Deniz Zeyrek: Geçmişte MGK'nın gizli psikolojik harp genelgelerini ortaya çıkarmış gazeteci olarak söylüyorum...
Gazeteci Deniz Zeyrek, muhalif kimliğiyle bilinen sanatçıların konserlerinin peş peşe iptal edilmesini yorumladı. "O belediye başkanlarının, rektörün ve valilerin dahi uyguladıkları yasakların gerçek kaynağı ve amacı konusunda fikri olmayabilir" dedi.
Son günlerde özellikle muhalif kimliğiyle tanınan sanatçıların konserleri, AKP'li belediyeler ve valilikler tarafından iptal ediliyor. Aynur Doğan, Niyazi Koyuncu, Apolas Lermi, Metin-Kemal Kahraman, Melek Mosso ve Mem Ararat, bu isimlerden bazıları.
Bunlar arasında en çok Mosso konserinin konuşulduğunu dile getiren Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, "Mosso'nun dekoltesinden rahatsız olanların, ahlakları bozulanların, dekolte işinde zirve yapmış Seda Sayan ve Hülya Avşar gibi kadınları devletin zirvesinde dahi baş tacı etmesinin bir mantığı var mıdır? Bu çifte standardın en alası değil midir? Tıpkı LGBT'yi düşman ilan edip, LGBT'nin T'sinin ülkemizdeki ünlü örneklerinden biri olan Bülent Ersoy'u Saray'daki bütün etkinliklerde baş köşede ağırlamaları gibi" diye yazdı.
Seda Sayan'dan Melek Mosso'ya: İnşallah bir daha böyle bir eylemde bulunmaz
Devamında şunları kaydetti:
"Söz konusu yasakları iki kategoride toplayabiliriz:
1- İktidardaki aşırı milliyetçilikten/muhafazakarlıktan kaynaklı olarak farklı etnik kültürlere gösterilen tahammülsüzlüğün ortaya konulması, otoriteyi ispatlama çabası.
2- Mevcut otoritenin kendi ahlak normlarını bütün topluma dayatma çabası. (Burada karar verici makamlarda oturan bütün erkeklerin kadınlara hangi gözle/kafayla baktığının ortaya çıktığını unutmayın lütfen.)
'BU TÜR YASAKLAR HEP BASKICI DÖNEMLERDE GETİRİLMİŞTİR'
Bu iki kategori de baskıcı yönetimlerin en temel özelliğidir. Otoritenin kendi arzuladığı toplumu yaratma çabasının, bir tür toplum mühendisliğinin ürünüdür. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir asırlık geçmişine bakın, bu tür yasaklar bu yoğunlukta hep baskıcı dönemlerde getirilmiştir. 12 Eylül rejiminin benzer yasaklarını sıralasak sayfalar yetmez.
Bu tür yasakların hepsi planlıdır ve bütün sonuçlarıyla hesaplanarak tek merkezden hayata geçirilmiştir. Kimi zaman bir siyasetçi, kimi zaman bir sivil toplum kuruluşu, kimi zaman bir tarikat/cemaat fitili ateşler. Bunun literatürdeki adı 'psikolojik harp'tir.
'GEÇMİŞTE MGK'NIN GİZLİ PSİKOLOJİK HARP GENELGELERİNİ ORTAYA ÇIKARMIŞ GAZETECİ OLARAK SÖYLÜYORUM'
'Ne alakası var, hepsi ayrı şehirlerde oldu. Kimini vali, kimini rektör, kimini de belediye yasakladı' diyebilirsiniz.
Geçmişte MGK'nın gizli psikolojik harp genelgelerini ortaya çıkarmış gazeteci olarak söylüyorum: O belediye başkanlarının, rektörün ve valilerin dahi uyguladıkları yasakların gerçek kaynağı ve amacı konusunda fikri olmayabilir."
'SEÇİMLER ÖNCESİNDE BU TÜR PSİKOLOJİK HARP ADIMLARIYLA SIKÇA KARŞILAŞACAĞIZ'
Zeyrek, iktidarın mutfaktaki yangını söndüremediğini belirterek "Ekonomiyi düze çıkarmaları da imkânsız görünüyor. Bu da ilk yapılacak genel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçiminde büyük bir oy kaybı demek. Bu yüzden seçimler öncesinde bu tür psikolojik harp adımlarıyla sıkça karşılaşacağız. AK Parti iktidarı, bir dönem maruz kaldığı psikolojik harp uygulamalarını, bu dönemde rakip partilerin tabanlarına uygulama çabası içinde olacak" görüşünü dile getirdi.