduğu, bu kurumların kapasitesinin ise 275 bin 843 kişi olduğu duyurulmuştu.
HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN TOPLAM SAYISI 314 BİN 502
Yine Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nde yer alan istatistiklere göre Mart 2022 itibariyle 84 milyon kişinin yaşadığı Türkiye'de, toplam 275 bin 965 hükümlü, 38 bin 537 tutuklu var. Bunların toplamı 314 bin 502.
Müdürlük, bu rakamlara Kovid-19 izninde olanların da dahil edildiğini özellikle vurguluyor.
Yani tutuklu ve hükümlü sayısı, infaz kurumlarının kapasitesinin yaklaşık 38 bin kişi üstündeydi.
'CEZA İNFAZ KURUMU VE TUTUKEVİ SAYISI AZALTILMALI, İŞLETİM MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ'
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün uyarılarından devam edelim.
Müdürlük, 'Genel bilgi' başlığıyla yayınladığı notta az önce aktardığımız istatistiklere ek olarak maliyetlere dikkati çekerek şunları söylüyor:
"Ceza infaz kurumu ve tutukevi sayısının, işletim maliyetlerinin düşürülmesi, hizmette kalite, çağdaş infaz anlayışı doğrultusunda hızla azaltılması gerekmektedir.
Bu amaçla uluslararası normlara uymayan ve fiziki şartları ve kapasiteleri itibariyle eğitim ve iyileştirmenin kısıtlı yapıldığı ya da hiç yapılamadığı küçük ilçe ceza infaz kurumlarından 2006 yılında 20, 2007 yılında 51, 2008 yılında 16, 2009 yılında 22, 2010 yılında 6, 2011 yılında 3, 2012 yılında 8, 2013 yılında 21, 2014 yılında 22, 2015 yılında 15, 2016 yılında 13, 2017 yılında 10 adet, 2018 yılında 7, 2019 yılında 45, 2020 yılında 11, 2021 Yılında 14, 2022 yılında 1 adet olmak üzere toplam 285 ilçe ceza infaz kurumu kapatılmıştır.
Aynı zamanda çağdaş anlayışa uygun yeni ceza infaz kurumlarının yapılması zorunluluk arz etmektedir."
TÜRKİYE Mİ 'SUÇ CENNETİ' OLDU, YOKSA MAHKEME KARARLARI MI SIKINTILI?
Tüm bu istatistiklere bakıldığında son adımın infaz kurumlarının 275 bin kişilik kapasitesini 'rahatlatıp' 'rahatlatmayacağı' bir soru işareti olarak duruyor.
Akla gelense şu oluyor: Türkiye bir 'suç cennetine' mi dönüştü? Yoksa mahkemelerin verdiği kararlarda mı bir sıkıntı var?