Diyanet şimdi de 'değerler eğitimi' için okullarda
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile imzaladığı işbirliği anlaşmaları ile okullarda aktif görevler üstlenen Diyanet İşleri Başkanlığı, şimdi de 'Değerler Eğitimi' için okulların kapısını çaldı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan protokol kapsamında ilçe müftülükleri, 30 Mart-7 Nisan tarihleri arasında Değerler Eğitimi Semineri düzenlenmesi talebinde bulundu.
Birgün gazetesinden Mustafa Bildircin'in haberine göre, Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Diyanet’in talebinin ardından okul idarelerine gönderdiği yazıya ulaştı. Yazıda, Değerler Eğitimi Semineri’nin, “Eğitim öğretimi aksatmayacak şekilde, pandemi kurallarına uyularak ve okul idaresinin sorumluluğunda olmak şartıyla” yapılabileceği kaydedildi.
ÖĞRENCİLERİ AYIRMIŞLAR
Müdürlük, ilçedeki 53 okula seminer planlamasını içeren takvimi de gönderdi. Takvimde, Diyanet personelince verilecek Değerler Eğitimi Semineri’nin 9 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirileceği belirtildi. Seminer için öngörülen saatlerin, okul saatlerini kapsaması da dikkat çekti. Sahada görev yapan öğretmenlerden edinilen bilgiye göre ilçedeki bazı okullarda dersteki öğrencilerin tamamı, bazı okullarda ise kız veya erkek öğrenciler, veli izni olmadan dersten alınarak seminere götürüldü. Bazı okullarda ise kız öğrencilerin dersten çıkarılarak yalnızca erkek öğrencilere seminer verildiği bildirildi.
Eğitim Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır, bu tip faaliyetlerin eğitim öğretimi aksatmayacak şekilde ve gönüllülük esasına göre yapılması gerektiğinin altını çizdi. Bahadır, “Aksi halde öğrenciler eğitim hakkından yoksun bırakılmış olur. Ders saatleri içinde seminere katılmak istemeyen öğrenciler nereye gidecek?” diye sordu.
Okulların dini etkinliklerin mekânı haline getirilmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Bahadır, “Bakanlık birimlerinin okullara talimat göndererek öğretmen ve öğrencilerin söz konusu etkinliklere katılımını zorunlu tutması kabul edilemez. Çünkü okullar, farklı inanç gruplarının her birinin eşit değerde görülmesi gereken kurumlardır. Bu nedenle hiçbir çocuğun inancı ya da kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaması garanti altına alınmalıdır” ifadelerini kullandı.