Eğitim Sen'den OHAL Komisyonu'nun Barış Akademisyenleri kararına tepki
Eğitim Sen, Barış Akademisyeni üyelerinin göreve dönüşlerini sürüncemede bırakarak başvurularının OHAL Komisyonu tarafından reddedildiğini söyledi.
Eğitim Sen, Barış Akademisyeni üyelerinin göreve dönüşlerinin 5 yıl boyunca sürüncemede bırakılmasının ardından başvurularının iptal edildiğini duyurdu.
Konuyla ilgili basın açıklaması Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler şubesi tarafından yapıldı.
Şubelerinden OHAL KHK’ları ile hukuksuz bir şekilde 63 üyenin ihraç edildiğini belirten Şube Başkanı Beyzade Sayın, komisyonun 9 üyeye kabul, 50 üyeye ret ve 4 üyenin kararanın herhangi bir sonuca bağlanmadığını söyledi.
“KAYYUMLAR ÜNİVERSİTELERİ TEHDİT EDİYOR”
Siyasi iktidardan aldığı talimatlarla akademik usulleri ihlal eden kayyum rektörlerin, üniversite ve üniversite emekçilerinin geleceğini tehdit etmeye devam ettiğini söyleyen Sayın, “Akademik özgürlüklere ve üniversitelerin özerkliğine yönelik saldırılar durmaksızın sürerken üniversitelerimiz, idari ve teknik personel, akademik kadro ve öğrenci profili bakımından ciddi nitelik kaybı yaşıyor. Bu sadece bizim üyelerimizin değil, iş güvencesini, akademik özgürlüğü, üniversite özerkliğini ve bilimsel çalışmaların bağımsızlığını, içinde yaşadığı toplumun refahını ve geleceğini umursayan herkesin meselesidir” dedi.
SİYASAL İKTİDAR 130 BİNDEN FAZLA KAMU ÇALIŞANININ GÖREVİNE SON VERDİ
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ülke genelinde OHAL ilan edilmesiyle baskıların kitlesel bir kıyıma dönüştüğünü ifade eden Sayın, “Yasama ve yargı erkini de elinde toplayan siyasal iktidar, istisnai yetkilerle çıkardığı OHAL KHK’larıyla 130 bini aşkın kamu çalışanının görevine son verdi. 4.239 KESK üyesi de bu KHK listelerine eklenerek hukuksuz bir şekilde ihraç edildi. Bu ihraç kararları, haklarında mahkemeler tarafından verilmiş ve kamu görevinden çıkarılmalarını gerektiren herhangi bir mahkûmiyet kararı ya da disiplin soruşturmasına dayanmıyor; ayrıca konunun muhataplarına kendilerini savunma hakkı bile verilmedi. OHAL KHK’leri, ihraç edilen kamu görevlilerinin, özel yaşam, aile yaşamı, seyahat, çalışma, sosyal güvenlik ve benzeri birçok yurttaşlık haklarından mahrum edilmelerine yol açtı” diye konuştu.
“BARIŞ AKADEMİSYENLERİ SADECE ANAYASAL HAKLARINI KULLANDIKLARI İÇİN CEZALANDIRILIYOR”
OHAL Komisyonu’nun Avrupa Konseyinin tavsiyesi üzerine kurulmuş olsa da yapısı ve işleyişiyle Avrupa Konseyinden çok uzakta olduğunu belirten Sayın, “Geçen zaman içinde Komisyon binlerce kamu görevlisinin uğradığı haksızlığı gidermek bir yana, bu haksızlıkları onaylayan kararlara imza attı. Gelinen noktada 6 yıllık oyalamanın sonunda üyelerimizin başvurularını reddederken, Anayasa Mahkemesi’nin, Barış Akademisyenlerin ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüklere sahip çıkan 26 Temmuz 2019 tarihli kararını görmezden geldi. Bu karar gereğince yargılandıkları ceza davasından beraat eden Barış Akademisyenleri, sadece anayasal haklarını kullandıkları için resmen ve fiilen cezalandırılmaya devam etmektedirler.” açıklamalarında bulundu.
“OHAL KOMİSYONU'NUN KARARLARI HUKUKSUZDUR”
Anayasa’nın 153’üncü maddesini referans gösteren Sayın, “Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayacağını açıkça belirten Anayasa’nın 153’üncü maddesi ihlal ediliyor. Bu da Türkiye’nin anayasasızlaşma sürecinin derinleşerek devam ettiğini gösteriyor. Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen üyelerimiz ve Yürütme Kurul üyemiz ihraçlarından bu yana geçen 6 yılda uğradıkları tüm haklarıyla birlikte görevlerine TBMM kararıyla iade edilmelidir. Sonuç olarak, OHAL Komisyonu'nun ret kararı da kabul kararı da hukuksuzdur” diye konuştu.