Mafyalaşmanın perde arkası | Bahadır Özgür, Erol Evcil'in ilmek ilmek ördüğü tezgahın detaylarını anlattı: 'Her şey bir cinayetle başladı'
Birgün gazetesi yazarı Bahadır Özgür, "Her şey yine bir cinayetle başladı" diyerek demir - çelik sektöründeki mafyalaşmanın tarihini anlattı.
'Demir Yumruk' adıyla demir çelik sektörüne yapılan operasyonda suç örgütü lideri Erol Evcil ve dört kişi tutuklandı; 14’ü fabrika 95 işyeri basıldı, yüzlerce araç ve gayrimenkule el koyuldu.
İlk 500’e girmiş 3 fabrikanın çetelere geçtiği, 25 milyar liralık kamu zararının olduğu, 3 ayrı suç örgütünün yönetici ve üyesinin gözaltına alındığı açıklandı.
Birgün gazetesi yazarı Bahadır Özgür, 'Evcil’in ilmek ilmek ördüğü tezgâh' başlıklı yazısında "Yer yerinden oynamalı" denilecek bir operasyonla karşı karşıya olunduğunu söyledi.
"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu mağrur bir tavırla, '10 aydır ilmek ilmek ördük. Hiç bilgi sızmadı' dedi. Sızmasına da gerek yoktu zaten. Göz göre göre yaşandı her şey çünkü" diyen Özgür, devamında şunları kaydetti:
'YILLARDIR BORCU ÖDENMEYEN FABRİKALARIN ELEKTRİKLERİ BİLE KESİLMEDİ'
"Devletin elinde daha 2004’te hazırlanmış istihbarat raporu varken, başka fabrikaların da ele geçirilmesine göz yumuldu. İzmir’de bir ‘çökme’ olayı mahkemeye taşındığı halde, yine göz yumuldu. Mağdur binlerce işçi kapı kapı dolaşırken de devlet alacağını tahsil edemezken de sessiz kalındı. Hatta yıllardır borcu ödenmeyen fabrikaların elektrikleri bile kesilmedi. Daha ne sızıntı olsun!
Üstelik bunlar gazetelerde, internet sitelerinde haber oluyor, pek çok gazeteci yazıyordu. Yani muhtemelen bir paylaşım kavgası olmasaydı yine ortaya çıkarılmayacak, aynen devam edecekti. Nereden mi biliyoruz? Demir çelikteki mafyalaşmayı haber veren 20 yıl önceki bir istihbarat raporundan ve hâlâ süren bir dava dosyasından.
Gelin yağma tezgâhının ilmek ilmek nasıl dokunduğunu bir kez daha hatırlayalım.
'2004’TE YAZILAN İSTİHBARAT RAPORU'
Her şey yine bir cinayetle başladı. 2009’da Gaziemir’de ormanda insan kemikleri bulundu. Öldürülen kişi, kamu bankasına borcundan dolayı el konulan Ege Metal’i 2002’de satın almış, Aliağa’da kurulu Sözden Demirçelik’in sahibi Sezai Rahmi Özden’di. Kısa sürede her iki fabrikasını da Evcil’e kaptırdı.
'MEKTUPLA ERDOĞAN'DAN YARDIM İSTEDİ'
Özden 2004’te bir sabah eşini aramış, yurtdışına çıkacağını, bir müddet görüşemeyeceklerini söylemişti. 5 yıl boyunca Zehra Özden polise gidip gelmiş, nihayetinde 2009’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazıp yardım istemişti. Evcil’i işaret ediyordu. Mektuptan sonra kemiklerine ulaşıldı. Oysa devlet daha kaybolduğu gün ne olup bittiğinin farkındaydı.
2005’te Bursa Cumhuriyet Savcılığı, Evcil’e yönelik 'Bozuk Para' adlı bir kara para soruşturması başlatıyor; 2006’da da bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı 'Gökyüzü' adlı bir operasyon yapıyordu.
İşte o operasyonun temelini oluşturan 'gizli' ibareli bir istihbarat raporu, bir yıl önce, 2004’te İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne sunulmuştu. Raporu hazırlayan kişi dönemin KOM Daire Başkanı Hanefi Avcı’ydı.
'KAMU BANKASININ ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİYLE GÖRÜŞME'
Raporda Evcil ve Alaattin Çakıcı’nın yeni bir suç örgütü oluşturduklarından, korkutma ve yıldırmayla fabrikaları ele geçirmeye başladıklarından bahsediliyordu. İlk avları Ege Metal’di. Para hareketleri incelenmiş, telefon konuşmaları kaydedilmişti. Hatta Özden’in 'muhtemelen öldürüldüğü' söyleniyordu. Bir telefon dinlemesine, kredi almak için iki kamu bankasının üst düzey yöneticileriyle Evcil’in görüşmesi bile takılmıştı.
'ABDÜLLATİF ŞENER’LE GÖRÜŞMÜŞTÜ'
Bu kadar mı? Elbette hayır. Devletin istihbaratı Evcil’in devamındaki işlerini de biliyordu. Nitekim geçen haftaki operasyonun merkezinde yer alan Sivas Demir Çelik’in Evcil’e geçme hikâyesi de ayrıntılarıyla anlatılıyordu raporda. Özelleştirme sonucunda bir grup Sivaslı patronun aldığı fabrikanın zorda olduğunu duyan Evcil’in 2004 yılının Ağustos ayında, az sonra dava dosyasını inceleyeceğimiz başka bir fabrikaya çökme vakasında suçlanan Avukat Aydoğan Semizer’i, Sivas’a gönderdiğine işaret ediliyordu. Raporda şu bilgiler vardı:
'TMSF'ye borcun ödenmesi için Evcil'in şirketinden 6 milyon 390 bin dolar Sivas Demir Çelik'e gönderiliyor. Şirketin eski sahibi Selahattin Rüstemoğlu'na 12 milyon dolar verilmesi kararlaştırılıyor. 1 milyon dolar elden ödeniyor. Böylece Sivas Demir Çelik de Evcil kumpanyasına katılıyor. Kentbank nedeniyle TMSF'nin uhdesinde bulunan teminat mektubu nedeniyle resmi satış için TMSF'yle ilişkiye geçiliyor. Evcil aracılar vasıtasıyla TMSF Yönetim Kurulu Üyesi Hasan İncekara ve TMSF Tahsilat Dairesi Başkanı Basri Ocak’la görüşüyor. Devreye TMSF'den sorumlu Devlet Bakanı Abdüllatif Şener giriyor.
Bakan, Evcil'le Ankara'da GAP Bölge Kalkındırma İdaresi Başkanlığı'nda görüşüyor. Konu basına yansıyınca Bakan Şener, ‘Evcil'e fabrikayı söküp götürmeyin’ telkininde bulunduğunu açıklıyor. Durumu açığa çıkan Evcil, ‘Şirketle ilgim yok’ diyor. Sivas Emniyet Müdürlüğü ise Evcil'in şirkete giriş çıkışını tespit ediyor. Dinleme kayıtlarında da Evcil'in şirketin yönetimini fiilen yürüttüğü kanıtlanıyor.'
Bunlara rağmen Evcil’in çökme faaliyetleri engellendi mi? Yine hayır. (...)"