Erdoğan'dan sonra Sabah yazarı da TÜSİAD düşmanı oldu: Hükümetin yaptıklarını görmeden geldi patronlara yüklendi
Sabah yazarı Güngör, Erdoğan'ın TÜSİAD'a karşı açıklamasının ardından patronlara yüklendi. Ancak Güngör, hükümetin sorumlu olduğu alanlarda hükümete tek kelime etmedi, Erdoğan'ın grevlere bakış açısını görmezden geldi.
Hükümete yakın Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, “TÜSİAD’ın tuzu kuru” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Güngör yazısında, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan’ın yaptığı konuşmalara tepki gösterdi. Söz konusu konuşmalara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Haddinizi bilin” diye tepki göstermişti.
ERDOĞAN’IN GREVE BAKIŞINI YAZAMADI
Güngör, “Zenginler Kulübü'ne bak hele! Nasıl da halkı savunuyor öyle değil mi? Yahu, inandınız mı? Bu kulübün üyesi patronlar için önemli olan ülkenin, halkın çıkarları değildir, kendi çıkarlarıdır.
Onlar kapitalizminin en örgütlü kulübüdür. İşçilerinin demokratik haklarından biri olan grev ve toplu sözleşme hakkından rahatsızdırlar” dedi.
Ancak Güngör’ün yazmaktan kaçtığı bir gerçek vardı… AKP iktidarı boyunca birçok grev Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Temmuz 2017'de, OHAL devam ederken yaptığı konuşmada, sermaye temsilcilerine OHAL'i işçilerin hak arama mücadelesine karşı kullandıklarını söylemişti. Erdoğan, "Olağanüstü hali biz iş dünyamız daha iyi çalışsın diye yapıyoruz. Soruyorum, iş dünyanızda herhangi bir sıkıntınız, aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. Hatırlayın o günleri. Şimdi böyle bir şey var mı? Tam aksine. Şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL'den istifadeyle anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz, çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız" ifadelerini kullanmıştı.
AKP’nin greve bakış açısı, parti lideri Erdoğan’ın sözleriyle ortadayken, Güngör’ün bunu bilmiyor olması mümkün değil. Sadece Sabah yazarı Güngör bu gerçeği söylemekten çekiniyor.
POLİSLER PATRONLARA MI BAĞLI?
Güngör’ün yazısında dikkat çeken bir bölüm daha var:
“Her dönemde hele hele krizlerde kârlarını katlarken işçisine aynı oranda zam yapmazlar. Hatta daha iyi koşullarda daha yüksek bir ücretle çalışmak ve geçinebilmek için sendikaya üye olmak isteyen işçilerinin üzerine polisi salarlar. (Hatırlayın, Tuncay Özilhan eylem yapmak isteyen işçileri evinin sokağına bile aldırmamıştı.)
Şimdi de enflasyondan şikâyet ediyorlar ya... O serzenişe de kanmayın. Onlar yükselen maliyeti sana, bana yansıtırlar. Ekonomiden aldıkları pay artar ama onu işçileriyle paylaşmazlar.”
Türkiye’de polis teşkilatı İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Hiyerarşik sistemle işleyen teşkilatta, herhangi bir polisin bir patrondan talimat alarak hareket etmesini yasalar engelliyor. Polislerin amirlerin verdiği talimat doğrultusunda hareket etmesi öngörülüyor. Güngör’ün dediği “Patronlar sendikaya üye olmak isteyen işçilerinin üzerine polisi salarlar” durumu varsa, Emniyet teşkilatının hiyerarşik sistemden koptuğu, Bakanlığı da patronların yönettiği ihtimali gündeme gelir.
GÖLGE BOKSUNDA HÜKÜMETE TEK KELİME EDEMEDİ
Dilek Güngör, işçilere zam yapılması konusunu da gündeme getirdi:
“Öyle ya... Madem kriz var, vatandaşın alım gücü iyice düştü, patronlar da biraz az kazansın. Mesala, bir kampanya başlatalım. İşçilerini enflasyonda ezdirmemek için yeniden zam yapsınlar.
Sermaye düşmanı değilim. Ama Patronlar Kulübü'nün şirket tablolarına bakınca tuzlarının kuru olduğu ayna gibi ortaya çıkıyor. O zaman da bu ağlaşmalar timsah gözyaşı gibi geliyor insana...
Bakın, TÜSİAD üyeleri bu dönemde servetlerine nasıl servet katmışlar?...
…Velhasıl, TÜSİAD'çıların tuzu kuru... Onların fakir edebiyatı yapmaları ancak ve ancak işçilerinin daha fazla zam istemelerini önlemek içindir.”
Güngör haklı… Sermaye son dönemde karlarını çok yükseltti. Türkiye’deki gelir adaleti bozuldu, uçurum derinleşti. Şirketlerin çalışanlarına insani düzeyde yaşaması için zam yapması herkesin temel beklentisi.
Ancak, asgari ücreti belirleyen komisyonda hükümetin dediği her şey hayata geçiyor. Pekala hükümet, ‘sermayenin vicdansızlığına’ karşı çıkıp maaşlara zam yapılmasını sağlayabilir. Bunun önünde bir engel yok…
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin en büyük nedenlerinden birisi hükümetin ekonomi politikası. Adaletsizliğin giderilmesi için adım atacak olanlar da ekonomi politikasını belirleyenler. Ancak, Sabah yazarı Dilek Güngör, yaptığı ‘gölge boksu’nda hükümete yönelik tek kelime edemedi.