Casusluktan yargılanan tutuklu savcı, hakim karşısında: 'Polis bana kumpas kurdu, yargı ayağı da var'
İranlı rejim muhaliflerini Türkiye'den kaçırmaya çalıştıkları iddiasıyla tutuklanan ve aralarında açığa alınan savcı Davut Yılmaz, "Bu kumpasın yargı ayağı da var" dedi.
İran istihbaratının Türkiye’deki rejim muhaliflerini kaçırmaya yönelik operasyonu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından deşifre edilmiş, aralarında açığa alınan Cumhuriyet savcısı Davut Yılmaz ve Savunma Sanayi Şirketi sahibi İhsan Sağlam’ın da bulunduğu toplamda 16 kişi geçen şubat ayında tutuklanmıştı. Sanıklar, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hâkim karşısına çıktı.
Duruşmaya aralarında savcı Davut Yılmaz ve İhsan Sağlam'ın da olduğu 14 tutuklu sanık getirildi. 2 tutuklu sanık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı.
Tutuklu savcı Yılmaz, polisin kendisine kumpas kurduğunu iddia ederek, "Bu kumpasın yargı ayağı da var. Ben suçlu, kriminal bir insan mıyım? Bu kadar saçma bir iddianame görmedim. Casus savcıymış. Ne casusu, hâlâ devletin savcısıyım. Açıkta da olsam devletten maaşımı alıyorum. Bu kumpas bir gün patlayacak” dedi.
TUTUKLU SAVCI YILMAZ: ARABAMI VERMİŞTİM, MEĞERSE ADAM KAÇIRMAYA GİTMİŞLER
ANKA'dan Fahrettin Öztürk'ün haberine göre; duruşma, sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başladı. Açığa alınan tutuklu savcı Davut Yılmaz, şöyle savunma yaptı:
“Denizli, Yalova ve Zonguldak’ta adam kaçırma ve kaçırmaya teşebbüsü ile suçlanıyorum. İhsan Sağlam’a Denizli’ye giderken arabamı vermiştim. Keşke vermeseydim. Meğerse adam kaçırmaya gitmişler. Ben suçlu, kriminal bir insan mıyım? O kadar örgütlü suçlar savcılığı yaptım. Bu kadar saçma bir iddianame görmedim. Ben böyle bir olay olduğuna da inanmıyorum. Örgüt yok. 3 kişinin ifadesiyle gözaltına alındım. 40 polisle evimi bastılar, didik didik aradılar. Casus savcıymış. Ne casusu? Boşu boşuna cezaevinde yatıyorum. Devletçi ve milliyetçi bir insanım. Hiçbir İran devlet görevlisiyle alakam yok. Terör savcılığı yaptığım dönemde şüphelilerin ifadelerinin Emniyet’te alınmasını istemediğim için polislerle aramızda sürtüşme olmuştu, bu yüzden bana kumpas kuruldu. Hâlâ devletin savcısıyım. Açıkta da olsam devletten maaşımı alıyorum, ailem lojmanda oturuyor. Kaçma şüphem yok. Bu kumpas bir gün patlayacak. Kumpası yapanlar bir gün yargılanacak ve cezaevine girecek. Bu kumpasın yargı ayağı da var. Tahliyemi talep ediyorum.”
Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmeyip tahliyelerini talep etti.
3 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Mehmet Emin Araci, Behnaz Ebrahimihajisarayi ve Tuba Eren’i adli kontrol şartıyla tahliye etti. Diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı ekim ayına erteledi.
İDDİANAMEDE SAVCI DAVUT YILMAZ HAKKINDA 42 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede sanıklar hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “suç örgütüne üye olma", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "cebir tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından değişen oranlarda cezalar talep edildi.
İddianamede savcı Davut Yılmaz için 23 yıldan 42 yıla kadar, İhsan Sağlam için ise 24 yıldan 52 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 14 sanık için de değişen oranlarda hapis cezaları talep edildi.
İDDİANAMEDE İRAN’A KAÇIRILAN ESKİ ALBAY VE AİLESİ MAĞDUR
İddianamede, İran'a kaçırılan eski İranlı Albay Mashali Firouze, eşi Arezou Saeidvand ile oğulları Arıan Aminmavaneh ve kaçırılmaya çalışılan eski İran Deniz Kuvvetleri Subayı Mohammed Rezaei, ekonomist Shahnam Golshani'nin bulunduğu 5 kişi mağdur olarak yer aldı.
SAVCI YILMAZ’IN BİLGİLERİ UYAP’TAN İLETTİĞİ İDDİA EDİLDİ
İddianamede, açığa alınan savcı Davut Yılmaz’ın uluslararası koruma altında bulunan şartlı mültecilerin kanunen gizli mahiyetteki bilgilerini, sınırlı erişime açık ve elektronik imza ile giriş imkânı sağlayan UYAP sistemi üzerinden temin edip İran istihbaratına ilettiği kaydedildi.