Emekli albayın 28 Şubat kitabını öneren öğretim görevlisine soruşturma: 'Yazıklar olsun'

Bir üniversitede, bir öğretim görevlisinin “Bitmeyen Sömürü - 28 Şubat” kitabını öğrencisine önermesiyle hakkında yönetim tarafından soruşturma açıldığı bildirildi. Kitabın yazarı emekli Albay Alican Türk, "Yuh olsun, yazıklar olsun" diye tepki gösterdi.

Emekli albayın 28 Şubat kitabını öneren öğretim görevlisine soruşturma: 'Yazıklar olsun'

FETÖ’cü savcının hazırladığı 28 Şubat davasının sanıklarından emekli Albay Alican Türk, Sun Savunma adlı sitede dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Alican Türk yazısında, bir üniversitede bir öğretim görevlisinin öğrencisine, 28 Şubat gerçeklerinin anlatıldığı “Bitmeyen Sömürü - 28 Şubat” adlı kitabını önermesinin ardından soruşturma geçirdiğini anlattı.

Türk şunları yazdı:

Bir okurumdan aldığım, bana hem kıvanç veren ama bir o kadar da üzen, canımı sıkan bir mesajdan söz edeceğim sizlere… Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Okuyun, siz karar verin!

Okurum öyle sıradan biri değil, bir üniversitede öğretim üyesi, yani akademisyen… Bir sosyal bilimci… Kendi branş alanına giren 28 Şubat konusunu araştırırken tesadüfen kitaplarımı görüp okumaya başlamış. Etkilenmiş.

Mesajında – sağ olsun – şahsıma ilişkin övgü dolu sözler eden Değerli Hocamız, şöyle söylüyor:

“Değerli Komutanım; öncelikle şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, eserleriniz sayesinde 28 Şubat’la ilgili gerçeklerin anlaşılmasında çok önemli bir yere sahipsiniz. O sürece dair gerçekleri ekseriyetle sizin titizlikle hazırlanmış kıymetli eserlerinizden öğrendiğimi itiraf etmeliyim. Eserleriniz yakın tarihimizin karanlıkta bırakılmış, üzerine çokça yalan serpilmiş bir dönemini aydınlatıyor. Öyle ki, 28 Şubatla ilgili okuduklarım ve dinlediklerim hiçbir zaman beni tatmin etmemişti. Bir şeylerin eksik kaldığını hissediyordum. Bu konuda ayrıntılı bilgiye nasıl erişebilirim diye araştırma yaparken tesadüf ettim eserlerinize. Kitabın kapağını açıp da okumaya başladıktan sonra artık benim için çok farklı bir dönem başladı. Önce aileme ve yakın çevreme anlattım gerçekleri. Sonra da bilhassa öğrencilerimle paylaşmayı kendime bir vazife edindim. Her anlatımımda da sizin eserlerinizi ana kaynak olarak tavsiye ettim.”

Ve devam ediyor… Ben bu kadarını aktarıyorum.

Fakat görünen o ki iyi etmemiş… Öğrencilerine tavsiye ve paylaşımları sonunda görev yaptığı üniversitede geçtiğimiz günlerde hakkında soruşturma açılmış, savunması alınmış. Savunmasında “Bitmeyen Sömürü: 28 Şubat” kitabını ve kitaptaki belgeleri örnek göstermiş. “Ancak karşımda partizan ve tarafgir insanlar vardı” diyen Değerli Öğretim Üyemiz, savunmasında sunduğu argümanları “Erbakan Hoca’nın terlemesi, başörtülü bacılarımız, namaz kılanların fişlenmesi vb. popülist ve gerçek dışı söylemlerle çürütmeye çalıştıklarını” belirtiyor.

Savunma almaktan çekinmediğini, hatta bunu bir onur meselesi olarak gördüğünü de vurgulayan bu yürekli akademisyen arkadaşımız, “Benim vazifem ne pahasına olursa olsun gerçekleri, yalnız gerçekleri konuşmak ve savunmaktır. Ben sizin yaktığınız meşalenin aydınlığında ortaya çıkan gerçekleri insanlara aktarmaya çalışıyorum.” diyor.

Evet, hiç kuşkusuz namuslu bir bilim adamının, bir öğretmenin en önemli işi öğrencilerine yalnız ve yalnız bilimin gösterdiği yolda doğruları, gerçekleri anlatmaktır.

Bu anlamda o değerli arkadaşımızı, o yürekli öğretim üyemizi gönülden kutluyorum.

Ancak benim yüzümden başının belâya girmesinden dolayı da son derece üzgünüm.

Mamafih, şu duruma bakar mısınız: Bir üniversitede bir öğretim üyesi yasa dışı olmayan, bilimsel esaslarla yazılmış ve piyasada satılan bir kitaptan alıntılarla ders anlattığı için ya da kitabın okunmasını öğrencilerine önerdiği için soruşturmaya uğrayabiliyor. Burası üniversite yahu, üniversite… Üniversitede terörü, şiddeti teşvik etmediği sürece her türlü görüş, fikir okutulur, tartışılır, yorumlanır. 12 Eylül döneminde bile üniversitede okurken örneğin Sosyoloji Tarihi dersinde Marx’ı çatır çatır okuduk, tartıştık. Şimdi 28 Şubat ile ilgili bir kitabın neyinden korkuluyor?

Ha, neden korkulduğunu ben söyleyeyim: 28 Şubat konusunda toplumda yalanlar üzerine oluşturulmuş büyük bir algı var; o yalanların açığa çıkmasından, gerçeklerin öğrenilmesinden ve yıllarca tek yanlı propagandalarla yerleştirdikleri algının çökmesinden, 28 Şubat’ın bir darbe olmadığının anlaşılmasından birilerinin ödü kopuyor.

Ama korkunun ecele faydası yok! Mesajında “Biz gerçekleri, hakkı ve hukuku baskılara, zulme mağlup ettirmemeye yeminliyiz Komutanım” diyen Değerli Öğretim Üyesi arkadaşıma ben de şu sözlerle yanıt vermek isterim:

– Biz de haksız bir şekilde dahil edildiğimiz 28 Şubat davası sonucunda, gerek cezaevi gerekse mahkeme sürecinde ister istemez öğrenmek durumunda kaldığımız, öğrendikçe daha da şaşırdığımız bilgileri yılmadan yazmaya, bu topluma gerçekleri anlatmaya, birilerinin yıllardır tek yanlı propagandalarla sömürerek yıkadığı beyinleri aydınlatmaya devam edeceğiz.

Bütün Türkiye 28 Şubat’ı doğru biçimde öğrenecek!

Etiketler
Emekli Öğrenci Soruşturma Üniversite