HDP Danışma Kurulu üyeliğine seçilen Prof. Dr. Şebnem Oğuz, üniversiteden istifaya zorlandı
HDP Kongresi’nde partinin yetkili organları arasında yer alan Danışma Kurulu üyeliğine seçilen Prof. Dr. Şebnem Oğuz, Başkent Üniversitesi tarafından istifaya zorlandı.
HDP’nin 5’inci Olağan Kongresi’nde, "Danışma Kurulu"na seçilen Prof. Dr. Şebnem Oğuz’un 10 yıldır öğretim üyesi olduğu Başkent Üniversitesi tarafından istifaya zorlandığı ortaya çıktı.
“REKTÖRLÜK MESAİ BİTİMİNDEN ÖNCE İSTİFA DİLEKÇEMİ YAZMAMI İSTEDİ”
Skandal gelişmeyi duyuran Oğuz, "Kongrenin hemen ardından, 4 Temmuz Pazartesi günü öğle saatlerinde Başkent Üniversitesi Rektörlüğü, HDP Danışma Kurulu’nda yer almam nedeniyle mesai bitiminden önce istifa dilekçemi yazmamı istedi. Anayasa'da tanımlı ve hukuki koruma altında olan bu hakkımı kullanmış olmam, üniversite tarafından işimin sonlandırılması gerekçesi oldu. Okula gittiğimde ilişik kesme formum hazırlanmıştı" dedi.
BAĞIMI İKİ GÜNDE KESTİM
BirGün’ün haberine göre; HDP Kongresi’nde partinin yetkili organları arasında yer alan Danışma Kurulu üyeliğine seçilen Prof. Dr. Oğuz, kısa süre içerisinde emekli olacağını okul yönetimine daha önce duyurmasına rağmen istifaya zorlandı. Konuyla ilgili bir açıklama yayımlayan Oğuz, şunları vurguladı:
"Kurumla olan gerçek ve dijital bütün bağlarımı iki günde keserek üniversite kimlik kartımı teslim ettim. İlişik kesme işlemleri sırasında kurumun bilişim sistemine yüklediğim materyalleri kendi dijital ortamıma aktarmak için istediğim süre dolmadan ilgili hesaplara erişimim kapandı, bölümün web sitesinden adım çıkarıldı, bölümün sosyal medya hesapları dahi takipçim olmaktan çıkarıldı. Daha önce sözünü verdiğim akademik işleri teker teker iptal etmek zorunda kaldım.
ÜNİVERSİTENİN AÇIKLAMASI YANLIŞ
Vermeye zorlandığım dilekçemin hemen ardından fakültede, ‘kendi isteğimle emekli olduğum’ konusunda yazılı açıklama yapılmıştır. Bu açıklama yanlış ve eksiktir. Mecliste grubu bulunan yasal bir siyasi partinin danışma kuruluna üye olmamın hemen ardından emeklilik nedeniyle istifaya zorlandım. Bu açıklamayı yapma nedenim kişisel bir mağduriyeti dile getirmekten çok, hem kapatma davası açılan bir siyasal partinin yasallığını bir kez daha vurgulamak üzere gösterdiğim dayanışmanın, Anayasal hakkımın ve görevimin, hem de özgür ve demokratik üniversite mücadelesinde vakıf üniversitelerinde yaşanan sorunları ortaya koyma sorumluluğumun bir gereğidir."