'Amiraller' davasında mahkumiyeti istenen Türker Ertürk: Seçime az kala savaş, suikast, gerginlik… Her şey bekleyin
Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Montrö Sözleşmesi'yle ilgili yaptıkları açıklama nedeniyle yargılandıkları davada savcının, kendisinin de aralarında olduğu 12 kişi için ceza istemesini Gerçek Gündem'e değerlendirdi.
GERÇEK GÜNDEM - FİLİZ GAZİ
Montrö Sözleşmesi'yle ilgili yaptıkları açıklama nedeniyle 'anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak' suçlamasıyla 103 emekli amiralin yargılandığı davanın üçüncü duruşması Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Avukat Hüseyin Ersöz'ün aktardığına göre savcı, sanıkların 91'i için beraat, 12'si için mahkumiyet kararı talep etti. Hapis cezası istenen isimler şöyle:
Alper Çetin Tezeren,
Atilla Kezek,
Atilla Kıyat,
Arif Vehbi Alpman,
Ergün Mengi,
Işık Biren,
İlker Güven,
Mustafa Özbey,
Cem Gürdeniz,
Eski TESUD Başkanı Namık Kemal Çalışkan,
Osman Metin Açımuz,
Türker Ertürk.
"HEPSİNE BERAAT DESELER, HANİ DARBE YAPIYORLARDI DERLER"
Gerçek Gündem'e konuşan emekli Tuğamiral Türker Ertürk, mütalaayı şöyle değerlendirdi:
“İddianamede ne denilmişti, bunlar anlaştı, darbe falan… Diğerleri hiç karışmamış da bu 12 isim mi yapmış? Hepsine beraat deseler, derler ki ‘e sen kıyameti kopardın darbe diye, ortada bir şey yokmuş.’ Dikkat edin ceza istenen isimler toplumun önünde olan, yazan çizen, ekranlara çıkan, özgül ağırlığı olan kişiler. Bu kişiler üzerinden kitleler korkutulmaya çalışılıyor. Bakın Cem Gürdeniz’in yazışmalarda adı bile yok. WhatsApp grubunda dahi yoktu. Benim ise metne katkım yok, katılıyorum, imzalıyorum dedim sadece.”
CEZA İSTENEN İSİMLER TOPLUMUN ÖNÜNDE OLAN İSİMLER
Ertürk, “Mütalaa seçime yönelik bir operasyon. Çok net” diyerek seçime az kala şuna dikkat çekiyor:
“Artık seçim sath-ı mailine girdik. Savaş, suikast, gerginlik… Her şey bekleyin. ‘Ya oy verirsiniz ya da sizi döveriz’ deniliyor.
Ertürk, davaya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Bu dava Ergenekon, Balyoz gibi bir kumpas. Cemaatle yapıyorlardı, bu kumpası iktidar yapıyor. Mütaalanın arkasında iktidarın ağır vesayetinin olduğu ortada, hukuki hiçbir gerekçe yok. Mesela Savcı benden hiç bahsetmiyor, işte şunu yapmıştır, şu faaliyete katılmıştır gibi… Ama sonunda diyor ki, bu da cezalandırılsın!”